Boğaziçi Üniversitesi'nde Neler Oluyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bogazici-universitesi-2Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkiye’deki gerilimli atmosferin de etkisiyle bahar döneminde birçok gelişme yaşandı. Şubat ve Mart ayında Siyaset Bilimi ve Uluslarası İlişkiler Kulübü (BUSUİK) ve İşletme ve Ekonomi Kulübü’nün (İK) etkinliklerine gelen konuşmacılar okul yönetimi tarafından engellendi. Kültür sanat kulüplerinin geçmiş yıllarda aldığı bütçenin neredeyse tamamı okul yönetimi tarafından kısıtlandı. Geçtiğimiz yıllarda Sarıtepe Kampüsü’nde gerçekleşen tiyatro, konser gibi etkinliklerin bütçe kısıtlaması nedeniyle durdurulduğu ya da çok az sayıda gerçekleştirildiği belirtildi. Yayınlanan KHK ile Boğaziçi’nde POLS 102 Anayasa’ya Giriş dersleri veren Doç. Murat Sevinç ihraç edildi. YÖK tarafından Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Noemi Levy Aksu’nun ve Sosyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Abbas Vali’nin sözleşmelerinin yenilenmediği belirtildi. Bunların yanı sıra medyada Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü’nde kampüs yaşamı ve öğrenci faaliyetleri hakkındaki spekülatif haberler devam ediyor.

Akademik Bütçe ve Üniversite Kulüplerinin Bütçeleri Kısıtlanıyor

25 Ocak 2017 tarihinde Maliye Bakanlığı tarafından üniversite rektörlüklerine iletilen “Cari Harcamaların Kontrol Altında Tutulması” konulu genelgede üniversitenin özellikle akademik ve personel ayağında belirli bütçe kısıtlamalarına gidilmesi gündeme geldi. Tasarruf bilincinin gelişmesi, yerleşmesi ve tasarruf sağlanması için alınan tedbirler olarak nitelendirilen uygulamalar özellikle akademik birimleri ve öğretim üyelerini ve üniversite personellerini kapsıyor. Tedbirlerden bazıları şu şekilde:

“Akademide yurt içi ve yurt dışı geçici görevlendirmelerde, büro ve kırtasiye alımlarında, bakım-onarım işlerinde belirlenen bütçe aşılmayacak. Yükseköğretim kurumunun eğitim-öğretim kalitesine, akademik gelişimine katkısı olmayacak yurt içi ve yurt dışı görevlendirmeler yapılmayacak. Yapılacak olan görevlendirmelerde ise personel ve süresi konusunda kısıtlamalar uygulanacak.”

“Çalıştırılan personel sayısı Bakanlık’tan uygun görüşü alınmadan arttırılmayacak. Mevcut personelin etkin dağıtımı sağlanacak.”

“Uluslararası kuruluşlara üyelikler gözden geçirilecek. Akademik gelişim ve etkileşime katkısı sınırlı olan ya da katkı sağlamayan üyelikler sonlandırılacak.”

Uygulanacak bu kısıtlamalar BÜ’nün gerek akademik gerek kültürel gerekse uluslararası gelişiminin hangi yöne evirileceği konusunda merak uyandırıyor. Maliye Bakanlığı’ndan öğrenci faaliyetlerine ayrılan bütçe konusunda bir kısıtlamaya gidilmesi belirtilmese de üniversite kulüplerinin uzun yıllardır okuldan aldıkları bütçelerin tamamına yakını şu an durdurulmuş durumda. Özellikle kültür sanat alanında faaliyet yürüten ve sponsor sağlamadan üretimlerini yapmaya çalışan dans, tiyatro, müzik, güzel sanatlar, sinema, fotoğrafçılık gibi kulüplerin bu kısıtlamalar ile faaliyetlerini yürütmekte zorlanacağı biliniyor.

Bütçe kısıtlamalarının etkilediği yerlerden birinin Sarıtepe Kampüsü olduğu belirtiliyor. Geçtiğimiz yıllarda okul tarafından kampüse getirilen gösteri, performans, oyun, konser gibi etkinliklerin bu yıl çok az gerçekleştirildiği biliniyor. Bu durumun karşısında Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları (BÜO), Boğaziçi için Mezunlar Girişimi’nin (BUİM) desteğiyle birlikte Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’nun (BGST) Kim Var Orada oyununu Kilyos’a davet etti. Oyunun kampüste ilgiyle karşılandığı görüldü. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda okul tarafından bütçesi oluşturulan Kilyosfest’in bu yıl yalnızca öğrenci kulüplerinin katkılarıyla gerçekleştirildiği biliniyor. Okulun katkı sağlayabildiği tek noktanın kampüsler arasında ulaşım giderlerini karşılamak olduğu belirtildi.

Üniversite Etkinliklerinde Bazı Konuşmacılara Engellemeler

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kulübü’nün (BUSUİK) 16 Şubat 2017 Perşembe günü gerçekleştireceği “Türkiye’nin 10 yılı, Başkanlık Referandumu ve KHK’lar: Quo Vadis?” isimli etkinliğine Sera Kadıgil’in konuşmacı olarak gelmesi engellendi. Rektörlük Kurulu tarafından alınan “Herhangi bir siyasi partiyle ilişkili olan kimselerin üniversiteye konuşmacı olarak çağrılmasını yasaklayan” kararı gerekçe gösterilerek konuşmacının gelmesi engellendi. Kulübün yaptığı açıklamaya göre okul idaresiyle yapılan görüşmeler sonucunda konuşmacı Sera Kadıgil’in, CHP PM Üyesi olması ve kamuoyunda Anayasa Referandumunda “Hayır” oyu kullanacak bir figür olarak bilinmesi sebebiyle etkinlik programından çıkarılması istendi.

