Afife Jale ve Bedia Muvahhit’ten ‘Hayal-i Temsil’

Pinterest LinkedIn Tumblr +

hayati asilyazıcı[Hayati Asilyazıcı’nın Aydınlık’ta İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun Afife Jale ve Bedia Muvahhit’i konu alan ‘Hayal-i Temsil’ oyunu hakkında yazdığı yazıyı paylaşıyoruz.]

İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Ahmet Sami Özbudak’ın yazdığıYiğit Sertdemir’in sahneye koyduğu ‘Hayal-i Temsil’ adlı oyununu sahneliyor. “Hayal-i Temsil”in iki ünlü sanatçısı var. Biri Türk kadınının sahneye çıkışının yasak olduğu dönemde gelenekleri ve kuralları yıkarak tiyatro sahnesine çıkan Afife Jale (1902 – 1941); diğeri Cumhuriyet döneminin ilk sahneye çıkan oyuncusu olan Bedia Muvahhit (1897- 1994). Afife Jale Türk kadınının sahneye çıkışıyla ilgili yasağı delen ilk tiyatro kahramanımız. Meşrutiyet yönetiminin buğulu havasında, Tanzimat Fermanı’nın (1839) getirdiği görece özgürlükleri içine sindiremediği Türk kadının özgür olma düşüncesini Afife Jale büyük bir yüreklilikle ters yüz etti. Elbette ki baskı yöntemini kaldırmaya gücü yetmezdi. Direndi, oyunun bitiminde sahneyi basan polisleri şaşırtarak tiyatronun arka kapısından her seferinde kaçmayı başarıyordu. Bu faşist zaptiye baskısını uygulayan Meşrutiyet Yönetimi kadına ikinci sınıf vatandaş gibi baktığı için sahne sanatında Türk kadınının yeri yoktu. Afife Jale’nin ‘rejimle’ savaşımı ona tarihsel bir başarıyı da getirdi. 1919 yılının 13 Nisan gecesi Kadıköy’deki Apollon Sineması’nda ilk gösterimi yapılacak olan, Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyununda, Emel rolünü oynayan Eliza Binemeciyan’ın Paris’e gidişi üzerine onun yerine “Jale” takma adı ile sahneye çıktı. Böylece sahneye çıkan ilk Türk kadını olarak tarihe geçti. O günden sonra Afife Jale olarak anıldı. Afife Jale, bir hafta sonra “Tatlı Sır” oyunu ile yine sahnedeydi. O gece yine polis tarafından tutuklanmak istendi. Kınar Hanım’ın yardımıyla tiyatronun arka kapısından kaçmayı başardı. Üçüncü oyunu olan “Odalık” adlı oynanırken tiyatro yine polis tarafından basıldı ve tutuklanmamak için kaçmak zorunda kaldı. Babası Hidayet Bey, tiyatro sanatçısı olmasına karşı idi. Aile baskısına dayanamadı ve tiyatrodan ayrıldı. Dahiliye Nezareti’nin Müslüman kadınların kesinlikle sahneye çıkamayacaklarına dair bildirisi Darülbedayi Yönetim Kurulu’na ulaştırılınca işten çıkarıldı. Böylece Afife Jale büyük bir bunalıma girdi. Bundan sonra yaşamı bir tragedya kahramanı gibi devam etti. Özel yaşamında mutsuz oldu. Müziğine büyük hayranlık duyduğu Selahattin Pınar’la evliliği de mutsuz sona erince bütünüyle yaşamdan koptu. Yaşamından haber alınamadığı bir dönemde gazetecesi Nusret Safa Coşkun bugünkü Ruh Sağlığı Hastanesinde buldu ve onunla yapmış olduğu ropörtaj son belge olarak kaldı. Hastanede yaşamını yitirdi ve kimsesizler mezarlığına gömüldü.

Bedia Muvahhit Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk’n karşısında sahneye çıkan ilk Türk kadınıdır. Darülbedai’den Şehir Tiyatrosuna dönüşen bu değerli sanat kurumumuzun ilk Tük kadın oyuncusudur. Uzun süren sanat yaşamında İstanbul Şehir Tiyatrosunun ok önemli oyunlarında başrol sanatçısı olarak önemli ve üstün başarıları ile sahne yaşamını noktaladı. Bedia Muvahhit’i emekli oluncaya kadar hemen tüm oyunlarında izledim. Bu oynadığı oyunlardan seçme yaparak bir bölümünü buraya alıyorum. Ceza Kanunu ile sahneye çıktı ve Hisse-i Şayia, Taş Parçası, Aktör Kin, Yorgaki Dandini, Hamlet, Devlet Kuşu, On İkinci Gece, Matmazel Julie, Aynaroz Kadısı, Hortlaklar, Mürai, Tersine Akan Nehir, Bir Kavuk Devrildi, Venedik Taciri, Fermanlı Deli Hazretleri, Mum Söndü, Bir Ölü Evi, Otello, Kafes Arkasında, Kafatası, Lüküs Hayat, Yarasa, Müfettiş, Saz-Caz, Ayaktakımı Arasında oyunlarında yer aldı.
“Hayal-i Temsil” aslında tiyatro tarihimizin iki ayrı kesitini veriyor. Yukarda anlattığım gibi Afife Jale ve Bedia Muvahhit Darülbedayi ile İstanbul Şehir tiyatrosunun öncü kadınlarıdır. Ve Türk Tiyatrosunun da kaynak kişileri olarak tiyatro tarihimizin yaşamında özel yerleri vardır. Yiğit Sertdemir, oyunun hayalle gerçeği birleştiren yorumu ile yüzyıllık Şehir Tiyatroları’na ışık tutuyor. Darülbedayi, Meşrutiyet döneminin bir aydınlanma ışığıydı. Daha sonra Muhsin Ertuğrul’un Darüledayi’den Şehir Tiyatroları olgusunu gerçekleştirerek Cumhuriyet Tiyatromuzun kurucusu olması tiyatromuz için ayrı tarihsel bir olgudur.

Tiyatromuzun temel oyuncuları olarak nitelediğim iki sanaçıdan biri Şebnem Köstem Afife Jale’yi canlandırdı. Bu canlandırışta düşle gerçeği sahneden izlememizi sağladı. Bedia Muvahhit’i Hümay Güldağ yorumladı. Her iki oyuncunun başarısı tiyatro tarihimizi nitelemeleri açısından da önemliydi. Yiğit Sertdemir oyunu başarıyla yönetti. Özellikle oyunun kurgusundaki ilk oyuncunun yani Afife Jale’nin yol arkadaşı ve evlendiği Selahattin Pınar’ı da canlandırarak o kulvarın açılımını sağladı. Bedia Muvahhit’in ilk rol arkadaşı ve evlendiği ilk eşi olan Ahmet Refet Muvahhit rolüyle de çoklu karakterlerin altından nasıl kalkılacağını gösterdi.

Aydınlık Gazetesi

Paylaş.

Yanıtla