Sendika Salonu Sahne Oldu Özgürlüğe Kaçış Hikayeleri Anlattı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

İsmail Afacan’ın, öğretmen Duygu Şahlar ile yaptığı ve Evrensel’de yayınladığı röportajını paylaşıyoruz. Şahlar KHK ile ihraç edilmiş ve sonrasında OHAL nedeniyle kimi illerde oyunu yasaklanmıştı.

Hukuksuz bir KHK’yle öğretmenlikten ihraç edildi Duygu Şahlar. Çok geçmeden “Bi’ Şey Anlatıcam, Eee? Kurtulduk mu” diyerek yeni bir yolculuğa başladı. Çocukları uyutan, büyükleri uyandıran masallardan derlediği tiyatro oyunu 31 ilde 46 kez sahnelendi.

Şahlar’ın oyunu geçtiğimiz hafta Milas, Bodrum, Fethiye, Marmaris ve Datça Kaymakamlıkları tarafından yasaklandı. İddiaları ise şuydu: “Silahlı terör örgütü kurma, yönetme veya üye olmaktan hakkında işlem yapılması.” Oyun, Muğla’nın birçok ilçesinde yasaklanmasına rağmen tiyatroseverlerle buluşturuldu.

OHAL koşullarında tiyatro oyunu sahneleyerek mücadelesini sürdürüyor Duygu Şahlar. İl il dolaşarak bir özgürlüğe kaçış hikayesi anlatıyor. Oyunlardan sonra seyircilerle söyleşiler yapıyor. Şahlar’la, “Bi’ Şey Anlatıcam, Eee? Kurtulduk mu” oyununu, seyircilerden aldığı tepkileri, OHAL’de sanatı ve yasaklamaları konuştuk.

Bir yandan baskı artarken diğer yandan dayanışmanın ve yaratıcılığın da arttığını ifade eden Şahlar şunları dile getiriyor: “Bu dönüşüm ve baskı beraberinde de kendi direniş kanallarını açtı elbette. Alternatiflerimiz çoğaldı. Mücadelemiz yaratıcılaştı. Kim derdi ki, Fethiye Eğitim Sen salonu sahne olacak, hocalar kapıya perde asacak, küçük salon kulis olacak…”

KHK’yle ihraç edildikten sonra tiyatro oyunu yazma ve sahneleme fikri nasıl ortaya çıktı?
Bir gece ansızın, işimden atıldıktan sonra, hayatın tam ortasına düştüm. Aslında varolan “güvenlikli” alanın bir illüzyon olduğu belirginleşmişti. Tiyatro her zaman yanı başımda duruyordu zaten, üniversiteden beri dostumdu. O ünlü tiyatro bildirgesinde dediği gibi “Tiyatro, yetiş imdadıma!/ Uyuyorum. uyandır beni/ Karanlıkta kayboldum, yol göster bana ya da bir ışık yak” Neoliberal saldırı, yediğimizden içtiğimize, giydiğimizden dilimize, izlediğimizden kültürümüze sınır tanımaz bir halde ve hızla ilerlerken bizim kurduğumuz hayat buna topyekün karşılık verebilmeli diye düşünüyorum. Bu yüzden okulda, kampüste, değilsek başka yerlerde, her ne yapıyorsak orada devam etmeliyiz yolumuza. Masal anlatmaya başladım. “Çocukları uyutan, büyükleri uyandıran” masalları derleyerek de yetişkinlere anlatacağımız bu masal çıktı ortaya. Önceleri dost meclislerinde anlatırken sonra hepimizin hikayesini birleştiren bu yolculuk fikri ortaya çıktı.

Çeşitli illerde oyunu sahneliyorsunuz. Oyuna dair aldığınız tepkiler nasıl?
Anlattığımız masal da, mücadele biçimimiz de kabul gördü, “Masalla direnmek” de literatüre geçti. Tepkiler olumlu ve geliştirici oldu. Her masal sonunda söyleşi yaptık, hem fikirleri aldık hem de “bugünün koşulları” denen şeyi bir masaya yatırdık. Böylece herkese birebir temas edebildik. KHK ile ihraç edilen hocaların hikâyelerini dinledik. Projemizin ikinci bir ayağı da bu yol hikâyesini belgeselleştirmek. Bu sorunun da cevabı orada; her şeyi duymuş olursunuz.

OHAL’de sanat yapmak, tiyatro sahnelemek… Zorlukları neler? Varsa olumlu yönleri…?
OHAL dışı günlerde bile, tiyatro yapmak için bin bir türlü cefa çekiliyor bu ülkede. Sansür, devlet tiyatrolarının içinin boşaltılması, izinler, bürokratik lüzumsuzluklar… OHAL koşullarında bu durum yasalaşmış ve denetimsizleştirilmiş, tek bir kişinin inisiyatifine bağlanmış bir sisteme dönüştü.

