Yönetmen Ezel Akay: Özyönetim Türkiye’nin Tamamına Faydalı Olacaktır

Pinterest LinkedIn Tumblr +

ezel akayKürt halkının ilan ettiği ama devletin bu ilana savaşla karşılık verdiği özyönetimi, “Bizi selaha eriştirecek bir kavram” olarak tanımlayan Yönetmen Ezel Akay, özyönetimin herkes açısından müthiş merkezilik geleneğinden kurtuluşu sağlayacak can simidi olduğunu ifade etti. Akay, özyönetimin er yada geç toplum olarak üzerinde düşünülmesi gereken yeni bir siyaset tarzını önerdiğini söyledi.

DİHA’ya konuşan Ezel Akay,  Devlet tarafından başlatılan savaşın ardından devlet kurumlarını tanımadığını belirterek, “özyönetim” ilan eden Kürdistan halkı, 5 aydır devlet terörüne rağmen direnişini sürdürüyor. Direnişin devam ettiği Kürdistan’da hiçbir savaş kuralı tanımadan tanklarıyla kentleri kuşatan devletin bu tutumu Türkiye kamuoyu tarafından da tepkilere neden oluyor. Devlet ablukasına tepki gösterenlerden biri de muhalif kimliğiyle tanınan yönetmen Ezel Akay. Yaşananları “Türkiye’nin son iç savaşı” olarak yorumlayan Akay, devletin savaşı neden başlattığını ve özyönetim-özerklik değerlendirdi.

‘AKP iktidarı kaybetmemek için militer güce başvurdu’

AKP’nin aslında korktuğu ve başına bela açacak devleti kullanmaya karar vermesinin ardından iktidara giden yolda, önüne Kürt siyasi hareketinin çıktığını dile getiren Akay, çünkü Kürt siyasi hareketinin aynı zamanda birçok liberali, Türkiye’de yaşayan demokratik sosyalizm fikrine inananları bir araya toplamayı başarmış bir hareket olduğunu kaydetti.

İnsanlar arasında denge kurulmasına yönelik ortaya çıkarılan bu tablonun ise iktidar denilen canavarın beslenmesini engellediğini belirten Akay, “Ancak iktidarı kaybetmek, iktidarı sevenler için çok ölümcül bir şey. Çok rahatlıkla Kürt siyasi hareketi ile AK Parti uzlaşabilirdi. Belki AK Parti, istediği iktidarı da kaybetmeyecekti, demokratikleşme için uzlaşma yoluna da gidilebilecekti ve belli konularda bütün meclisin uzlaştığı yasalar da çıkabilecekti. Ancak Türkiye’yi ne kadar çok bölersek ki ‘dayanışmasın’lara karar verdi. Ve iktidarı kaptırmamak için devletin silahlı aygıtına, istihbaratına ve çok daha ilginç bir militer güce başvurdu” diye konuştu.

‘Devlet PKK’yi dağdan indirmek için HDP’ye oy verenleri rehin aldı’

Akay, Kürdistan’da devam eden devlet ablukasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Kürdistan’da yaşananlar için “Türkiye’nin son iç savaşı” tanımında bulunan Akay, bir ülkenin kendi şehirlerine tanklarla girmesinin ortada artık bir iç savaş olduğunun göstergesi olduğunu belirtti. Devletin PKK’yi dağdan indirmek için ise HDP’ye oy veren şehirleri rehin aldığını dile getiren Akay, “Yoksa orada koca ordunun ezemeyeceği bir silahlı güç yok. Bir tür rehine krizi yarattı. Bu da bir oyun ve o oyuna da düşüldü” dedi.

‘Ortam demokrasinin konuşulacağı ortamdan çıktı’

Akay’a göre savaş ortadan kalkmadığı sürece demokrasi de konuşulamaz. İçinde bulunulan ortamın artık demokrasinin konuşulacağı bir ortam olmaktan çıktığını vurgulayan Akay, ama demokrasi için mücadele etmenin, silahların bırakılmasını sağlamanın, hendeklerin kapatılmasını sağlamanın, Türk askerinin, askeri teşkilatının artık 90 yıldır sadece vatandaşlarıyla savaşmış bir ordu olmaktan çıkmasını istemenin hakları olduğunu söyledi. Akay, ancak görüldüğü kadarıyla tüm bunların maalesef çok çok kanlı bir dönem geçirdikten sonra gerçekleşebilecek gibi göründüğünü dile getirdi.

