Biten Bir Sezonun Ardından Tiyatro Öteki Hayatlar 10 Yaşında: ’10’

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Üstün Akmen

Tiyatro Öteki Hayatlar, Türkiye’nin kültür-sanat çölünde 10. Yılını “10” başlıklı bir oyun ile kutluyor.

Kim bu Tiyatro Öteki Hayatçılar?

Gelin onları sizlere kendi ağızlarından tanıtayım.

Tiyatro Öteki Hayatçıların kimi ilkokulda öyle ya da böyle başlamış tiyatro yapmaya, kimi üniversiteye gelmeyi beklemiş, kimi hep oynamış, kimi yazmış bütün bu yıllar boyunca…

Derken hepsinin yolu Galatasaray Üniversitesinde kesişmiş.

Mezuniyet Öncesi

Farklı yıllarda başlamışlar üniversiteye, farklı bölümlerde okumuşlar, ama hepsi aynı yerde buluşmuş sonunda: Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğunda.

Yaklaşık on senedir birlikte tiyatro yapıyorlar, Jean Genet de oynadılar, Arthur Miller da, Melih Cevdet Anday da.

L. Mankiewicz’ten “Eve Hakkında Her Şey”i tiyatroya da uyarladılar, Dario Fo’dan “Yalnız Kadın” da geçti sahnelerinden, Dürrenmatt’tan “V. Frank” da.

İlk kez kendilerinin çevirip sahneledikleri oyunlar da oldu, H. Can Utku’nun yazdığı oyunlara can verdikleri de…

Bütün üniversite toplulukları gibi onlar da her şeyi yapmışlar tiyatroda; ışık, dekor, kostüm…

… Ve Mezuniyet Sonrası

Sonra yavaş yavaş mezun olmaya başlamışlar, ama gene Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğundaymışlar, yani tiyatroyu bırakmamışlar.

Birkaç yıl daha geçmiş, artık kendi tiyatrolarını kurmaktan başka gidecekleri bir yer kalmamış, sonunda gözlerini karartmışlar ve 2005 yılında “Tiyatro Öteki Hayatlar”ı kurmuşlar. Kuruculardan Zeynep Seda Aksoy’un bir oyun broşüründe kullandığı:  “Tiyatro, öteki hayatlardır” sözünü kendilerine ad yapmışlar.

Türkiye’de tiyatro yapmanın zor olduğunu elbette biliyorlarmış, özel tiyatroların kapılarını birer birer kapattığını da; yeni kurulmuş, olanakları hayli sınırlı, küçük bir tiyatro olarak işlerinin çok daha zor olduğunu da biliyorlarmış, ama onlar yine de inatla ve ısrarla tiyatro yapmak istemişler, “kendi tiyatrolarını” yapmayı hedeflemişler.

Kendi istedikleri metinleri sahnelemek, oyunlarını kendileri kadar zevk alacak olanlarla paylaşmak, sözcüklere olan tutkularını başka tutkunlara aktarmak istemişler. Bütün bunları, Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğunda da yapabiliyorlarmış, yapabiliyorlarmış yapmasına da ulaştıkları izleyici artık yetmemeye başlamış kendilerine. Yılda sadece üç-dört defa, sadece üniversite şenliklerinde oynamak kesmemiş onları, işte onun için “Tiyatro Öteki Hayatlar” kurulmuş.

İnatla ve ısrarla tiyatro yapmaya devam ederlerken oyunlarının birileriyle aynı dili konuştuğunu, sahnede sundukları şeyin birileri için bir anlam ifade ettiğini görmek daha da hoşlarına gitmiş, yaptıkları işe daha da çok inanmalarını sağlamış.

Ve Bugün

Tiyatro Öteki Hayatlar bugün, içlerindeki öteki hayatların zenginliğini paylaşabilecekleri kişilere ulaşmayı başarıyorlar, bu toprakların tiyatrosu üstüne söyleyecek sözleri yerlerini buluyor yayıldığı boşlukta, “Bu işi yapmamızın başka bir nedeni yok, çünkü tiyatro, sadece tiyatro…” diyorlar.

2014-2015 tiyatro sezonunda onuncu yılını kutlayan Tiyatro Öteki Hayatlar, bu sezona özel olarak hazırladığı “10” adlı projesinde, ilk sezondan bu yana oyunlarında sahneye çıkmış kadın oyuncularını ekibe yeni katılan oyuncularla bir araya getiriyor. Oyun 2014 İstanbul’unda yaşayan 10 kadının kürtaj yaptırıp yaptırmamaya karar verme öyküleri çerçevesinde, günümüz kadınının kendiyle ilgili en yaşamsal konularda ne kadar özgür olabildiğini araştırıyor.

Kürtaj Sorunsalı

İstenilmeyen gebeliklerden vazgeçmek için doktor kontrolünde yapılan uygulama H. Can Utku’nun kaleminden masaya yatırılıyor. Kürtaj kararı hangi koşullar altında olursa olsun, hafife alınacak bir karar değil ki, H. Can Utku kürtajın ekonomik, sosyal, kültürel olmak üzere pek çok yönünü de ışığa kavuşturuyor.

 İnsan hayatını etkileyen böyle bir karar, kişinin içinde bulunduğu koşullar da mı düşünülmelidir ya da insanoğlu, düşünerek karar vererek öngördüğü koşullar çerçevesinde soyunun devamını mı planlamalıdır sorunsalı tartışmaya açılıyor.

Kürtaj hakkına kısıtlama getirilmesinin hem kadınların hem bebeğin sağlığını ve geleceğini ataerkil kapitalizmin çıkarlarına feda etmek olduğu düşünülürse, sermayeye ucuz, güvencesiz iş gücü oluşturmak olduğu düşüncesi kabul görürse “10” konusu itibariyle daha bir önem kazanıyor.

Kadını kişiliksizleştirerek erkek egemen yapıyı güçlendirmek konusu üzerinde izleyici düşünmeye zorlanıyor. Kadınların istenmeyen doğumlara zorlanması ile baskı rejiminin altının nasıl çizildiği anlatılıyor.

Can Utku’nun Sahnelemesi

Can Utku, Zeynep Seda Alhas-Zeliha Gizem Sayın ikilisinin sahne düzeni ve aynı ikilinin ışık tasarımlarının verdiği olanaklar dâhilinde kotardığı performatif sahneleme ve oyunculuk mutlaka izlenmeye değer.

Benim izlediğim gece görev alan oyuncu kadrosunu oluşturanların adlarını emeklerine, yeteneklerine, can verdikleri karakterlerle olamazcasına özdeşleşmelerine duyduğum hayranlık ve takdirin “nişanesi” olarak birer birer saymak istiyorum.

İşte onlar: Öznur Özçelik Dikme, Yasemin Kır, Cansu Tan, Göksu Işık, Gizem Ancı Aktepe, Ş. Ceren Ülgen, F. Yüksel Sendan, Zeynep Seda Alhas, İdil Engindeniz Şahan ve Canan Günaştı.

Helal olsun onlara diyorum.

Evrensel

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Üstün Akmen

Yanıtla