Sadece Müziğiyle Değil Kavgasıyla da Yanımızdaydı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

20140302-atilla-ozdemiroglu-3Attila Özdemiroğlu… Türkiye müzik ve sinema tarihiyle bütünleşmiş bir ömür… Gezi Direnişi’nde de vardı, sansüre karşı mücadelede de… Müziğin insanlık için ortak bir dil olduğunu her fırsatta söyleyen müzisyen, kavgasıyla da hep yanımızdaydı

En meşhur Mazhar Alanson şarkılarından “Bodrum”, şu dizeyle başlar: “Nasıl anlatsam, nerden başlasam?” Dün sabah önümüze düşen Attila Özdemiroğlu haberinin ardından aklıma ilk gelen dizeydi bu. Sahi, nasıl ve nereden başlanır ki Attila Özdemiroğlu’nu anlatmaya?

Adından başlayayım: Atilla değil, Attila. Neredeyse bütün gazeteler bunu böyle yazdı. Oysa kendi çok dikkat ederdi ve her seferinde ısrarla uyarırdı. Adı Attila’ydı. Atilla değil. Yaşarken bilemedik, hiç olmazsa ardından böyle bilinsin.
İlk yapım firmasının kurucusuydu Attila Özdemiroğlu. Şanar Yurdatapan’la 1972’de kurdukları ŞAT Yapım, memlekette pop müziğin emeklemeye başladığı dönemde olaya ince ayar çekmiş, müzikle ilgilenen herkesi aynı çatı altında buluşturmak için dev bir adım atmıştı. Yurdatapan, bu firmayı “pop müziğin fabrikası” olarak tanımlar –ki doğrudur zira Nilüfer’den Sezen Aksu’ya, Esmeray’dan Füsun Önal’a, Melike Demirağ’dan Zülfü Livaneli’ye pek çok “farklı” isim, ŞAT Yapım bünyesinde bir araya gelmişti. 1979 sonlarına kadar faaliyetini kesintisiz sürdüren firma, 12 Eylül darbesi sonrasında “mecburen” sessizliğe gömüldü. Özdemiroğlu, ‘80’li yılların ortasında ‘art’ adını verdiği yapım şirketi ile “yeni” bir adım attı ancak biraz da dönemin kısır ortamı yüzünden başarılı olamadı. Livaneli’nin “Ada” ve “İstanbul Konseri” albümleri ile tartışmalı Nükhet Duru albümü “Sevda”, ‘art’ etiketli yapımlardı.
“Sevda” için tartışmalı dedim, açayım: 12 Eylül sonrası, memleketin karanlık ortamını fırsat bilen ve biraz da Özal’ın teşvikiyle yükselen arabeske karşı bir adım atmak isteyenler, onu yok saymak yerine alternatif müzik üretmeye başladı. En önemli hamle, Aysel Gürel – Attila Özdemiroğlu ikilisinden geldi: Sezen Aksu’nun “Firuze”si ile Nükhet Duru’nun “Sevda”sı. Kimileri burun kıvırdı ama dönemin en iyi çalışmaları arasında anılır bu iki şarkı.
Eurovision macerası, Özdemiroğlu’ndan söz ederken unutmamamız gereken bir başka hadise. Cici Kızlar’ın söylediği (1975 tarihli ilk yarışmada kura ile elenen) “Delisin”, onun bestesi. Yarışmada Türkiye’yi temsil eden “Seninle Bir Dakika” çok sevildi belki ama o yılın gönüllerdeki birincisi “Delisin”di. Üç yıl sonra, tartışmalı bir şarkıyla memleketi temsil etti Özdemiroğlu: 19 Nisan 1980’de, Hollanda’nın Lahey kentinde yapılan yarışmada Ajda Pekkan’ın seslendirdiği “Pet’r Oil”, Türkiye’ye beklediği başarıyı kazandırmadı belki fakat halk, şarkıyı çok sevdi.
Saymakla bitmeyecek şarkılar.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Birgün

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.