Joseph K. Bizim de İnsanımızdır

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Ercüment Akdeniz’in Evrensel’de yayınlanan yazısını okuyucularımızla paylaşıyoruz.]

Kafka’nın ‘Dava’ romanından uyarlanan ‘Joseph K.’ İngiliz yazar Tom Basden’in kaleminden çıkan bir oyun. Basden, dünya edebiyatında bir klasik haline gelen ‘Kafka’yı kendi dönemine uyarlamakla hem onu daha anlaşılır kıldı hem de topluma, adalet adı altında giydirilmek istenen adaletsizlik gömleğini teşhir etti.
‘Joseph K.’ bir süredir İstanbul Ataşehir’de bulunan DasDas Tiyatroda sahneleniyor. Ve hiç kuşku yok ki ‘adalet’ kavramının ve egemen sistem kalıplarının bu kadar sorgulandığı bir memlekette ‘Joseph K.’ ayrı bir özgünlük taşıyor.

Mert Fırat, Onur Dilber, Didem Balçın ve Özgür Aydın’ın sahne performanslarıyla göz dolduruyor. Oyunun aylardır kapalı gişe oynamasında da şüphe yok ki bu başarının da etkisi var. Zira oyunda, karakterlerin adının yabancı olması dışında, her şey bizi ve bizim insanımızın sıkışıp kaldığı o çelişkiler ağını anlatıyor. Yerel uyarlamanın da bu açıdan başarısını teslim etmek gerek.

ÇIKMAZ SOKAKTAKİ ADALET

Joseph K. otuzuncu yaş gününü, evine sipariş ettiği pizzayla kutlamak ister. Ne ki pizzayı getiren adamlar ona tutuklu olduğunu beyan ederler. Joseph K. suçunu bilmemekle birlikte kendini temize çıkarmak zorundadır. Bu andan itibaren mantıksız bir sisteme mantıklı cevaplar arama ızdırabı başlar. Aslında bu, kapitalizmin baskısını yaşayan bütün insanların günlük hayatta karşılaştıkları ızdıraptır. Dolayısıyla Joseph K.’nın yaşadığı ızdırap hepimizindir.

Bilgi edinme hakkı, programlanmış bilgisayar kayıtlarının labirentine girmeden elde edilemez örneğin. Banka sıra numaraları arasında doldurulması zaruri saçma anket soruları da öyle. Bütün tezgah; merak ve hak edinme arayışına dair direncin kırılması üzerine kuruludur bu sistemde. Öyle ki hak arayışından geriye -en fazla bir teselli ikramiyesi olarak- yenmiş pizzaların dilim maliyeti kalacaktır. Ah zavallı Joseph K.!

Sistem ağına bir ‘tutuklu’ takıldığında, onun yardımına koşacak hukuk da labirentin çıkmaz sokaklarındadır bu oyunda. Labirentteki hukuk, eski dil kalıplarıyla bezenmiş, vatandaşlar için anlaşılmaz terimler bütününden başka bir şey değildir artık. Suç ve ceza ikileminde gelip yer edinen kırbaç sesi ise, beyni sürekli kemirecek bir baskı aracıdır.

ÖLÜLER KERVANI

Joseph K.’nın daha doğrusu Joseph K.’larımızın dünyasında iki tür ‘tutuklu’ yaşar: Sisteme ayak uydurup böcekleşenler, yalakalık ve tetikçilik yapanlar… Bir de çelişkilerin farkına varıp itiraz edenler. Oldukça dinamik bir zemin ve iç içe geçmiş üç çember üzerinde sergilenen oyun, bu iki ‘tutuklu’ tür arasındaki geçişi anlatır. Geçişi yaşayan kahraman Joseph K.’dır. Ve her uyanış anında, sonu kaçınılmaz olan o eylem başlar: itiraz!

Tezgahın büyülü sihri, kurban itiraz etmeye başladığında tuzla buz olmuştur. Bu vakitten sonra oyun oynamanın da bir gereği kalmamıştır. Bir komedi rüzgarıyla esip gelen oyun, soğuk ve duygusuz bir infaz sahnesine hazırdır artık. Uzaktan geçip giden gemide ise Joseph K.’nın sevdiği ama her biri sistemin parçası olmuş ölüler kervanı vardır…

Bitirirken şunu da ekleyelim: Oyundaki 4 oyuncudan sadece Mert Fırat bir karakteri canlandırmış. O da zaten ana kahraman Joesp K. ve Mert Fırat’ın hakkını teslim etmek gerek. Geriye kalan 3 oyuncunun, oyun boyunca 22 karakteri canlandırmaları ise farklı bir seyir keyfi, farklı bir boyut. Sözün özü: emek yoğun ve kolektif bir tiyatro oyunu olan Joseph K. izlenesi…

Evrensel

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.