Nedim Saban Hale Kuntay için Yazdı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Haber / Hale Kuntay’ın hayatını kaybetmesinin ardından, Nedim Saban’ın facebook sayfasında kaleme aldığı yazısını paylaşıyoruz:

Bu akşam Londra’da izlediğim oyun öncesinde arkamda oturan beyefendi, yanındaki hanımdan oyun boyunca not alıp, rahatsızlık vereceği için peşinen özür diledi. ( Oysa biz cep telefonu ışıklarına ve seslerine alışığız.) Hanımefendi de, bu özüre karşılık ” siz oyun yazarısınız, tabi ki izleyip, kendinize hatırlatmalar yazacaksınız” diye yanıtladı. Terry Johnson’u tanımıştı.

Bu gece Türkiye Tiyatrosunun en verimli kalemlerinden Hale Kuntay’ı kaybettik. Yaşlıydı, hastaydı ve ölümü bekleniyordu belki. Üç ay önce telefon ettiğimde ben de sezmiştim yolun sonuna geldiğini. Onu ziyaret eden vefalı dost Suna Keskin de söyledi.

Hale Hanım’ın iki çevirisini oynadık Tiyatrokare’de. Rahmetli eşinin de bir çeviri projesi vardı, ömrü yetmedi. Hale Hanım’a taziye ziyareti için gittiğimde, bu kadar çok eseri hiç değilse bir arada toplaması gerektiğini söylemiştim.Ama yorgundu. Yüze yakın çevirisi suya yazılmış gibi şimdi.
Repertuar arayışında olan tiyatrolar genellikle oynanmış oyunların oyuncularıyla özdeşleşerek, oyun seçimi yaparlar. Oysa başrol kadar, çevirmen de ipucu verebilir bence. Zihni Küçümen, Hale Kuntay, Filiz Ofluoğlu, Orhan Azizoğlu, Orhan Burian , Lütfi Ay,Belgi Paksoy, Tunç Yalman, Gencay Gürün, Sebahattin Eyüboğlu, Cevat Çapan, Sevgi Sanlı, Asude Zeybekoğlu ve birkaç üretken çevirmen daha ,sanki kendileri oynayacakmış gibi oyun seçerlerdi. Hale Hanım’ın çevirileri belli bir tiyatro biçemi ve estetiğini yansıtır. Daha da ileri gidip,” bunu Hale Hanım çevirmiştir mutlak” dedirtir size. Yazar kadar belirleyicidir.
Suna Keskin ile daha geçen gün, Türk Tiyatrosu’na bunca emek veren birinin neden ödüllendirilmediğini sorguladık. Hele hele tiyatro ödüllerinde jüri olarak da hizmet etmişken!
Hale Kuntay kendi çevirilerini bol bol izler, coşkuyla alkışlar, matinelere dostlarını davet ederek, salondan sahneye iyi enerji yollardı.
İngiliz seyirci yanına oturan Terry Johnson’u bilir, Türk seyircisi Hale Kuntay’ı tanımaz belki. Christopher Hampton ,Howard Brenton bir klasiği yeniden çevirince ödül alır, bizde böyle şeyler de olmaz.
Bu kadar vefasız bir meslekte,sadece sahne önündekiler hatırlanırken ısrarla çeviri yapanların itkisi nedir peki? Para olmadığı kesin. Hele artık çeviride tek kalem kabul edilmediğine göre bu işin bir keyfi de kalmadı. Eee bu kadar çok üretimi bir arada tutan bir yayınevi de yok.
Hale Hanım’ın coşkusunu sadece güzel kişiliği ve tiyatro sevgisine değil, profesyonelliğine de bağlamak istiyorum. Alman Tiyatrosu’nda pek sık görülmeyen mizahı yumuşak mizacına uydurmuş asil bir insandı.
Türk Tiyatrosu’nun bir sessiz kahramanı, bir emekçisi daha gitti. Çok üzgünüm.
Son bir talebim: Tiyatro Ödüllerinde çeviri kategorisinin tekrar önemsenmesidir. HALE KUNTAY CUMARTESi Zincirlikuyu ‘da Öğle Namazında uğurlanacak. Orada olamadığım için çok üzgünüm.
Paylaş.

Yanıtla