‘Ahududu’ Tadında Komedi Sahnelerde Komedi Fırtınası Estiriyor!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Joseph Kesselring’in “Arsenic and Old Lace” adlı eseri, “Ahududu” adıyla Nedim Saban tarafından sahnelere uyarlanıp, yine Nedim Saban’ın yönetiminde Tiyatrokare’nin bu seneki 25. yıl oyunu olmuş. Geçtiğimiz günlerde izlediğim gösteri uzun yıllardır sahnelerde görmediğim usta tiyatro oyuncusu Melek Baykal’ı yeniden bizlerle buluşturdu. Bundan Sekiz sene önce İstanbul DT’nin “Sokrates’in Son Günü” oyununda sahneye çıkan Baykal, bir başka usta isim Suna Keskin ile gösterinin başrollerini paylaşmış. 90’lı yıllarda Nedim Saban’ın son kez sahneye çıktığı oyunun ardından yeniden böylesi usta isimleri sahnelerde görmemiz güçlü kadronun tiyatroya verdiği özeni ayan beyan ortaya koyuyor. Komedi alanında yakaladığımız ivme günden güne tırmanıp bizleri de içine çeken girdaba dönüştü. ‘Ahududu’ tatlı komedi diyebileceğimiz türüyle sezonun iyi projelerinden olmuş.

Kesselring’in dünyada en fazla sahnelenen oyunu “Arsenic and Old Lace” evine aldıkları misafirleri zehirleyerek öldüren dünya tatlısı iki yaşlı kadının hikayesini anlatır. Katil olmalarına ihtimal vermeyeceğimiz bu kadınların yaşamları komedinin ana eksenini belirler. Frank Capra yönetmenliğindeki, Joseph Kesselring’in aynı adlı oyunundan Julius J. Epstein tarafından senaryolaştırılarak sinemaya uyarlanan oyun, 1944 yılında başrollerde Cary Grant, Josephine Hull ve Jean Adair’in rol aldığı komedi filmi olarak adını sinema tarihine altın harflerle yazdırır.

İstanbul’un 1940’lı yılları diye adlandırabileceğimiz döneminde geçen ‘Ahududu’ , Müşfike ile Mürşide adlı iki yaşlı kadının tarihi konakta işledikleri cinayetleri konu edinir. Dedelerinden miras kalan büyükçe konakta Adnan, Halim, Mesut adlı yeğenlerin halalarıyla olan diyalogları, zıt karakterlerin birbirleriyle olan irtibatları, iki kafadar kadının sıradan bir işmiş gibi işledikleri cinayetleri konu ilerledikçe izleriz. Tabi burada komedinin ortaya çıkışı Müşkife ile Mürşide’nin sakladıkları sırda gizlidir ve bu sırrın tek bir tanığı vardır, o da Zeki adlı kardeş. Evin delisi Zeki kendisini savaşta zannetmekte, ablalarının öldürdükleri insanları konağın bodrumuna gömmektedir. Tabi çok sonradan çıkan yeğen ortalığı birbirine katar.

Suna Keskin ve Melek Baykal’ ın kilit rolde karşımıza çıktığı gösteri, Nedim Saban’ın akıllıca tasarlanmış yönetim teknikleriyle bezeli. Dekorun işlevsel yapısını harikulade kullanan yönetmen, İstanbul’un 1930’lu yılların sonu olarak düşündüğümüz dönemini ince ince işlemiş. Gazetecilerin değişmeyen algısı, tiyatroculara yapılan göndermeler, politik argümanların doğru kelimelerle bize ulaşması her açıdan dört dörtlük. Uyarlamanın Türkiye şartlarına göre ayarlı bir saat olduğunu düşündüğümüzde, saatin akrep ve yelkovanı Suna Keskin ile Melek Baykal oluyor. Onların omuzlarında yükselen gösteri iki ustanın 2017 tiyatro sezonuna nasıl damga vurduğunu bizlere kanıtlıyor.

Zeki rolündeki Nedim Saban’ın elindeki borazanla komediye sağladığı destek çok mühim. Oyun onun olduğu bölümlerde daha derin komik unsurlara ulaşıyor. Özellikle Suna Keskin, Melek Baykal ve Nedim Saban birlikteliği üçlü kombinasyon sağlamış. Sezonun en iyi üçlüsünü sahnede izliyoruz.

‘Ahududu’nun ahududu tadında sağladığı komediyi bizim şartlarımıza göre düzenleyen Nedim Saban’ın uğraşı her açıdan taktire şayan! Cem Güler, Halim Ercan, Bülent Seyran, Dicle Alkan, Birol Engeler ve Özgür Yetkinoğlu oyunun ara rollerini başarılı biçimde tamamlayıp usta isimlerle güzel bir çalışma ortamı oluşturuyor. Barış Dinçel’in dekorda yarattığı muhteşem görüntü, tarihi konağın tüm derinliklerine ulaşmamızı kolaylaştırmış. Ayrıca şunu eklemek lazım; tiyatrodan sinemaya aktarılan böylesi önemli bir oyunun sahnede sağladığı süreklilikte Nedim Saban’ın zekice düşünceleri önem teşkil ediyor. Sahnelerdeki ‘Ahududu’ fırtınasına sizde katılın, ahududunun tatlı zehiri sizleri de esir alacak!

LifeArtSanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla