Dijital Kültür Hedda Gabler’i Sonsuzluğa Nasıl Taşıyor?

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri/ Ibsen’in Hedda Gabler oyununun yeni bir versiyonu, başrolden gelen tweetler sona erdikten sonra başlayacak – dijital medyanın tiyatro izleyicisini ne kadar ustaca fethedebildiğini göstermek için iyi bir örnek.

Guardian, 15 Eylül 2015, Çeviri: Levent Soy

Hedda-Gabler-00722Dijital kıvrımlar… Ibsen’in Hedda Gabler oyunu. Mekan Leighton House. Fotoğraf: Jack Ladenburg

Bu hafta, Hedda Gabler Twitter’da ölecek. Artık @Heddathruaglass adresinden Tweet gelmeyecek. İki yılı aşkın bir süredir, Katherine Tozer bu adres üzerinden kocasıyla çıktığı uzatılmış Avrupa balayından her gün tweet atıyor, Hedda’nın hayatını anlatıyordu. Birkaç gündür, atılan günlük tweetler ile Hedda giderek evine yaklaştı, ta ki Ibsen’in oyununun başlayacağı ana kadar. 7 Eylül tarihinde şunları yazdı: “7 Eylül 1891. Dora’nın uyuşuk kardeşi Bertha evi çekip çevirecek. Giyinmek için Dora’ya ihtiyacım var. George ise bayıcı bir biçimde Bertha ile gurur duyuyor. Hepsine eyvallah.” Geçen Perşembe Hedda’nın attığı şikayet tweeti ise, Ibsen’in orijinal oyunun bilenler için oldukça manidar idi:

— Hedda (@Heddathruaglass) 10 Eylül 2015

10 Eylül 1891. Bu lanet şeylere sığamıyorum. Hepsi acayip sıkı.
pic.twitter.com/SXtGRrSzUa

Hedda yarın evine varacak ve hayatının son günlerini, Ibsen’in oyununda geçen olayları yaşamaya başlayacak. Fakat Twitter üzerinde değil. Son tweet, Don Boyd tarafından Palimpsest’e çekilen bir filmin bağlantısı olacak. Film Nisan 2014 itibarıyla Londra’daki Holland Park’ta bulunan Leighton House Müzesi’nde çekildi ve başrolü Tozer canlandırdı. Hedda’nın dünyasıyla ilgili daha fazla bilgi almak isteyenler, bu dünyanın enfes bir biçimde yeniden yaratıldığı internet sitesini ziyaret edebilirler.

Hedda Gabler sahip olduğu bu farklı iletişim kanalları ile, izleyicinin prodüksiyonun içinde ya da çevresinde daha fazla zaman geçirmesini sağlayan ya da bu deneyimi yaşamak için farklı kapılar açan ve sayıları sürekli artan projelerden birisi. Kimileri Twitter hesabını takip etti ve canlı sahnelemeyi gördükten sonra filmi izleyecek, kimileri ise sadece online projeye erişecek. Online malzeme, prodüksiyonu izleyen ve Hedda ile biraz daha fazla vakit geçirmek isteyen izleyiciler sayesinde bilet gelirlerini yükseltme yöntemi olarak görülebilir. Fakat günlük, Twitter hesabı ve film birbirinden bağımsız olarak da kendine yer edinmiş durumda.

Tozer’in oyunun deneyimini güçlendiren sanal bir dünya oluşturma fikri, tiyatroda sosyal ve dijital medyayı yeni ve ilginç biçimlere kullanma arzusunun bir tezahürü. Invisible Flock bu ay, If You Go Away ile performansın, enstalasyonun (yerleştirme sanatı) ve oyunun sınırlarını tartışacak. Bu proje, gelecek Perşembe Leeds’ten başlamak üzere ülkenin farklı noktalarında gerçekleşecek, kategorileştirmeye meydan okuyan bir macera. Güney yakasında ise, devam etmekte olan Brighton Digital Festival’de, iyi bir hikaye anlatma sanatının dijital bir kıvrımdan geçtiği Talking Posts ve Sensacional gibi eserler aracılığı ile hikayeciliğin kavramları ve gerçek ile sanal olanın arasındaki çizgi tartışılıyor.

