'OHAL Bütün Sanat Üretiminin Sesini Kesmeye Çalışıyor'

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Sinan TEKİN ve Burcu ÖZDEMİR’in Evrensel’de yayınlanan haberinin bir kısmını paylaşıyoruz.] Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleşmesinin ardından 20 Temmuz tarihinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. OHAL, kültür sanatı da baskı altına aldı. Sanata ve sanatçılara yönelen sansür ve saldırılar gerçekleşti. OHAL’in birinci yılı dolayısıyla Yönetmen Ezel Akay ve Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı (TOBAV) ile Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (TOMEB) Kurucusu ve İlk Genel Başkanı Sahne Sanatçısı Tamer Levent Evrensel’e değerlendirmelerde bulundu.

‘BUGÜNÜ DEĞİL YARINI DÜŞÜNEREK SANAT ÜRETMELİYİZ’
Sanatın sanatçılar ve izleyiciler arasında kurulan bir iletişim biçimi olduğunu belirterek sözlerine başlayan Yönetmen Ezel Akay, OHAL ile iletişimin tek yönlü, devletten halka kurulduğunu, devlet ile yapılan her tartışmanın cevapsız kaldığını ifade etti. Akay: “OHAL insanlar arasındaki iletişimin maniple edilmesi manasına gelen bir ortam yarattı. Yalnızca devletten alınan haberlerle kendi aranızda konuşacaksınız ve OHAL örtülü veya direkt bir şekilde bütün sanat üretiminin sesini kesmeye çalışıyor. Osmanlı’da bir yerde bir isyan çıktığı zaman, o yörenin bütün meddahlarını yani hikaye anlatıcılarını toplarlar bir bağ evine kapatırlarmış İsyan geçene kadar. İsyanın hikayesi anlatılıp yayılmasın diye. Tabii isyan büyüdükçe bu tür önlemler çok yetersiz kalıyor. Ama şu an anlatmak istediğim şey bunun Türkiye’de de cereyan etmesinden dolayı” dedi. Birçok sanatçının OHAL’e rağmen üretime devam ettiğini de vurgulayan Akay, şöyle devam etti: “Becerebildiğimiz her yerde hikayelerimizi anlatmalı sanatımızı icra etmeliyiz. Yapabildiğimiz kadarıyla. Sanat eseri yalnızca o güne ilişkin bir şeyler söylemek zorunda değil. Hatta bu tehlikeli de bir alan. Bu sanat olmaktan çıkıp fikri bir propagandaya dönüşür çünkü. Sanat çok daha geleceğe ilişkin bir bilinç yaratmayı umut eder. Bugünü değil yarını düşünerek sanat üretmeliyiz”.

‘SANAT ÜRETİMİ DURMADI’
OHAL’in sanat üzerindeki etkilerini sorduğumuzda ise Akay, “Sanatçılar bu baskıyı hissedince bu baskıya ilişkin sanat üretmeye çalışıyorlar. Yani beklenildiğinin aksine sanat üretimi falan durmadı. En kötü ihtimalle sanat üretimi biraz yer altına çekildi. Ama tam tersine bu kadar trajik, bu kadar ağır yaşandığı dönemler sanatçılarda “O ağır dönemle ilgili mutlaka bir şey söylemeliyim hissi yaratıyor” kolay kolay bu ortamdan etkilenmeyip basit aşk filmi çekmek yönetmenler için o kadar da kolay olmuyor aslında. 2 senedir bu ağır dönem yaşanıyor. Bundan sanat üreticisinin etkilenmemesine imkan yok. Ama daha ağır başka bir şey var OHAL’in sonuçlarından: Olup biten her şeye sesini çıkarması gerekenler, öne atılması gerekenler sanatçılar, fikir liderleri gibi görünüyor” dedi.

Akay, OHAL’de sinema üretimiyle ile ilgili olarak şöyle dedi: “Sinema üretimi de ikiye ayrıldı. Sinema salonlarında bir film çekip oynatabilirsiniz. Ancak devlet değil yapımcıların, suya sabuna dokunan herhangi bir ürünü çıkarmama gibi bir tutumları var. Zaten OHAL’in yarattığı korku atmosferinin bir özelliği bunlar. Tabii cesaret göstermek için de nedenler var.”

‘OHAL İLE İLGİLİ TRAVMANIN HAYATIMIZDAN ÇIKACAĞINA DAİR BİR İŞARET YOK’
Sahne Sanatçısı Tamer Levent, “Yaşım itibariyle üç ihtilal gördüm. 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül. Bu dönemlerde baya sıkıyönetim yaşanmıştı ve hakikaten insanların yaşamla olan bağları sıkıyönetim nedeniyle örselenmişti. İnsanları mutsuz bir hale sokmuştu. 12 Eylül, sürecin bir geçicilik, bunların bir gün kalkacağı havasını yaratıyordu” dedi. Geçmiş dönemlerde, toplumda ve evrensel değerler çerçevesinde insanın, kendini evrensel değerle karşılaştırarak beklentilerini dile getirmesi, etik, estetik ve adalet konularında yaşadıkları sıkıntılar, o sıkıntılarla ilgili travmalarını açıklamalarının bir suç unsuru olarak görülmediğini sözlerine ekleyen Levent, şöyle devam eti: “Çünkü sıkıyönetimin sürmesi tramvayı artıyor. Etik, estetik ve adalet kavramları doğrultusunda sıkıyönetimin kuralları geçerli oluyor. OHAL’de de aynı sorunlar söz konusu ama OHAL’in ne zaman biteceği konusunda bir umut alamıyoruz. OHAL ile ilgili travmanın ne zaman hayatımızdan çıkacağına dair bir işaret yok. Yani toplumun hem de çok geniş kesimlerinin bir travma yaşadığını biliyoruz.”

‘SANAT İNSANIN MÜLKÜ ÜRETTİĞİ FİKİRDİR’

Devamı için tıklayınız

Evrensel

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.