‘Özyönetim merkezilik geleneğinden kurtulmak için can simidimizdir’

Kürdistan halkının ilan ettiği ancak devletin savaşla karşılık verdiği özyönetimi ise “evrensel, modern ve bizi gerçekten selaha eriştirecek bir kavram” olarak tanımlayan Akay, özyönetim ile ilgili düşüncelerini ise şöyle açıkladı: “Özyönetim, Kürt siyasi hareketi olmasaydı da hepimizin müthiş merkezilik geleneğinden kurtulmak için can simidimizdir. Özyönetim benim gözümde mahalle muhtarını kendin seç, mahalle meclisinde mahallenin problemlerini hallet, taleplerinde bulun ve yarat. Yaratamadığında bir üst kuruldan istemeye dayanan, sürekli olarak halkın seçim yapıp kendi sorumlularını ortaya çıkardığı, her bölgenin kendine ait olduğu yerden başlayıp işlerini merkezi birimlerle hallettiği bir sistem. Şehirlerin valilerini kendilerinin seçmesi de buna dahil. Ayrı ayrı meclislerin de kararlara katılmasını sağlayan bir sistem.”

‘Özyönetimi deneyenler ‘isyancı’ olarak algılandı’

Ancak, özyönetim sisteminin Türkiye’de geleneksel olarak yer almadığını ve Osmanlı’dan Cumhuriyet tarihine kadar bunu deneyen herkesin ise “isyancı” olarak algılandığına işaret eden Akay, “Bugün Türkiye’de de bundan tir tir titreyen, kendi işine çok yarayacak, bir özyönetim dünyası başladığı anda hayatını renklendiğini görecek olmasına rağmen eldekini kaybetme korkusu var. Bu korkudan arınması lazım bütün Türkiye’nin” dedi.

‘Bir iç savaş olursa bunun sorumlusu devlet ve iktidardır’

Akay, yine “sokağa çıkma yasağı” adı altında sıkıyönetim uygulamaların sürdüğü Kürdistan kentlerinde yaşanan hak ihlallerine de değindi. “Çözüm süreci gelirse ‘bizim başımız tehlikeye girer’ diyen çok ırkçı, aşırı milliyetçi bir grup güvenlik elemanı vardı. Onlar işi üstlendiler. Ve ihaleyi aldılar. Ve onlar bir oyun gibi neredeyse eğlenerek insan öldürebilecek çok özel bir grup olduğunu gösterdiler. Ancak, bunu dağda değil, şehirde yapıyorlar” diyen Akay, iç savaşın sorumlusu olarak ise kendi koyduğu kanunlara bile uymayan devlet ve iktidarı gösterdi.

‘Devlet, Kürt siyasi hareketini destekleyenleri ezmeye karar verdi’

Artık sadece PKK ile savaşmadığını söylediği devletin, solu ve Kürt siyasi hareketini destekleyenleri de ezmeye karar verdiğini belirten Akay, katledilen sivillerin hepsinin aslında HDP’nin oy deposu olduğunu, bunu görmeyen ya da bilmeyenin de olmadığını ifade etti. Akay, bunu görmesine rağmen onaylayanların ise aslında başlarını kuma gömüp bir an önce bitsin diye düşündüğünü kaydetti. Bu kesimler için “Kan kokusunu duymamaya çalışıyorlar” diyen Akay, ancak bu iletişim çağında herkesin bu iç savaşın neden var olduğunu çok çok iyi bildiğini belirtti.

‘Özyönetim Türkiye’nin tamamına faydalı olacaktır’

Bu tablo içerisinde siyasi iktidarın ve havuz medyasının öfkesini kabartsa da DTK’nin özerklik deklarasyonunu “yapılabilecek en iyi hareket” olarak değerlendiren Akay, “Türkiye için bir pırlanta var. Onunla ilgilenmelerini tercih etmelerini ve onu yaygınlaştırmak için destek aramalarını çok doğru bir hareket olarak görüyorum. Çünkü, bir savaş stratejisi değil asla. Erken ya da geç bizim toplum olarak üzerinde düşünmemiz gereken çok önemli bir yeni siyaset yapma tarzını öneriyor. Gezi, bunu Kürtler kadar yaptı bir anlamda. Gezi içinde birtakım gruplar, gerçek anlamda özyönetim fikirlerini organize ettiler ve Türkiye’nin her yerinde örgütlenmeler ortaya çıktı. Bunun manasını anlatıp bunun ciddiye alınmasını sağlamak, özyönetimlerin hemen başlamasını sağlamasa bile önümüzdeki dönemin siyasi kavramlarını belirleyecektir. Özyönetim hem Kürt siyasi hareketine hem Türkiye’nin tamamına faydalı olacaktır” diye konuştu.

Umut

Paylaş.

Yanıtla