Füsun Demirel: Dağa Çıkmak İstiyordum, Babam Beni Yurt Dışına Yolladı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

füsun demirel[Cumhuriyet Gazetesinden Ezgi Atabilen’in oyuncu Füsun Demirel ile yaptığı söyleşisinin bir bölümünü paylaşıyoruz.]

Oyunun “Aşk üzerine eşinizin, sevgilinizin, jinekoloğunuzun, psikoloğunuzun, annenizin bile söyleyemediği her şeyi bu oyunda bulabilirsiniz…” gibi büyük ama doğru bir iddia var. Niye anlatmıyorlar bize sizin anlattıklarınızı?

Topyekün bir tabu. Okullarda ders olarak anlatılmıyor, aileler bilgilendirmiyor. Gençler, çocuklar nereden, nasıl öğrenecek sağlıklı bilgiyi? Bu toprakların tamamında var bu tabu. Neredeyse kader haline gelmiş. Bu tabuyu aşabildiğimizde toplum çok başka bir yere sıçrayacak. Ama uzun soluklu mücadele gerektiriyor.

Baktınız devlet vermiyor, ben vereyim cinsellik eğitimi mi dediniz?

Devletin çok görevi var eğitim konusunda ve aslında o kadar çoğunu yapmıyor ki… Sivil toplum örgütleri, kuruluşlara çok iş düşüyor. Sanatla ilgili herkese de tabii.

Erdoğan 8 Mart konuşmasında, “Bu ülkenin kadınını yanına alanın sırtı yere gelmez, karşısına alan da iflah olmaz” dedi. Kendisi bir sürü kadını karşısına aldı halbuki. İflah olmamak konusunda haklı çıkabilir mi?

Eskiden çok ütopyalarım vardı ama artık yok. Gezi’yle beraber yine muazzam ütopyalara kapıldık, ama ondan sonra bir türlü kıpırdanamıyoruz. Onun için çok hayal kuramıyorum. Ama eğer toplumda bir ivme olacaksa kadınlar öncüsü olacaklar. Çünkü kadınlar bu toplumda gerçek acıyı çeken taraf. Sayın Erdoğan’ın da dediği gibi, bir kere anne. Bu ülkede yapılan bütün bu zulüm ve neredeyse iç savaş sırasında, en büyük acıyı anneler, yani kadınlar yaşadı.

Füsun Demirel’den ‘Aşk Dersleri’

Füsun Demirel, çevirmenliğini yaptığı İtalyan yazarlar Dario Fo, Franca Rame ve Jacopo Fo’nun kaleme aldığı “Seks? Eh, Hayır Demem!” oyununu Türkiye’ye, kadınların koşullarına uyarlayarak, kendi çocukluk ve ergenlik anılarından yola çıkıp kişisel tecrübelerini seyirciyle paylaşıyor. Oyunda Demirel’e Ayşegül Cengiz Akman ve Mete Küçülmez eşlik ediyor. Oyun 18, 25 ve 31 Mart tarihlerinde Sahne Aznavur’da. Biletler Sahne Aznavur ve Biletix’te.

‘Hapse girmeyeyim diye

İtalya’ya yolladılar’

Küçükken güncenize şöyle yazmışsınız: “Devrimci olup silahı alacağım, bu haksızlıkları yapanları kurşuna dizeceğim” Yaş ilerledikçe haksızlık yapanlarla mücadele yöntemleriniz evrildi mi?

Aslında kafamda hiçbir şey değişmedi inan bana! Yaşım ve fiziksel durumlardan ötürü onlar biraz hayal oldu. Dağa filan çıkacaktım sözde! Hatta benim babamın beni yurtdışına yollama sebebidir. Bir gün bu kızı cezaevi kapısına gidip beklemektense hasret çekerim yeter ki gitsin buralardan dedi. 1977 yılında, Türkiye’de en yoğun sağ-sol çatışmalarının olduğu dönemde bir gün valizimi hazırladılar, hadi kızım İtalya’ya diye yolladılar.

‘Gerilla kızları oynamak istiyordum’

Sizin Kürt meselesine dokunan çok sayıda filminiz var. Çözüm sürecinin ardından gelen savaşı kimin başlattığını herkes farklı okuyor. Siz nasıl okuyorsunuz?

Ben Demirtaş’ın ve HDP’nin çok büyük bir umut olduğunu, 7 Haziran seçimlerinin Türkiye’deki demokrasi ve özgürlükler adına çok önemli bir sonuç olduğunu düşünüyorum. Eğer izin verilseydi çok önemli mesafeler alacaktık. Demirtaş ve HDP hareketini çok sağlıklı buldum. Ama HDP’nin önü kesildi. Demirtaş’a ve HDP’ye fırsat verilmesi gerekiyordu. PKK’nın onlara fırsat vermediğini düşünüyorum. Her iki taraf da hem devlet hem PKK bu savaştan o kadar yararlanıyorlar ki, her ikisi de kendi halkının kıyımı pahasına bu savaşı bitirmek istemiyor. Artık bu çok bariz.

Oynamak istediğiniz bir rol, bir oyun kaldı mı?

Çok var. Mesela o dağlardaki gerilla kızları oynamayı çok istedim. Belki bir gerilla annesi olurum artık ya da anneannesi. Kadınların özgürleşmesi adına çalışmak ve üretmek istiyorum. Bütün bir hayatımı buna adadım. Ölene kadar da devam edeceğim. Her şeye rağmen inadına kahkaha!

Cumhuriyet

Paylaş.

Yanıtla