If You Go Away, bir Invisible Flock prodüksiyonu.

İnternet bariz bir biçimde farklı sanat formları, ve bunların nasıl sunulduğu, nasıl ve nerede deneyimlendiği konusunda yeni fikirlere olanak sağlıyor. Buna Twitter üzerinden nasıl alkışlanır? gibi sıkı tartışmalar da dahil. Geçtiğimiz yıl, Space’de yayınlanan mükemmel bir makalede, Tim Bano “Film nerede biter ve tiyatro nerede başlar? Online performans için kriterler nelerdir? Canlı olması gerekir mi? İlla benim yatak odam dışında bir yerlerde mi gerçekleşmeli? Tiyatroyu tiyatro yapan giyinip evden çıkmak mıdır? Kriter inşa etmek gereksiz. İmajinasyonu kısıtlıyor ve tiyatronun en büyük gücünü iğdiş ediyor: sonsuz çeşitlilik potansiyelini.”diyordu.

Bu da bizi Rhiannon Armstrong tarafından gerçekleştirilen The International Archive of Things Left Unsaid (Uluslararası Söylenmeden Kalan Şeyler Arşivi) adlı sanat eserine getiriyor. Battersea Arts Centre (BAC) ve the Space ortaklığında gerçekleştirilen bu çalışmaya ulaşmak için tıklayın. Tam olarak şöyle tarif ediliyor: Toplumun üyeleri tarafından dokuz yılı aşkın bir süredir bağışlanan gerçek hayat hikayelerinden ve itiraflardan oluşturulan bir koleksiyon. Scratch kullanılarak oluşturulmuş. Scratch süreci son 15 yıldır İngiltere’de tiyatro adına yaşanan pek çok gelişmede önemli rol oynadı. Ayrıca BAC tarafından kendi binasının ve bölümlerinin oluşturulmasında, gençlerin kendi girişimlerini geliştirme konusunda da uygulandı.

5a1744ab-9d2d-4b44-875f-b02440c590cc-2060x123622Garip bir biçimde samimi … Fiction. Mekan: Battersea Arts Centre. Fotoğraf: Alex Brenner

Aslında David Jubb’un değindiği gibi, kod yazıcılar yeni bir programı geliştirirken daima scratch sürecini kullanıyorlar. The International Archive of Things Left Unsaid projesinin püf noktası ise sanatçıyı ve kod yazıcıyı, her ikisini de geliştirecek şekilde verimli bir işbirliğine dahil etmesi. Eser daha önce birebir karşılıklı yaşanan bir gösteri olarak hem İngiltere’de hem İngiltere dışında turneler yapmıştı ve akla takılan sorulardan biri de, dijital forma uyarlandığında aynı etkiyi ve samimiyeti yakalayıp yakalayamayacağı idi.

Canlı versiyonlarını izlememekle birlikte dijital versiyonundan edindiğim izlenime göre bu sorunun yanıtı evet, fakat muhtemelen farklı bir biçimde. Armstrong’un arşivi online sunumunda hoş görünüyor fakat temel olarak kendi başınıza yaşayacağınız bir dinleme deneyimi olarak ortaya çıkıyor. Tıpkı David Rosenberg ve Glen Neath’ın Fiction adlı çalışmasında olduğu gibi, karanlıkta kulaklıklarınıza birisinin fısıldamasında garip bir biçimde samimi olan birşeyler var. Arşivdeki birçok itirafı dinledim ve bunu farklı mekanlarda yaptım – evde masamın başında, kalabalık bir kafede ve karanlıkta tek başıma – sonuç olarak içerik kadar mekanın da deneyimi etkilediğini söyleyebilirim.

Arşiv sadece birkaç günde bir erişebileceğiniz şekilde yapılandırılmış. Amaç itirafları Netflix gibi sitelerde görülebilecek şekilde şapur şupur tüketmemek, ve çoğu online itiraf malzemesine sansasyonalizm yerine empati ile yaklaşmayı sağlamak. Bu da, tiyatronun sınırlarını farklı yönlere doğru genişletmeyi hedefleyen dijital projeler dizisinin son örneklerinden birisi.

Paylaş.

Yanıtla