Yeni Başlayanlar İçin Oyunculuk Okullarına Hazırlık Rehberi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Kemal Oruç

İlkbahar ve yaz mevsimi gelince birçok genç arkadaşım harıl harıl tirat, ses, ritm, dans, genel kültür vs. çalışarak oyunculuk okullarına hazırlanıyor.

Dilerim, hak eden istediği okula girer.

Bu yazımda oyunculuk okullarına hazırlanırken nelerle karşılaşacağınızı ve ne yapmanız gerektiğini anlatacağım.

Oyunculuk Okulu Ne Demektir?

Üniversitelerin bünyesinde dört yıl süreli eğitim verilen Konservatuvarın Sahne Sanatları Bölümü Tiyatro Anasanat Dalı’na bağlı Oyunculuk Sanat Dalı ve Güzel Sanatlar Fakültesi’nin Sahne Sanatları Bölümü Oyunculuk Anasanat Dalı’dır.

Bu okullar öğrenci almak için iki ya da üç aşamalı bir yetenek (eleme) sınavı yapar. Çoğunlukla bu sınavın birinci aşamasında iki tirat (monolog) oynamanızı isterler. Birinci aşamayı geçtiğinizde ikinci aşamada ses-konuşma, şan-kulak, hareket-dans ve genel kültür sınavı yaparlar. Bazı okullar bunun tam tersini yapar. Yani tirat çalışmalarını ikinci aşamada yapar. Bu sınavlara girebilmek için üniversite sınavında barajı geçmiş olmanız gerekir.

Hem devlet üniversitelerinde hem de özel üniversitelerde oyunculuk bölümü bulunur. Özel okula girmek daha kolaydır; ama burs alamadıysanız yıllık 20.000-30.000 TL kadar ödeme yapmanız gerekir. Çoğunlukla öğrenciler en az %50 burs alır.

Mümkünse bir yıl içinde en az üç okulun sınavına girin. Çünkü neredeyse her okulun yapısı ve isteği farklıdır. Bir okulda birinci aşamayı bile geçemeyip bir başka okula birincilikle girebilirsiniz.

Bazı devlet okullarında yaş sınırı vardır. Örneğin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi üst yaş sınırını yirmi bir olarak belirlemiştir. Özel okullar yaş konusunda biraz daha rahattır.

Bu bilgiler her yıl değişebilmektedir. Bu sebeple bahar döneminde başvurmak istediğiniz okulun web sitesine bir göz atın ya da bizzat öğrenci işleri görevlisiyle irtibat kurun.

Oyunculuk okullarında dört yıl boyunca şu ve benzeri dersler verilir:

Mimik, Rol, Diksiyon, Fonetik, Dramaturgi, Solfej, Sahne Tekniği, Metinlerle Dünya Tiyatro Tarihi, Metinlerle Türk Tiyatrosu Tarihi, Kostüm Tarihi, Klasik Danslar, Hareket, Enstrüman, Müzik Tarihi, Mitoloji, Tiyatro Estetiği, Güzel Sanatlar, Sahne Işığı Tekniği, Akrobasi, Türk Dili, Atatürk İlke ve İnkılapları, Yabancı Dil…

kemal oruc

Yetenek Nedir?

Oyunculukta yetenek, düzenli çalışma becerisine sahip olmaktır. Bu düzenli çalışmalar oyuncunun, bir oyunu, en az bir kişiye, en iyi şekilde gösterebilmesini sağlar.

Bazı kişiler gerek genetik özellikler gerekse çocukluklarından gelen olumlu çevre koşulları ve edinilmiş donanımla oyunculuğa daha yatkın olabilirler. Fakat bu kazanımı oyunculukta sürekli çalışmaya dönüştüremezlerse oyunculuk yapamazlar.

Ne Zaman, Nereye Başvuracaksınız?

Üniversiteler yetenek sınavı başvuru tarihlerini web sitelerinde ya da okullardaki panolarda ilan ederler. Başvuru ve sınav tarihleri okullara göre değişiklik gösterir.