Bir başka engellenen konuşmacı CHP’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doç Dr. Selin Sayek Böke oldu. Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü’nün (İK) 18-19 Mart tarihlerinde düzenlediği Boğaziçi Yönetim ve Liderlik Zirvesi’nde “Yeni Ekonomide Liderlik” konusunda bir konuşma yapacaktı. Konuşma tarihi ve saati belirlendikten sonra toplantıya sayılı günler kala, rektörlük tarafından Böke’nin konuşmasının programdan çıkarılması istendi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, yeni kitabı Ben, Öteki ve Ötesi/İslam-Batı İlişkileri Tarihine Giriş üzerine 26 Şubat Pazar günü Boğaziçi Üniversitesi’nde bir söyleşi gerçekleştirdi. Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) tarafından düzenlenen etkinliğe katılan İbrahim Kalın, üniversitenin kurumsal iletişim sitesinde belirtildiği üzere söyleşi öncesinde Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan ile buluştu.

Bütün bu gelişmeler yaşanırken BURA Derneği “Between Reality and Utopia: Recalling the Caliphate by Salman Sayid” [Gerçek ile Hayal Arasında: Halifeliği Hatırlamak, Salman Sayid] isimli bir etkinlik gerçekleştirecek. Etkinlik kapsamında Salman Sayyid’in Recalling the Caliphate isimli kitabının sunumu gerçekleşecek ve konu üzerine tartışma yürütülecek. Salman Sayyid kitabında, halifelik kurumunun kısıtlanmaya çalışıldığını ve bu törpülenmelerden kurtulmanın tek yolunun halifelik kurumunu yeniden ve güçlü bir şekilde kurmak olduğunu savunuyor.

Akademisyenler KHK ile İşten Atılıyor, Sözleşmeleri Yenilenmiyor

7 Şubat gecesi yayınlanan 686 numaralı Kanun Hükmünde Kararname ile 330 akademisyen görevinden ihraç edildi. İhraç edilen akademisyenler arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde Anayasa’ya Giriş dersi veren Murat Sevinç de bulunuyordu. Murat Sevinç ihraca tepki gösteren BÜ öğrencileriyle internet bağlantısı ile bir açık ders gerçekleştirdi. 8 Mart 2017’de ise Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Noemi Levy Aksu’nun ve Sosyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Abbas Vali’nin 22 Şubat tarihi itibariyle YÖK tarafından sözleşmelerinin yenilenmediği belirtildi. BÜ akademisyenleri ve öğrencileri uygulanan bu ilk fiili ihraçlara karşı eylemler düzenledi, basın açıklamalarında bulundu. Boğaziçi Üniversitesi yönetimi ise bu ihraçlar hakkında herhangi bir açıklamada bulunmadı.

İhraçlar sonrasında üniversite içerisinde alternatif olarak akademik üretimi sağlamak için iki platform kuruldu. Bir tanesi tarih bölümü öğrencilerinin Kuzey Kampüs’te başlattıkları “Tarihin Nöbeti”. Tarihin Nöbeti’nde hafta içerisinde birçok sunum, açık ders, film gösterimleri ve dinletiler düzenleniyor. Ayrıca farklı üniversitelerden ihraç edilen akademisyenlerin ders verdiği “Dersimiz Üniversite” serisi Mart ayının başından beri devam ediyor.

Üniversite Hakkında Karalama Haberleri Devam Ediyor

Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü hakkında geçtiğimiz dönemde Milli Gazete’de çıkan spekülatif haberler kampüste yaşayan öğrencilerin hayat tarzları ve öğrenci kulüplerinin faaliyetleri hakkındaydı. Öğrencilerin kampüsteki yaşantıları için “öğrencilere alenen uyuşturucu satılıyor, kız ve erkek karışık kalınan yurtta fuhuş yapılıyor” ifadeleri geçiyor. LGBTİ Çalışmaları Kulübü ve Kadın Araştırmaları Kulübü’nün Kilyos’ta düzenli aralıklarla gerçekleştirdiği etkinlikler nedeniyle kampüs “Okulda feminist görüş çok yaygın. Üniversite sanki İstanbul’da değil de İslamofobinin yaygın olduğu bir Fransız köyünde gibi” şeklinde adlandırılıyordu. Yeni yapılan haberde ise hazırlık sınıfından bir öğrencinin intiharı hakkında provakatif bir haber yayınlandı. [bkz: http://www.milligazete.com.tr/uyarmistik/461146] Haberde kampüste dindar öğrencilerin ezildiğine yönelik açıklamalarda bulunan Milli Gazete kişilik haklarını ayaklar altına alarak, öğrencinin intiharına sebep olarak “kampüsün baskın ortamı, içkinin ve zinanın yoğun olduğu bir ortam” olduğu yönünde imalar içeriyor.
Önümüzdeki dönemde karalama haberlerinin ne yönde devam edeceği bir merak konusu. Bir taraftan okulda şu an özellikle mali açıdan kulüpleri zor durumda bırakan koşulların ne zamana kadar devam edeceği ise bilinmiyor. Bu durumun sponsorlu etkinlik yapmayan sanat kulüplerinin faaliyetlerine ket vuracağı düşünülüyor.


Paylaş.

Yanıtla