Tiyatro ile Önyargılar Azalır Sandım

Pinterest LinkedIn Tumblr +

nilgun yerli[Zeynep Kılıç’ın Zaman Gazetesi’nde yayımlanan Nilgün Yerli hakkında yazdığı yazıyı okurlarımızla paylaşıyoruz.] Hollanda Kraliyet Tiyatrosu oyuncusu Nilgün Yerli, önyargıları konu alan ‘Yerli Yersiz’ kabaresini sahnelemek için çıktığı Anadolu turnesini tamamladı. Avrupa’da göçmenlerin karşılaştığı önyargıları konu edinen gösterileriyle bilinen Yerli, “Tiyatro ile önyargılar değişir sandım. Değişmek bir yana kötüye gidiyor. Çünkü korku aşılanıyor.” diyor.

Nilgün Yerli, Hollanda Kraliyet Tiyatrosu oyuncusu ve aynı zamanda ülkedeki ‘en etkili 50 Türk’ arasına girmiş bir isim. Köşe yazarlığı, TV programcılığı gibi unvanları da var. Ancak en çok önyargılar üzerine yaptığı tek kişilik gösterileriyle tanınıyor. Senede 200 gösteri yapan Yerli’nin programları Hollanda’da çok ilgi görünce kendisine Türkiye’den davet gelmiş. Davetin geldiği yer Hz. Mevlana’nın şehri Konya. Önyargılar üzerine bir gösterinin Konya’nın ruhuna çok yakışacağı düşüncesiyle yapılan çağrı Yerli’yi önce şaşırtmış. Şaşırma nedenini şöyle anlatıyor: “Önyargılar benim için Hollanda’da Türk olmak, göçmen olmakla alakalı şeylerdi. Türkiye’den davet gelince ‘orada önyargı var mı ki?’ diye düşündüm. Bu süreçte gördüm ki Türkiye’de de çok fazla önyargılar varmış.”

Yerli’nin bahsettiği süreç Anadolu turnesine çıktığı dönemi kapsıyor. Konya’dan daveti kabul edince Türkçe bir oyun yazıp Türkiye’ye geldi Yerli. Ve İstanbul’da başlayıp İstanbul’da sona eren bir turneye çıktı. Turne kapsamında Mardin, Malatya, Gaziantep, Diyarbakır, İzmir, Adana, Ankara ve Kayseri’de gösterisini gerçekleştiren Yerli, kapanışı İstanbul Zorlu Performans’ta yaptı.

O Anadolu turnesindeyken Ankara’da yüzlerce kişinin ölümüne yol açan saldırılar gerçekleşti, Güneydoğu’dan şehit haberleri geldi. Nilgün Yerli’nin ‘Türkiye’de önyargı var mı ki?’ sözlerine inatla… Diyarbakır’a güvenlik gerekçesiyle gitme diyenler oldu. Fakat o, hep söylediği gibi ‘sevginin en büyük düşmanı nefret değil korkudur’ diyerek kalktı Diyarbakır’a gitti. “Benim gösterimde siyaset yok. Aksine, kutuplaştırıcı dile inat, birbirimizi farkımızla sevmeyi hatırlatan önyargısız bir sözlük var” düşüncesi hep aklının bir kenarında olarak tamamladı turnesini. Bu arada yine o turnedeyken Fransa’da yüzden fazla kişinin ölümüne yol açan terör saldırısı da yaşandı.

‘Sen Türksün ama farklısın’ diyorlar

Türkiye turnesinin kapanışını yapmak üzere İstanbul’a gelen Yerli ile görüşme imkânı bulduk. ‘Türkiye’de meğer ne çok önyargı varmış’ sözünü biraz açmasını istedik, şöyle cevap verdi: “Bırakın siyasî ya da büyük meseleleri kadınla erkek arasında bile çok fazla önyargı var. Önyargıların varlığı kötü olmayabilir ama sen o yargıya inanıp muhatabına o şekilde davranıyorsan o yanlış. Ben Hollanda’da azınlık olmanın ne demek olduğunu bildiğim için bunun acısını yaşadım, o yüzden oyunlarımda hep bunun üzerinde duruyorum.”

Türkiye’de şahit olduğu önyargılara bakınca ise şu değerlendirmede bulunuyor: “Türkler burada birbiri hakkında yargıda bulunurken Avrupa’da şu anda Türk demek Müslüman demek, Müslüman demek potansiyel terörist demek. Gösterilerimde bunları da işliyorum, ‘kadınlar araba kullanamaz’ gibi daha pasif önyargıları da işliyorum.” Örnekleri çoğaltmasını istiyoruz, şöyle bir örnek veriyor: “Mesela Hollandalı dostlarım var, bana zaman zaman ‘Nilgün sen Türksün ama çok iyisin, sen farklısın’ diyorlar. Burada evet bir iltifat var ama canımı acıtan bir iltifat bu, içinde hakaret var.” diyor.

Namaz kılana terörist diye bakılıyor

Nilgün Yerli, tam bu sırada 15 yaşında annesini babasını kaybettiği için rahibeler tarafından büyütüldüğünü anlatıyor ve kendisi namaz kılarken rahibelerin, “Nilgün namaz kılıyor.” diyerek etrafı sessizleştirdiğinden bahsediyor. Bunu anlatmasının sebebi önyargıların geçmişe nazaran daha da arttığını söylemek istemesi. “Şimdi ise namaz kılan herkese neredeyse terörist gözüyle bakılıyor.” diyor. Fransa’da yaşananların bu olumsuz durumu artıracağı da aşikâr. “Nilgün Yerli, Hollanda’ya uyum sağlamış, kendini Hollanda toplumuna kabul ettirmiş biri olarak hâlâ önyargılarla karşılaşıyor mu peki?” Ona göre eğitimli-eğitimsiz olması fark etmiyor. Irkçılık yapanlar için hepsi bir. Hatta şunu özellikle belirtiyor: “Fransa’daki olayın ardından saldırıyı gerçekleştirenlerin eğitimli, etrafında sevilen insanlar olduğu yönünde haberler yapıldı. Bu haberlerle aslında şöyle bir algı oluşturuluyor: Eğitimli, kültürlü, normal diye tabir edilen insanlar da potansiyel terörist olabilir.”

Yerli, bunları anlatmada en etkili yolun mizah olduğunu düşünüyor: “Önyargıların nefretin yanlış olduğunu anlatmak için vaaz verir gibi konuşursan etkili olmuyor. İnsanlar vaaz dinlemek istemiyor. Diyarbakır’da Mardin’de sahneye çıktık, zaten dışarıda terör var, savaş var. Aynı savaş diliyle sahneye çıkarsam kimse dinlemez.”

Peki, uzun yıllardır bu gösterileri yapan bir kabaterist olarak Avrupa toplumunda göçmenlere yönelik önyargıların azalıp azalmadığı hakkında bir görüşü var mı Yerli’nin? Tüm samimiyetiyle cevap veriyor: “Ben sanıyordum ki tiyatro ile bir şeyler değişir. Belki çok kibirli bir düşünce ama ‘benim tiyatromu izleyenler bir şeyleri değiştirir’ gibi bir düşüncem vardı. Şimdi görüyorum ki değişmeyi bırakın, daha kötüye gidiyor. Çünkü tüm Avrupa’da Müslümanlara yönelik bir korku aşılanıyor. Müslümanlar arasında korku salan yok mu? Elbette var ama bunu bütün bir topluluğa yansıtmak çok kötü.”

Zaman

Paylaş.

Yanıtla