Çoğunlukla haziran ayı içinde başvuru alınır. Ağustosun son iki haftası içinde de sınavlar yapılır. Özel okulların bazıları hem haziran ayında hem de ağustos ya da eylül ayında olmak üzere iki sınav açabilmektedir. Bu sınavlara başvururken sizden 100 TL kadar bir başvuru ücreti alabilirler.

Sınav başvuru tarihini ya da sınav tarihini, sonrasında kazanırsanız kayıt tarihini kesinlikle kaçırmayın.

Neden Oyunculuk Okulunda Eğitim Almak İstiyorsunuz?

Öncelikle, bir oyunculuk okuluna neden girmek istediğinizi iyi belirlemek zorundasınız.

  • Üniversite sınavında iyi bir puan alamayıp sırf bir üniversitede okumak için özel yetenek sınavlarına başvuruyor olabilirsiniz. Ola ki kazandınız; muhtemelen ilk yılın ortalarında okulu bırakacaksınız. Bu durumda da bir kişinin hakkını yemiş olacaksınız. Bence bir yıl daha bekleyin ve ilginiz olan bir bölümü tercih edin.
  • Tiyatroyla hiç ilginiz yok; belki de tiyatro sanatçısı ya da tiyatroyu çok seven bir ebeveyniniz var ve o sizin oyunculuk okulunda eğitim almanızı istiyor. Ebeveynler genelde, hukuk, tıp gibi alanlar için bu tür baskılar yaparlar. Şayet genç istemediği bir alana yönlendirilirse bu süreç onun için travmatik bile olabilir.
  • Çok iyi taklit yapıyorsunuz ve herkesi çok güldürüyorsunuz. Buna güvenip oyunculuk okuluna gitmek istiyorsunuz… Okuldaki bütün dersleri sadece taklit yaparak geçebileceğinizi düşünmeyin bile. En iyisi siz bir tiyatro atölyesine katılın ve kendinizi bir sınayın.
  • Çok ama çok istiyorsunuz… Her zaman bir alternatifiniz olsun. Çünkü bir üniversitenin oyunculuk bölümüne bazen 700-800 kişi başvurabiliyor ve sadece 10-12 kişi alınıyor. Siz çok emek vermiş olsanız bile yorulmuş/dağılmış/sıkılmış jürinin gözünden kaçabilirsiniz. Bu durumda başka üniversiteleri denemelisiniz. Olmadı, bir yıl daha bekleyeceksiniz.
  • Oyunculuk bölümlerini çok eğlenceli buluyor olabilirsiniz. Hiç öyle sanmayın. Bazen haftada altı sahne çalışması hazırlamak zorunda kalacaksınız. Aynı zamanda birçok kitap okumak ve diğer derslerin gereklerini de yerine getirmek zorundasınız. Bedenen ve zihnen çok yorulacaksınız. Bu sebeple yaşantınıza ve sağlığınıza hep özen göstermek zorunda kalacaksınız. Hele hele tembelseniz oyunculuk okulunun önünden bile geçmeyin.
  • Oyunculuk okulunu bitirip dizilerde mi oynamak istiyorsunuz? Oyunculuk okulunda dört yıl zaman harcamanıza gerek yok. Bir ajansa kaydolun yeter. Artık yoldan geçen herkes dizilerde bir şekilde oynuyor.

Oyunculuk okulundan mezun olanların büyük çoğunluğunun ekonomik ve sosyal koşullar sonucunda sahneye çıkmadığını; dizilerde mankenlerin gerisinde oynadığını ya da alakasız bir meslekte olduğunu gördükçe şunu söyleme gereği duyuyorum: “Peki ülkemizde tiyatro sanatını kim kısır döngüden kurtarıp ona bir ivme kazandıracak?”

Nasıl Hazırlanacaksınız?

Yetenek (eleme) sınavına girmeden önce şu soruları bir kendinize sorun:

  • Kaç oyun izledim?
  • Hangi tiyatro/sanat dergilerini düzenli okudum.
  • Kaç oyun/kuram kitabı okudum?
  • Kaç edebiyat/bilim/felsefe/psikoloji/sosyoloji kitabı okudum?
  • Bir atölye çalışmasında bulundum mu? (Jüri istemese de, ben bulunmuş olmanızı tercih ederim.)
  • Bir oyun sahneleme sürecinde yer aldım mı? (Yer almış olmanızı tercih ederim.)
  • Müzik kültürüm var mı?
  • Bedenimi kontrol edebiliyor muyum?
  • Doğru nefes alıyor muyum ve sesimin renginin farkında mıyım?
  • Gündemi takip ediyor muyum?

