İlker Gezici’nin İBŞT’nin “Şekerpare” oyununa dair Sabah’ta yayınlanan yazısının bir kısmını okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Atıf Yılmaz’ın yönettiği 1983 tarihli ‘Şekerpare’ filmi; Şener Şen, İlyas Salman, Şevket Altuğ, Ayşen Gruda ve Yaprak Özdemiroğlu’nun muhteşem performanslarıyla hâlâ hafızalarda. Türk sinemasının bu ünlü klasiği; Yavuz Turgul’un senarist olarak imza attığı ama kendisinin çekmediği filmlerden biri. Namuslu ve dürüst bekçi ‘Cumali’nin, rüşvetçi komiser ‘Ziver’in düzenine çomak sokmasını ve onun başına çorap örmesini anlatan eğlenceli film, Şehir Tiyatroları tarafından sahneye uyarlandı. ‘Şekerpare’; Engin Alkan’ın yönetimiyle, 25 Mart’tan itibaren izleyiciyle buluşmaya başladı. Alkan’ın ‘Komiser Ziver’ rolünü de üstlendiği oyun, kısa sürede büyük ilgi çekti.
Bitmeyen Oyun!
Alkan, bu oyunla gerçekten zor bir işe soyunmuş. Ünlü oyuncu, her zamanki samimi ve doğal oyunculuğuyla beğeni topluyor. Ancak büyük usta Şener Şen’den sonra ‘Ziver’i kim oynarsa oynasın, rolün bir yanı eksik kalıyor. İlk başta biraz yadırgansa da, ilerleyen sahnelerde Alkan seyirciyle bağ kurmayı başarıyor. Alkan’ın karaktere Charlie Chaplin yorumu katmaya çalışması dikkat çekiyor. Hem oyunu yönetip, hem de oynamak Alkan’ı zorlamış olacak ki, oyun sırasında takıldığı bir yerde “Hem yazıp, hem yönetince havaya giremiyoruz” diye not düşüyor. İki perdelik oyun, üç saat sürüyor. Eser, biraz uzun olmasına rağmen akıcı temposu ve doğal oyunculukları sayesinde izleyiciyi sıkmıyor. Kadın oyuncuların “Bitmeyen oyun yapmışlar!” diyerek sergilediği samimi tavır, seyirciden alkış alıyor.
Şarkılarda İmzası Var
20 kişilik bir kadronun rol aldığı oyunda; Şevket Altuğ’un canlandırdığı ‘Hurşit’i Aybar Taştekin, İlyas Salman’ın oynadığı ‘Bekçi Cumali’yi Uğur Dilbaz, Yaprak Özdemiroğlu’nun oynadığı ‘Şekerpare’ rolünü Dolunay Pircioğlu üstleniyor. Burçak Çöllü’nün şefliğini üstlendiği orkestranın çaldığı müzikler, seyirciyi oyunun içine çekiyor. Birinci perdede altı, ikinci perdede yedi şarkı çalınıyor. Şarkı sözlerinin tümünde Engin Alkan’ın imzası var. Oyunun sahne tasarımı Barış Dinçel’e, kostüm tasarımı Duygu Türkekul’a, ışık tasarımı ise Cem Yılmazer’e ait. Oyunda kostüm ve dekorlar çok özenli. Özellikle Galata Kulesi ve Kız Kulesi görünümlü dönen platform; sunduğu müthiş görselliğin yanında, oyunculara da büyük kolaylık sağlıyor.
“Sahneden Uzak Olmak İstedi”
Oyunun yönetmeni Engin Alkan, “Herkesin bildiği ve sevdiği bir filmi tiyatroya uyarlamak riskliydi” diyor. Sinemada Şener Şen’in canlandırdığı bir rolü oynamanın kendisi için büyük gurur olduğunu söyleyen Alkan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Sinemada yakalanmış lezzeti tiyatroda da yakalamak gerekiyordu. Tamamen bağımsız bir şey yapamazdık; birebir filmi uyarlamak da taklit etmek gibi olacaktı. O yüzden oyunu biraz daha teatralleştirdim. Müzikal olması işimi kolaylaştırdı. Şener Şen’in oynadığı rolü oynamak büyük bir onur.”
Devamı için tıklayınız.
