Perde ‘Huzur’ ile Açılacak

Pinterest LinkedIn Tumblr +

thumbs_b_c_a01fab9ebba76aac230fde2e2c67fd[Saliha Özdemir’in Anadolu Ajansı’nda yayınlanan haberinin bir kısmını paylaşıyoruz.] İstanbul Devlet Tiyatrosu, yeni sezonda perdesini tiyatro sanatçısı Kenan Işık’ın, yazar Ahmet Hamdi Tanpınar‘ın aynı adlı romanından uyarladığı “Huzur” oyunuyla açacak.

Üsküdar Tekel Sahnesi’nde 4 Ekim’de sahnelenecek oyunun yönetmeni Nurullah Tuncer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oyunun ilk kez 1997’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği görevini yürüten Kenan Işık tarafından, “Huzur” romanından uyarlanarak birkaç sezon sahnelendiğini söyledi.

Yönetmen Tuncer, Işık’ın bir süredir yaşadığı sağlık sorunlarına işaret ederek, “Bu projenin özünde saygı var ve Kenan Işık şu anda zor bir dönem geçiriyor. Onu yad etmek, anısını yaşatmak, ona pozitif bir enerji göndermek bizim için bir gurur kaynağı olacak. Çünkü hem Devlet Tiyatroları (DT) hem İBB Şehir Tiyatroları‘nda çok emeği var.” dedi.

İBB Şehir Tiyatroları’nda Kenan Işık ile birlikte çalıştığını dile getiren Tuncer, “Oyunu yaklaşık 20 yıl önce Kenan Işık yönetmiş, ben tasarımlarını yapmıştım. Keyifli bir zaman geçirmiştik. Şimdi yönetmek, bana kısmet oldu.” diye konuştu.

Tuncer, oyunda fazla bir değişiklik yapmadığını aktararak, şu bilgileri verdi:

“Çok fazla bir sadeleştirme yapmadık aslında. Sadece kuşaklar arasındaki farkı daha belirgin bir hale getirdik. Oyunda ve romanda İhsan Bey, Tevfik Bey ve Behçet Bey karakterleri, romandaki dili korumaya ve seyirciyle paylaşmaya adaylar. Onun dışında Mümtaz ve Suat daha genç kuşağı temsil ediyorlar. İki kuşak arasındaki çatışmayı ve ‘Nasıl bir hayat, insan istiyoruz?’ meselesini, bugünün Türkçesiyle seyirciye sunmayı uygun bulduk.”

“Türk tiyatrosunda, bir Türk yazarın böyle yorumlandığı ilk oyun olacak”

Nurullah Tuncer, oyundaki Mümtaz karakterinin, “Bugünün Türkiye’sinde 5 kitabı bile okuyacak bir birlikteliğimiz yok” sözüne atıfta bulunarak, “Karakter bunu söylerken, Osmanlı zamanından kalan çok önemli bir arşiv olduğunu söylüyor. Bu arşivi kaç kişi deşifre edebiliyor bugün ve araştırmalara yön verebiliyor? Bunlar önemli meseleler tabii.” ifadelerini kullandı.

Oyuna yaklaşımının daha çok tasarım üzerinden olduğunu vurgulayan Tuncer, şöyle devam etti:

“Beni bu projeye yakın kılan şey, Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olmam ve estetikle ilgili olmam. Tanpınar da bir dönem güzel sanatlar akademisinde çalışmış. Dolayısıyla onun İstanbul betimlemeleri ve romandaki anlatısı çoğunlukla size bir resim çiziyor aslında. Bir resim gibi anlatıyor. Romanın ayrıntılarını sahne tasarımına da taşıdık ve bütün sahne kurgusunu resimsel öğeler, duruşlar, jest ve mimiklerle ifade etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bu oyun, Türk tiyatrosunda bir Türk yazarın böyle yorumlandığı ilk oyun olacak sanıyorum.”

Tuncer, projenin oluşmasında Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Nejat Birecik ve İDT Genel Müdürü Zafer Kayaokay’ın katkılarına da değinerek, yeniden sahneye taşınmasından ötürü teşekkür etti.

Devamı için tıklayınız

AA

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.