Kim Var Orada / Muhsin Bey’in Son Hamlet’i

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Metin Boran

Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosunun kurumsallaşma çabaları ve çalışmalarında sanatsal anlamda ciddi katkıları olan Ermeni tiyatro sanatçıları uzun yıllar görmezden gelinerek, yok sayıldı. Tanzimat döneminden başlayarak 1915 yılı Darülbedayi’nin (İstanbul Şehir Tiyatrosu) kuruluşuna kadar tiyatronun şekillenmesinde yazar, yönetmen, oyuncu ve çevirmen olarak katkıları olan Güllü Agop, Tomas Fasülyeciyan, Mınakyan Efendi, Kınar Hanım, Eliza Binemeciyan gibi onlarca isim uzun yıllar hem akademilerde hem de devlet sanat kurumlarında yok sayıldı. Bu haksızlık bugün hâlâ tam olarak giderilemedi ama son yıllarda paradigma dışında araştırma-inceleme yapan araştırmacılar ve tiyatro toplulukları bu alana yeniden el atarak gerçeğin izini sürmeye devam ediyorlar.

Bu topluluklar arasında yer alan ve uzun yıllar tiyatro sanatının yakın tarihsel arka planını araştırarak önemli bulgular ortaya koyan Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu, (BGST) Kim Var Orada?/ Muhsin Bey’in Son Hamlet’i adlı oyunla tiyatromuzun tarihine yeni bir yolculuk yapıyor. Topluluk yeni çalışmasında Ermeni Oyuncu Vahram Papazyan ve batılı anlamda Türk tiyatrosunun kurucusu kabul edilen Muhsin Ertuğrul’un dostluğu üzerinden farklı bir tartışmanın yolunu açıyor. Oyunda Muhsin Ertuğrul anılarını yazıyor, bu yaşanmışlıklar sadece Ertuğrul’un kişisel anıları olmayıp aynı zamanda Türk tiyatrosunun kuruluş sürecinde emeği geçen oyuncu ve sanatçıları, kurumları, olayları ve tiyatro eylemlerini de içeriyor. Bu kurgusal anılar içinde Muhsin Ertuğrul’un hocam diye hitap ettiği ve kendisinden tiyatroya ve hayata dair çok şey öğrendim dediği Vahram Papazyan önemli bir yer tutuyor. Oyunda Papazyan ile Ertuğrul’un tiyatro macerası değişik yönleri ile ele alınarak sahneye, oyunculuğa, sanata ve hayata dair yaşanan olaylar gün yüzüne çıkarılıyor.

Metin düzenlemesini Cüneyt Yalaz ve İlker Yasin Keskin’in yaptığı Kim Var Orada’nın reji çalışması ise aralarında Banu Açıkdeniz, Cüneyt Yalaz ve İlker Yasin Keskin ve Özgür Eren’in de yer aldığı ekip tarafından kotarılmış. Dekor tasarımını Özgür Eren’in düzenlediği oyunun, kostümleri Banu Açıkdeniz ve Duygu Dalyanoğlu, ışık tasarımı ise Levent Soy ve Özgür Eren tarafından yapılmış, müzikler ise Aybars Gülümser imzasını taşıyor. Proje danışmanlığını Ömer Faruk Kurhan’ın yaptığı oyunda Banu Açıkdeniz, Cüneyt Yalaz ve İlker Yasin Keskin birlikte rol alıyorlar.

Kim Var Orada, tarihsel olarak ele aldığı kişileri ve olayları nesnel bir yorumla sahneye aktarıyor. Oyunda Türk Tiyatrosunun kuruluş sürecinde yaşanan çalkantılar, yerli yazar ve oyunları, yabancı eserlerden oluşturulan repertuar tartışması, kadrolaşma ve bu süreçte boşta bırakılan Ermeni oyuncular, sanat anlayışına sokuşturulmaya çalışılan monolitik düşüncenin ırkçı, ayrıştırıcı ve ötekileştirici yaklaşımları yer yer sert dokunuşlarla sahneye getiriliyor.

Oyunda yaşanılan geçmiş dönemin atmosferi tüm sahne unsurlarında sahici bir biçimde ustaca yansılanarak sade bir anlatım özenle kotarılmış. Yalın bir dekor, gösterişten uzak kostüm yorumu, dönemin tiyatro pratiğinin buruk tadını çağrıştıran müzik tercihi yapımı nitelikli bir sahne eylemine dönüştürüyor. Yanı sıra anlatımın en önemli özelliği ise oyunculuklardaki dikkat çeken özenli çaba ve abartısız yansılamalar.

Cüneyt Yalaz, Muhsin Bey rolünde ölçülü, dikkatli ve ayrıntıya önem veren bir oyunculuk yorumuyla anlatımın başat unsuru haline geliyor oyunda. Yalaz, sahici bir yaklaşımla abartıya kaçmadan Muhsin Bey’in ruh halini, çelişki ve çatışmalarını, üzerindeki baskı ve eleştirileri her sahnede tutarlı bir oyunculuk örneği ile sahneye taşıyor. Vahram Papazyan’ı yansılayan İlker Yasin Keskin ise sempatik oyunculuğu ile göz dolduruyor. Oyunun hayali kahramanı Latife Hanım’da izlediğimiz Banu Açıkdeniz ise yansıladığı her rolü başarı ile sahici bir kimliğe dönüştürerek üçgenin önemli bir kişisi haline getiriyor.

BGST, tiyatronun kolektif bir sanat olduğu gerçeğini içselleştirmiş bir kurum olarak bu anlayışı Kim Var Orada oyunuyla bir kez daha kanıtlıyor. Oyun ortak aklın bir ürünü ve ortak düşüncenin bir üretimi olarak tarihe bir ölçüde ışık tutarak başlatılan tartışmaya gösteri sanatının gücüyle yeni bir bakış açısı sunuyor. Emeği geçenlere teşekkürler.

Evrensel

 

 

 

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Metin Boran

Yanıtla