Karanlık Bir Tünele Doğru

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi öldürüldü. Dört Ayaklı Minare’nin çatışmalardan zarar görmesine dikkat çekmek ve çatışmaların durmasını talep etmek için yaptığı basın açıklamasından hemen sonra katledildi. Hayatını insan hakları davalarına adamış bir avukat olan Tahir Elçi’nin öldürülmesini kınıyor ve cinayetin faillerinin bulunmasını talep ediyoruz.

90’ların başında yaşanan Vedat Aydın ve Musa Anter cinayetleri farklı bir savaş konseptine geçişin birer simgesi olmuştu. Kürtlere karşı yürütülen ve yıllara yayılan savaşın işaret fişeği idiler. Tahir Elçi’yi katledenlerin bulunmaması durumunda geçmişe benzer şekilde bölgede operasyonların ve savaşın hakim olacağını beklememek safdillik olacaktır. Savaşa karşı barışı savunan kesimler bu gidişata karşı çıkmazsa bu girdabın tüm toplumu ve tüm sanat çevrelerini de sarması kaçınılmaz.

                           *                            *                                *

Aynı hafta içerisinde basın özgürlüğü açısından karanlık bir gün daha yaşandı. Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül tutuklandılar.  Sebep Suriye’deki gruplara ilaç kutularının altında silah sevkiyatı yapıldığının belgelerinin kamuoyuna faş edilmesi. Can Dündar savunmasında halkın bilgiye ulaşma hakkına dikkat çekiyor ancak karar gösteriyor ki basın ve ifade özgürlüğü, devletin güvenlik duvarlarına çarpmaya devam ediyor.

Gelinen bu noktada seküler muhalefetin nasıl karşılık vereceği önem taşıyor çünkü bu tutuklamalar bu kesime yönelik baskıların devamının geleceğini düşündürüyor. Tahir Elçi’nin Twitter’dan “Can Dündar/Erdem Gül’ün tutuklanmasına şiddetli bir toplumsal refleks gösterilmezse dönüşü olmayan karanlık tünelden geri dönüş zor olacak.” notu aslında olan biteni açıklıyor.

                           *                            *                                *

Bu dönem hem Kürtlere hem de seküler muhalefete ciddi saldırıların devamının geleceği gözüküyor, bu noktada sözü Shakespeare’e, Hamlet’e bırakalım:

Olmak ya da olmamak,
İşte bütün mesele bu.
Düşüncemizin katlanması mı güzel
Zalim kaderin oklarına yumruklarına,
Yoksa bela denizlerine karşı gelip
Dur yeter demesi mi?

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: EDİTÖR

Yanıtla