Kime Hizmet Edeceğini İyi Seçmelisin!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Tatbikat Sahnesi, Erdal Beşikçioğlu’nun sanat yönetmenliğinde Ankara ve İstanbul’daki sahnelerinde birbirinden muhteşem işler gerçekleştirmeye devam ediyor. Elvin Beşikçioğlu ve Binnaz Dorkip ikilisinin yönetmen koltuğuna oturduğu ‘Hizmetliler’ oyunu bu muhteşem algıda devam bir gösteri. Oyun dünyaca ünlü tiyatro yazarı Jean Genet’nin ‘Hizmetçiler’ eserinden sahneye uyarlanmış. Son dönem politik olguları düşünerek hazırlanan oyun, içinde barındırdığı politik mesajlarla beraber, insanın yaşadığı sistem içindeki konumu belirleyip kime nasıl hizmet ettiğimizi gerçekçi şekilde anlatıyor. 20. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyircisi karşısına geçen Hizmetliler sahne yolculuğuna devam ediyor.

Hizmetliler’de, Claire ile Solange adlı iki kardeşin köle gibi çalıştıkları evin hanımını öldürme planları anlatılmaktadır. İşçi olmanın verdiği ağır çalışma koşullarına isyan eden karakterler, kimlikleri arası rol değişiklikleriyle birbirlerini ifade ederler. Rol değişimleri şizofren bir takım öğeleri içinde barındırmaktadır. Karakterlerin sınıfsal ayrıma karşı kendi aralarında oynadıkları oyun; hanımefendi-hizmetçi, ezen-ezilen ilişkilerinin yaşattığı sömürüyü üst sınıfın elinden alarak alt sınıfın elinde keskin bir bıçağa dönüştürmüştür. Fakat tamamen hayal dünyasında gelişen olaylar, gerçekle yüzleşme sırasında hiçbir zaman pratiğe dönüşmemiştir. Hayatlarını “emir-itaat etme-boyun eğme” üçlemine göre şekillendiren Claire ile Solange, isyan sırası geldiğinde bunu yapacak gücü bulamaz. Diktatörlükle tüm özgürlükleri elinden alınan iki yalnız bireye dönüşen Hizmetliler, kendi elleriyle büyüttükleri bu gücün altında ezilip yok olur!

Claire ve Solange isimleri aslında içinde yaşadığımız toplumun bir aynası. Güvenerek, itaat ederek, kuşkusuz hizmet eden insan yığınlarına baktığımızda, gücü eline alanın hiç düşünmeksizin bu yığınlara acımasızca, gaddarca baskılar yaptığını görüyoruz. Türkiye’nin politik gündemini düşünerek söylediklerimi daha anlamlı hale getirebiliriz. Özellikle iktidar partisine bir zamanlar güvenip destek veren insanların daha sonra nasıl baskılara maruz kaldığını gün gibi görüyoruz.

Oyunun yönetmenleri Elvin Beşikçioğlu ve Binnaz Dorkip sahneyi beden tiyatrosunun gücünden faydalanarak farklı biçimlerde konuyu irdeliyor. İki insanın çaresizliğini insan vücudunun gücünden faydalanarak sunma fikri Jean Genet’nin ‘Hizmetçiler’ eserini bir tık öne çıkarıp, insanın kendi enerjisiyle yarattığı devinimi bütünleyici bir atmosferde gösteriyor. Yönetmen zekası oyunun tamamına hakim. Özellikle politik mesajları bir kenara itmeden, içinde yaşadığımız sömürüye bol bol göndermeler yapmaları konunun güncelliği açısından dört dörtlük!

Ayça Eren ve Melih Efeçınar sahnede muhteşem biçemlerde olayları aktaran oyuncular. Sorgu-sorgulanma aşamasında insanın kanını donduran diyalogları öylesine etkili aktaran oyuncular var ki, insan Jean Genet’nin her haliyle sahnede yer aldığını anlıyor. Bir defa oyuncu oynadığı oyunun politik, psikolojik algısını bilerek gösteriye hazırlanmalı. Her iki oyuncunun ‘Absürd Tiyatro’ olayından gerçeğin tam ortasına oturan bir konuyu harikulade analiz ettiğini anlıyoruz. Hissederek, yaşayarak oynamak diye işte tam buna denir. Bedenlerini hizmet ettikleri kişiye adayan iki karakter, o bedenin nereden nereye nasıl ezildiğini, tükendiğini son kareye kadar soluksuz ifade ediyor. Oyuncular arasındaki uyum tartışmasız şekilde mükemmel!

Herkes kendi içinde yaşandığı düzeni sorgulamalı. Herkes içinde yaşadığı ülkenin gerçeklerini kafasını kuma gömmeden görmeli. Herkes ezildiği kişinin nasıl çaresiz birisi olduğunu anlayıp içsel isyanını dışa vurmalı. İşte Jean Genet bizlere bunları suratımıza tokat atarak anlatıp, ‘hey sen, neden hala boyunduruğu altında ezildiğin kişiye boyun eğiyorsun?’ diyor. Düşünmek seyirciye kalmış…

Son olarak Tatbikat Sahnesi’nin sanat yönetmeni Erdal Beşikçioğlu’na bir çift sözüm olacak. Muhalif politik çizgiden ödün vermeden tiyatro oyunlarına devam etmek böylesi bir dönemde mangal gibi yürek gerektiriyor. Yüreğindeki o bitmek bilmeyen politik demokratik çizgin hep böyle kalsın. Yaptığın işlerle ülke sanatına nefes aldırmaya devam ediyorsun, iyi ki varsın!

Nokta

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla