Robert Wilson ile Söyleşi Gerçekleştirildi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

robert wilsonMimesis Haber/ Bu yıl 20.si düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali’nin üçüncü Onur Ödülü’nü alan ve Brecht’in Üç Kuruşluk Opera adlı oyunu ile festival kapsamında sahne alan Alman topluluğu Berliner Ensemble’ın yönetmeni Robert Wilson ile 14 Mayıs Cumartesi günü Pera Müzesi’nde, Pera Müzesi’nin işbirliğiyle ile bir söyleşi gerçekleştiridi.

Köken Ergün’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşinin öne çıkan başlıkları ve Robert Wilson’un yaklaşık olarak ifadeleri şunlardır:

Zamanlama
Oyunlarında oyuncuların yavaş hareket ettiğine dair eleştiri aldığını belirten Wilson; oyuncu bu yavaşlığı haklılaştırabiliyorsa bunun sahne üzerinde anlamı olacağını; zamanlama kavramının deneyimle belirlendiğini, önemli olanın enerjinin hangi hızda ve aksiyonla en doğru şekilde sahneye aktarılmasının belirlenmesi olduğunu ifade etti.

Işık Kullanımı
Işığın en önemli aktörlerden biri olduğunu; ışık olmadan mekan, uzam kavramlarının olmayacağını; seyircinin sahne üzerinde oyunu duymasına ve görmesine yardımcı öğe olduğunu belirten Wilson; mimari okuduğunu, dünyanın birçok yerinde mimari proje incelediğini, çoğu yerde proje oluşturma aşamasında ışık unsurunun dahil edilmediğini gördüğünü söyledi. Bir projeye başlarken herşeyden önce ışıkla başladığını ifade eden Wilson, Bu konuda Einstein’ın “Işık herşeyin ölçümüdür.” sözünün felsefesini benimsediğini belirtti.

Bir Oyunun İnşa süreci ve Yapı Kavramı
“Bir eser üzerinde çalışıyorsanız önce bir yapı oluşturmalısınız.” diyen Wilson, anlatımlarını daha soyut ve çağdaş yaklaşımla sahnelemeye çalıştığını; oluşan yapı birimlerinin kendi içinde çeşitlenen ve farklılaşan dokuları olabileceğini, bütün bunların yan yana gelmesi ile birlikte anlatılmak istenen bütünün ortaya çıktığını belirtti.

Dil
Dilin tüm duyuları kapsadığını, sıklıkla karşılığının sadece “sözler”olarak algılandığını; ancak bedenin de dili olduğunu belirten Wilson; tiyatroda “es” diye birşey olmadığını oyuncunun bazen sessizliği dinlemesi gerektiğini, harekette ve seste daima bir devinim olduğunu ifade etti.

Amatör ve Yaşlı Oyuncular
Amatör ve yaşlı insanlara oyunlarında yer vermekten çekinmediğini belirten Wilson; yaşlı insanların toplumdan koparıldığını ve tiyatro eserlerine dahil edilmek istenmediğini; sahne üzerinde unutma, yanlış yönelimle hareket etme vb. sorunlar yüzünden bu durumların olabildiğini; ancak yaşlı oyuncuların duygularının ve hislerinin daha olgun düzeyde olduğunu, genç oyunculara göre bu konuda daha avantajlı konuma sahip olduklarını ifade etti.

Berliner Ensemble’ın Benimsediği Felsefeye Dair
İstanbul’da iki farklı kültürün (doğu ve batı), iki farklı felsefenin, aynı kentte, yan yana, birbirine çok yakın şekilde yaşadığını, çok farklı düşünüş felsefesinin var olduğunu, bunun eşsiz bir durum olduğunu ifade eden Wilson; Berliner Ensemble’ın tamamen batı felsefesine dayandığını, bir alman aktöre “Bunu yapar mısın?” diye sorarsanız “Neden?” yanıtını verdiğini; çünkü Antik Yunan’a uzanan bir düşünce sitematiğine sahip olduğunu, etki-tepki ilişkisinin önemli olduğunu belirtti.

Diyaloglar
Pek çok tiyatro oyununun pin pon topu şeklinde diyaloglarla yazıldığını, söz kalabalığından ziyade, eserin bir yapısı olmasının daha önemli olduğunu belirten Wilson; bir fikir başka bir fikri desteklerse, bir ses başka bir sesten farklı olursa, oyun içerisinde yer alan bağlamlar çok cepheli olursa, metinde yer alan sözler topluluğunun anlamlı bir şekilde dağılması söz konusuysa ancak, kendi ilgisini çeken unsurların oluştuğunu ifade etti.

Sultan Kaleli / Mimesis Haber

Paylaş.

Yanıtla