Bülbül Susturulduğunda

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Canan Yeniokatan

Filistin’in Ramallah bölgesinde bir ev. O evin içinde tek başına bir yazar. Dışarıda sokağa çıkma yasağı, dışarıda tank sesleri, dışarıda asker çizmesi. Sadece dışarıda mı? Bazen insanın özne alanı olarak tanımladığı içeride bile. Ya insan psikolojisi?

İçerde tek başına bir yazar. Hem kendisi hem ülkesi ile hesaplaşmakta. Kıstırılmış dört duvarında her şeyi sorgulamakta. Dışarı ile tek bağlantısı televizyon ve telefon. Televizyon haberlerinin, savaşa bakışını betimleyen soğukluk ve umarsızlık insanı daha da yalnızlaştırıyor.  İç dünyası ile bağlantısı kağıtlar ve kalemi. Mütemadiyen not tutmakta. Her an asker çizmelerinin evinin içini dolduracağı, tüm özellerinin ihlal edileceği endişesiyle, her aklına geleni, ama her aklına geleni yazıp durmakta. Bu aksiyon içindeyken de oyuncu, düşünceleri kelimelere dönüştürerek,  her duygu akışını seyirciye yansıtmak zorunda haliyle.  Söz konusu savaş olunca,  oyun dramdan öteye fazla geçemiyor ve bir süre sonra monotonlaşabiliyor.

Hayat her zaman komedi değil elbette.

Alptekin Serdengeçti’nin 70 dakika süren performansı,  Üsküdar stüdyo sahnenin samimi atmosferinde izleyiciye de oyunun içindeymiş havasını verecek kadar etkileyici kılıyor oyunu. Monotonluğun en hissedilir olduğu esnada ise bitiyor. Sanki final havada kalmışçasına.

Dekor, karartma gecelerinde bir yazarın evi nasıl olması gerekirse o havada. Kütüphane, kitaplar, aile fotoğrafları, çalışma masası.

Fotoğrafların asılı olduğu duvar şeklindeki pano önemli bir detay, çünkü oyuncu yazar o fotoğraflarla gideriyor bir nebze olsun yalnızlığını. Televizyon da önemli bir detay,  çünkü gösteriyor medyanın umarsızlığını.

Filistinli aktivist yazar Raja Shehadeh’in kaleminden çıkan oyun, 2002 senesinde evinde tek başına mahsur kaldığı günlerde tuttuğu günlüklerin oyunlaştırılması sonucu ortaya çıkan bir eser “Bülbül Susturulduğunda”. Ateşkes ilan edilip silahlar bir nebze olsun sussa da,  hayat devam ediyor, oyunun finali bu yüzden havada asılı kalmış hissi veriyor olabilir.

Bu sezon Devlet Tiyatrolarında tek bilet bularak izlediğim oyun olması da, “Oyuna biraz ilgisiz mi kalınmış acaba?” düşüncesi oluşturmadı değil kafamda.

Oyun emektir, oyun mesajdır, oyun düşünmektir. Koltuklar boş kalmasın.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Canan Yeniokatan

Yanıtla