Bunları içinizden gelerek yapmadıysanız neden oyunculuk okuluna girmek istiyorsunuz ki? Eğer hala vaktiniz varsa bütün bunları belli bir plan içinde gerçekleştirin.

Oyunculuk sınavının her aşaması önemli olduğu halde tirat (monolog) çalışmaları biraz daha önemlidir. Genellikle iki tiradı siz seçersiniz. Ama bazen okul zorunlu tirat da verebilir. Başvuru sırasında size zorunlu tiratlar bildirilecektir.

Tirat (monolog, parça), bir oyunda oyun kişisinin, çoğunlukla anlamlı bir bütünlüğü olan, uzun ya da uzunca konuşmasıdır.

Bir tiradı nasıl seçip hazırlayacağınızı öğrenmek için www.kemaloruc.net adresindeki “Yeni Başlayanlar İçin Tirat Sahneleme Rehberi” adlı makaleyi okumanızı öneririm.

Oyunculuk okullarına hazırlanmak için açılan kurslara katılabilirsiniz; ama siz siz olun çok paranızı kaptırmayın. Bütçenize uygun, ama eğitmenleri donanımlı; özellikle gerek yazarak gerekse panel, söyleşi, seminer gibi araçları kullanarak anlatmayı/paylaşmayı seven eğitmenlerin eğitim verdiği atölyeleri tercih edin. Ünlü bir eğitmen eğitim veriyor diye bütün paranızı bir kursa kaptırmamaya dikkat edin. Zaten ünlüler pek derse girmez, asistanları onların yerine derse girer.

Bir oyunculuk okuluna hazırlık eğitimine katılmışsanız zaten oyunculuğun yanında, şan, diksiyon, dans, genel kültür gibi dersler alacaksınızdır. Ama eğitim alacak paranız ya da düzenli zamanınız yoksa, rica edin, ulaşabildiğiniz eğitmenler size yol göstersin. Vakitleri varsa arada bir parçalarınızı izletin onlara. Farklı kişilerden de yararlanmış olursunuz. Yine aynı şekilde şan, diksiyon ve dans konularında da bilen insanlardan destek isteyin. Genel kültür sınavına, dergi, gazete, kitap okuyarak kendiniz de hazırlanabilirsiniz.

Ne Kadar Sürede Hazırlanmalısınız?

Özellikle son bir yıl birçok oyun izlediyseniz, kitap okuduysanız, gündemi takip edip kendinizi yeniden keşfetmek için çalıştıysanız, iki tiradı günde bir saat çalışarak bir ayda çok iyi hale getirebilirsiniz. Bir ay da özenerek hareket, ses, kulak, ritim, şan çalışırsanız toplam iki aylık bir sürede çok iyi bir şekilde hazırlanabilirsiniz.

Sınav Sırasında Neler Yaşayacaksınız?

Size ilan edilen tarihte okulda hazır bulunacaksınız. Şayet okul özel bir şey istemediyse, rahat hareket edebileceğiniz sade bir kıyafetle sınava gidin. Genelde kadınlar siyah tayt ve bluzla, erkekler siyah rahat bir pantolon/eşofman ve bluzla sınava girer. Jüri itiraz etmediği sürece rolünüzü belirleyen bir kostüm parçası ya da aksesuar kullanabilirsiniz. Kadınlar makyajı abartmamalı, erkekler saç ve sakal bakımını yapmış olmalıdır.

Zamanında, iyi beslenmiş ve dinlenmiş olarak sınava gelin. Sınavdan önce diğer adaylarla sohbet etmeniz sizi rahatlatacaktır.

