İBB Gösteri Sanatları Atölyesi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

dunya-tiyatrosuna-aranandTiyatroda yeni bir üslup oluşturma amacıyla, 2014’ün sonlarında kurulan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Gösteri Sanatları Atölyesi (GSA), oyunlarını tiyatroseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor. İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman “Bakmanız gereken ana kaynağın ortaoyunu ve tuluat olduğunu görüyorsunuz. Dünya tiyatrosuna aranan ekolü, yolu buradan gösterebiliriz” dedi.

Hem okullu hem alaylı eğitmenler, oyuncular, yazarlar, müzisyenler ve teknik ekipten oluşan GSA, Fatih Kültür Merkezi’nde, Türk tiyatrosundaki farklı tarzlar üzerinde çalışmalar yapıyor. İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen, hedeflerinin ileride atölyeyi konservatuvara dönüştürmek olduğunu söyledi.

“AŞIKLIK GELENEĞİNİ TEMELE KOYABİLİRSİN”

Çok az kişinin Türk tiyatrosunun durumu ve geleceğini düşündüğünü ifade eden Şen, tiyatronun temelini oyunculuk, tarz ve birikimin oluşturduğunu anlattı. Şen, Türkiye’de tiyatro kavramının pek anlaşılmadığına vurgu yaparak, “Tiyatro, kelime olarak Batı’dan geldiği için Batı’nın icat ettiği bir şey, biz de ona benzer bir şeyler yapalım düşüncesi var. Halbuki tiyatronun tanımı içerisine giren kavramlara baktığımızda, Orta Asya’dan beri getirdiğimiz birçok sunumun tiyatronun temellerini oluşturduğunu görüyoruz. Bunlar arasında meddahı da orta oyununu da tuluatı da sayabilirsin. Hatta aşıklık geleneğini temele koyabilirsin. Mesnevilerimizi, destanlarımızı metin sayabilirsin ve bunlardan oyunlar çıkartabilirsin” diye konuştu.

 

Okullarda ve kurslarda tamamen Batı tarzı oyunculukların geliştirildiğini ifade eden Şen, yeni tiyatro sezonunda geleneksel, klasik ve güncel tarzda oyunlar sahneleyeceklerini dile getirdi. Şen, dünya tiyatrosunun büyük bir arayış içerisinde olduğu yorumunu yaparak, “Bütün bunları topladığınız zaman bakmanız gereken ana kaynağın ortaoyunu ve tuluat olduğunu görüyorsunuz. Biz bütün bu bakış açılarıyla buralardan istifade ederek, dünya tiyatrosuna aranan ekolü, yolu buradan gösterebiliriz diyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız var” dedi.

“KÖKÜ MAZİDE OLAN ATİ”

İBB Kültür Daire Başkanlığı Ar-Ge Koordinatörü Ömer Altan da GSA’nın, “kökü mazide olan ati” anlayışının güzel bir örneği olarak tanımlanabileceğini aktardı.
Altan, GSA’da gelenekselin yanı sıra güncel tiyatronun da özümsendiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Geleceğe bir şeyler söyleme gayretindeyiz. Bunu yaparken de sadece sanatsal anlamda kalmıyoruz. Bunun teknik altyapısını da oluşturabilecek gayretimiz var. İstanbul Kalkınma Ajansının mali destek programı çerçevesinde biz burada atölyeler oluşturduk. Diğer tarafta sanatkarlar yetiştirmeye çalışırken, atölyelerimizde de zanaatkarlar yetiştirmeye gayret edeceğiz.”

 

“GELENEKSEL SANATLARI ARAŞTIRIYORUZ”

GSA’nın sahne direktörü Erdem Erdoğan ise Türkiye’nin birçok yerine gidip, ortaoyunu, tuluat, Karagöz-Hacivat, meddahlık, aşık atışmaları gibi geleneksel sanatları araştırdıklarını anlattı.

Dünya tarafından kabul görmüş hiçbir tiyatro akımını yok saymadıklarını da sözlerine ekleyen Erdoğan, atölyenin çalışma sistemi hakkında şunları dile getirdi:
“Burada 80 kişi bir araya geliyoruz. 80 kişi bir konuyla ilgili bir fikir söylüyor ve bir kişi 80 bilgiyle çıkmış oluyor. Eskiden köy odalarında ya da dost meclislerinde nasıl sohbet ortamı oluyordu, aynı o sohbet ortamında, ustasının çırağının olmadığı, herkesin bilgi birikiminin olduğu bir ortam oluşturuyoruz. Orada fikir alışverişinde bulunuyoruz böylelikle bize daha faydalı olduğunu düşünüyoruz.”

“GSA TEZ KONUSU OLDU”

Atölyenin katılımcılarından, tiyatro bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimleri alan Sinem Yoldaş da okullarda gösterilen tiyatro eğitimindeki Batılı tarz hakimiyetinden rahatsızlık duyduğunu dile getirdi. Yoldaş, Batı’dan kopmadan yerli tarzda tiyatro yapılabileceğini ifade ederek, GSA’nın çalışma sisteminden yola çıkıp “Yerli tiyatromuz nasıl oluşturulabilir?” üzerine tez yazdığını söyledi.

 

GSA’nın tiyatroya bakışını değiştirdiğini aktaran Yoldaş, “Bu iki sene içinde hem tezimin buraya hem de buranın benim tezime çok büyük katkısı olduğuna inanıyorum. Çünkü burada birçok konservatuvarda ya da tiyatroda olmayan daha önce denenmiş, düşünülmüş belki de hayata geçmemiş bir çok şey yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

“DÜNYAYA TANITMAK İSTİYORUZ”

Uzun yıllardır geleneksel tiyatroyla ilgilenen ve kuruluşundan itibaren GSA’da yer alan Ömür Gökhan Daldık da GSA’da okullu ve alaylı iki grup katılımcı olduğunu belirtti. Çağdaş danslar ve halk oyunları üzerine de eğitimler aldıklarını vurgulayan Daldık, Türk tiyatrosunda bir kuram oluşturmayı amaçladıklarına dikkati çekerek, “Tiyatro zaten sonu olmayan bir yol. Biz bu yolda çok büyük ilerlemeler kaydettik. Çocuğumuz daha çok ufak. 2 senelik ama bu çocuğu büyütüp dünyaya da tanıtmak istiyoruz. Bizim için GSA bu bakımdan çok önemli” dedi.

Geleneksel Türk tiyatrosu merkezli eğitimlerin verildiği GSA’da katılımcılar bir yandan farklı tarzlarda temsiller gerçekleştirirken, bir yandan tiyatronun teorisi üzerine münazaralar yapıyor.

İBB Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürülüğüne bağlı olarak Fatih Kültür Merkezi’nde sahne çalışmaları yapılan GSA bünyesinde, karagöz, kukla, kostüm, dekor ve ayakkabı atölyelerinin yanı sıra, makyaj, kurgu ve seslendirme için de alanlar bulunuyor.

ntv

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.