Sırasıyla tüm başvuranları sınavın yapılacağı salona alacaklar. Size sıra geldiğinde salona gireceksiniz. Karşınızda birkaç kişiden oluşan bir jüri olacak. Onlar sizi yönlendirecek. Kısaca kendinizi tanıtın. Samimi olun ama laubali olmayın. Heyecanlanmanız çok normal, ama olabildiğince heyecanınızı kontrol edin; böylece işe yarar bir enerjiye dönüştürmüş olursunuz. Yalan söylemeyin. Örneğin izlemediğiniz bir oyunu izlemiş, okumadığınız bir kitabı okumuş gibi davranmayın. Parçalarınızı soracaklar ve sonrasında oynayacaksınız. Ek olarak, hazır bulunuşluğunuzu görmek için, size bir konu verip doğaçlama yapmanızı da isteyebilirler. Jüriyi çok bekletmeyin ve gereksiz sorularla yormayın. Başka bir şey istemezlerse birinci aşamanın sonucunu beklemek üzere salondan dışarı çıkacaksınız.

Eğer birinci aşamayı geçtiyseniz ikinci aşama biraz daha hareketli olacak.

Hareket-dans sınavında bir müzik verilecek ve müziğe uygun hareket etmeniz istenecek. Ayrıca eğitmen size koreografi verecek. Bir süre birlikte çalışacaksınız. Müziği algılayıp algılamadığınız ve müziğin ritmine uyup uymadığınız çok önemli. Ayrıca beden esnekliğiniz, beden kontrolünüz ve eğitmenle ya da diğerleriyle uyumunuz çok önemli. Eğitmen bir kenara geçip sizi izleyecek. Herkese bir not verip sınavı bitirecek. Bu aşamada eğer bir bedensel kusurunuz varsa maalesef sınavı kaybetme olasılığınız yüksektir.

Ses-konuşma sınavında, sizinle sohbet ederler ve ağzınızdan çıkan bütün sesleri değerlendirirler. Sonra size bir metin verip okumanızı isteyebilirler. Bu sırada ses renginize, ses şiddetine, artikülasyonunuza, tonlamalara, vurgulamalara, duraklara ve bir nefes/ses kusurunuz olup olmadığına bakarlar.

Şan-kulak sınavında piyano başında olacaksınız. Eğitmen size piyanodan ses verecek ve aynı sesi vermenizi isteyecek. Önce tek ses verilip sonra çok sese geçilir. Eğitmen size eliyle bir ritim verir ve sizden aynı ritmi vermenizi ister. Belki sizden bir şarkı söylemenizi de isteyebilirler.

Genel kültür sınavında ise genellikle yazılı sınav yaparlar. Bu çoktan seçmeli, boşluk doldurmalı ya da yorumlamalı sınav olabilir. Yazılı sınav yerine sözlü mülakat da yapılabilir.

Her okulun sınav sistemi değişiklik gösterebilir. En doğrusu başvurmadan önce okulun öğrenci işleri görevlisine ulaşıp detaylı bilgi almaktır.

Kazandınız, Ne Yapacaksınız?

Öncelikle artık kendinizi müthiş bir disiplinin içine sokmaya hazır olun. Artık her şey zaman planlı ve çok yoğun olacak. Okuldaki bütün sahne, şan, ses-nefes, diksiyon, proje sunumu vb. çalışmalarınızı çok çalışarak yapıp bunun yanında gündemi takip edeceksiniz ve kendinizi donatmak için yapılmış çalışmaları takip edeceksiniz.

Devlet okullarında okul dışında tiyatro yapmanız yasaklanmış olabilir. Yine de bir ustanın yanında asistanlık yapmanızda sakınca yoktur. Olabildiğince okul dışında tiyatroyla haşır neşir olmaya bakın. Çünkü dört yıl boyunca sadece sınıf arkadaşlarınıza ve birkaç eğitmene parça sahneleyerek oyunculuğu öğrenemeyeceksiniz. Bu durumda okul bitince en az beş yılınızı sürekli değişen seyirci kitlelerine oyun göstermeyi yeniden öğrenerek geçireceksiniz.

Özel okullar bu konuda daha rahattır. Dersleri aksatmadığınız sürece istediğiniz tiyatroda ya da kamera önünde çalışabilirsiniz. Öyle ya, para kazanıp okul taksitini ödeyebilesiniz.

Oyunculuk okulları, ülkemizde, tiyatro eğitimi almak isteyen herkes için en iyi yer muhakkak; ama bütün iş bu eğitimi nasıl aldığınıza bağlı. Sadece verilen ödevleri yaparak, hocaların isteklerini yerine getirerek, sınavları geçerek mezun olabilirsiniz. Bu şekilde mezun olduğunuzda başka herhangi bölümden mezun olan bir kişiden hiçbir farkınız olmayacak. Halbuki yaratının olmadığı yerde sanattan söz etmek mümkün değildir. Bu şekilde mezun olduğunuzda ancak dizilerde, belki, filmlerde görev alabilirsiniz. Ama bütün bunların yanında ayrıca yepyeni teknikler geliştirerek, yepyeni yazılar yazarak, beden, ses ve düşünce olarak kendinizi geliştirerek ve her türlü zorluğa rağmen tiyatro yapmak için kendinizi hazırlayarak da mezun olabilirsiniz. Tercih sizin.

Oyunculuk kişiseldir; öğretilmez, öğrenilir. Sizin bedeninizi, sesinizi, duygularınızı, davranışlarınızı ve en önemlisi sizi siz yapan bütün yaşantınızı en iyi siz bilirsiniz. Dolaysıyla sizin eğitiminizi de en iyi siz sağlarsınız. Olabildiğince kendinizi eğitmeye bakın!

Kazanamadınız, Ne Yapacaksınız?

Aylarca çalıştınız; tiratlar, şiirler, öyküler hazırladınız, binlerce sayfa kitap okudunuz, kulak, ritim çalıştınız, sağa sola başvurup yardım istediniz, belki de yüklüce para verip bir oyunculuk okullarına hazırlık kursuna gittiniz. Sonunda sınav günü geldi çattı ve siz sınava girdiniz. Sonuç: BAŞARISIZ!

Olsun, dünyanın sonu gelmedi!

Artık öyle çok yığılma var ki, çok parlak değilseniz, ikinci ya da üçüncü girişinizde kazanma ihtimaliniz yüksek. Yine hazırlanın, yine deneyin birkaç okulda.

Diğer bir taraftan bir oyunculuk okuluna gitmek zorunda değilsiniz. Kendinizi donatabileceğiniz birçok kurs/atölye var. Oyunculuk okulundan her mezun olan mükemmel oyuncu mu oluyor? Ya da şöyle soralım: Kaçı oyuncu oluyor? Önemli olan sizin düzenli çalışma becerisi edinmeniz; doğru eğitimlerle kendinizi donatmanızdır. Daha sonra bir doğru bir topluluğa/tiyatroya dahil olup aktif tiyatro yapabilirsiniz. Her işte olduğu gibi oyunculukta da verdiğiniz emek kadar başarılı olursunuz.

Çelişkiler ve Eleştiriler

  • Aktif tiyatro üretiminin içinde olmayan insanların oyunculuk okullarında eğitim veriyor olması sakatlayıcı bir durumdur.
  • Okul dışında öğrencinin de aktif tiyatro hayatına atılmasının engellenmesi hocasının da aynı durumda olmasındandır!
  • Okulların tek tip oyuncu yetiştirmesi ya da eğitmenlerin kendi gibi oyuncu yetiştirmesi tamamen pedagojik eksikliktir.
  • Kuram üretemeyen eğitmenlerin kendi gibi yetiştirdiği öğrenciler de kuram üretemiyor. Sanat dergilerine ve internet sitelerine bir göz atın; kaçı oyunculuk okulu öğrencisi ya da mezunu? Çok azı…
  • Yetenek (eleme) sınavına hazırlanırken jüri üyeleri sizin hiç eğitim almamış olmanızı, ama aynı zamanda mükemmel oynamanızı ister. Bu çelişki hala anlaşılamamış bir sorundur. (Oysa yasak gelene kadar öğretim görevlileri de bu sınavlara öğrenci hazırlamaktaydı.)
  • Jüri üyelerinin okulların yetenek (eleme) sınavlarında gerçekten ne istediğinin anlaşılamaması. Öyle ki çok parlak öğrenci aşama bile alamazken, vasat bir öğrenci bu sınavları geçip okula girebiliyor ve çoğunlukla da okulu tamamlayamıyor.
  • Sınav sistemi hiç adil değil. Dört beş kişilik jüri üç günde belki de sekiz yüz kişiyi izlemek zorunda. Dolayısıyla çökmüş bir jürinin vereceği karar çok sağlıklı olamayabiliyor.
  • Yaratıcı ve yenilikçi çalışmalar yapmak yerine var olan eski/muhafazakar sistemin her nesilde tekrar edilmesi… Muhafazakar/klasik eğitim sistemi içinde çoğunlukla Shakespeare ve Çehov merkezli eğitimle birlikte yerli ve güncel yazarlar es geçiliyor. Ve hatta eğitmenin kişisel olarak haz etmediği yerli yazarlar öğrencilere yasaklanıyor. Mezun olan öğrenci güncel olanı nasıl tespit edeceğini ve sahneleyeceğini bilemiyor.
  • Diğer bütün alanlarda olduğu gibi oyunculuk okullarında da öğrencinin sınav merkezli eğitilmesi bireysel gelişimi ve sürekli yaratımı engelliyor.
  • Ülkemizde bir oyuculuk okulunu bitirmenin temel mantığı ödenekli tiyatroya girip çalışmak ya da büyük bir özel tiyatroda çalışmaktır. Oysa ödenekli kurumlar artık neredeyse sınav açmıyor. Hatta İstanbul Şehir Tiyatroları resmi web sitesi üzerinden taşeronu öven bir de ilan paylaştı. Bu durumda mezun olsanız da ödenekli bir tiyatroda ya çalışamayacaksınız ya da bürokrasiyle boğuşan ve kapatılmayla karşı karşıya kalan bir kurumda sesinizi kısıp mutsuz bir şekilde yaşamaya devam edeceksiniz. Özel tiyatrolar da maddi sorunlardan dolayı tanınmış oyunculardan oluşan az kişili prodüksiyonlar sahneliyor.

Türkiye’de, özellikle tiyatro sanatı, tekrarlardan oluşmakta; yazılan ve sahnelenen oyunlar birbirine benzemektedir. Bunun başlıca sebepleri de şunlar olabilir:

  • Mezun olan oyuncuların, hem maddi açıdan cazip gelmesi hem de tiyatro kadrolarının dolu olması sebebiyle, dizilere yönelmesi,
  • Oyunculuk okullarından mezun olanların kuram üretememesi,
  • Gelenekten kopamama,
  • Mezunların deneysel ve yenilikçi çalışmalara yönelmemesi,
  • Devletin, maddi anlamda, yenilikçi çalışmaları desteklemek yerine, yandaş sanatçıları desteklemesi,
  • Amatör, deneysel ve yenilikçi tiyatroların, kökleşmiş tiyatrolarca kabul edilmemesi, maddi kaygılar yaşaması, seyirciye ulaşamaması ve seyircinin bu konuda bilinçlendirilmemesi vb. konular sebebiyle, yeterince etkin olamaması.

Sonuç olarak söylenecek söz şudur: Oyunculuk okullarında eğitim alabiliyorsanız alın. Yine de şunu çok iyi bilin; her nerede olursanız olun önemli olan sizin kendinizi eğitmeniz/donatmanızdır.

Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek isterseniz şu kitapları/tezleri okuyabilirsiniz:

  • Oyunculuk Sınavlarına Hazırlık Kılavuzu / Cengiz Toraman
  • Tiyatro Sınavlarına Hazırlananlar İçin Kılavuz Kitap / Cezmi Koca
  • Çağdaş Oyunculuk Eğitiminde Giriş Sınavları İçin Bir Yöntem Önerisi (Doktora Tezi) / Elif İskender

Tavsiye edebileceğim diğer başlangıç kitapları da şunlardır:

  • Oyunculuk Atlası / Cüneyt Uzunlar
  • Tiyatronun İlkeleri / Yıldırım Keskin
  • Stanislavski Sistemi / Sonia Moore
  • Bir Aktör Hazırlanıyor / Stanislavski
  • Dramaturgi – Tiyatroda Düşünsellik- / Zehra İpşiroğlu
  • Sahne Bilgisi / Özdemir Nutku
  • Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi / Sevda Şener

– Tiyatro Eğitimi / Yılmaz Arıkan

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Kemal Oruç

Yanıtla