Bu dönüşüm ve baskı beraberinde de kendi direniş kanallarını açtı elbette. Alternatiflerimiz çoğaldı. Mücadelemiz yaratıcılaştı. Kim derdi ki, Fethiye Eğitim Sen salonu sahne olacak, hocalar kapıya perde asacak, küçük salon kulis olacak…

Sanatsal olarak mücadelenize devam ediyorsunuz. Neler söylemek istersiniz? 
İktidarlar her alanda hegemonya uygularlar halklara. Aile, eğitim, sanat, din, günlük yaşama varana dek bizim ülkemizde de hakim sınıfın dünya görüşü empoze ediliyor. Buna karşı bir hegemonya geliştirmek zorundayız. Bu biz öğretmenlerin, sanatçıların, kültür alanında çalışma yapan herkesin temel görevidir bir yerde. Şimdilerde masal anlatıyorum ben de; çocuklara ve büyüklere. Çünkü hepimizin ortak duygusunu oluşturacak kavramlara yakından bakmaya ihtiyacımız var. Çünkü anlatılan bizim hikayemizdir.

Biraz öğretmenlikten bahsedelim. Hukuksuz bir KHK’yle meslekten ihraç edildiniz. İhraç edildikten sonra nasıl bir süreç yaşadınız., neler hissettiniz?
Şaşkınlık. Bir gece çıkan tuhaf bir listede adınızı görüyorsunuz ve sonra 10 yıldır yaptığınız şeyi yapmanız engelleniyor. Bir de üstüne yurt dışına çıkışınız da engelleniyor. Sonra bu da yetmezmiş gibi başka bir işte “tanımlı” bir çalışma yapmanız da… Hatta hiçbir “suçunuz” yokken, herhangi bir yargılama sistemi olmadan. Ne denir şimdi? Başka bir ülkeden, tuhaf bir zaman diliminden bahsediyor gibiyim, ama bunu 1 yıl içinde tam 150 bin kişi yaşadı bu ülkede. İlk tepkim “hadi ordan” oldu haliyle… Sonra da hızla masallar dünyasına daldım ve başladım masal anlatmaya.

Muğla’da oyununuz yasaklandı. “silahlı terör örgütü kurma, yönetme veya üye olmaktan hakkında işlem yapıldığı” iddiası gerekçe gösterildi. Yasağa rağmen oyunu sahnelediniz. Muğla’da yaşadıklarınızı anlatır mısınız? 
İlk ihraç edildiğimde hissettiğim şeyi hissettim: Haksızlık ve bunun insana verdiği direnme gücü. Bu iddia, adı üzerinde bir iddia… Bu yasak da tıpkı iddia kadar keyfi ve saçma. Çünkü biz Türkiye’de toplam 31 ilde, 46 kez masalımızı anlattık, nerdeyse her yerde bildirim yapıldı, fakat bir tek Muğla ilçelerinde “uygun görülmedi”. Burada bir tuhaflık yok mu? Şimdi gerçekten soruyoruz işte “Eee kurtulduk mu?” bari…

Tabi ki masalımızı bir şekilde anlattık. Bazen sendika salonunu tiyatro salonu haline getirdik, bazen de bir kafede oynadık. Bu “uygun görülmeme” hikayesinin üzerine, ısrar ile oynadığımız yerlere insanlar eyleme gider gibi masal dinlemeye geldiler. Bu devam etme gücü veriyor, hiç yalnız değiliz, hiç…

“Bİ Şey Anlatıcam, Eee? Kurtulduk mu” oyununun içeriğinden bahseder misiniz?
Bir özgürlük masalı olur kendisi. Sokaklarda yaşayan özgür bir fare, bir gün petshopa girer yemek aramaya. Yemek ararken, petshop sahibi birden gelir ve fareyi yerden aldığı gibi hamsterların kafesine bırakıverir. Bundan sonrası bir özgürlüğe kaçış hikayesi işte. Özgürlük algımıza sorular soran, korku ile ilişkimizi gözden geçirdiğimiz masalları derledik. Aslında varolan, bir yerlerde kulağımıza fısıldanan masalları öyküleri bir araya getirip, başka bir bakış açısıyla yeniden yazdık diyebilirim. Ben ve müzisyen arkadaşım sahnede oluyor, müzikli bir masal anlatımı ile buluşuyoruz dostlarımızla.

DUYGU ŞAHLAR KİMDİR?

29 Eylül 1985’te Adana’da doğdu. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Okul Öncesi Öğretmenliği okudu. Ataması yapılmayan öğretmenlerden biri iken, 2009’da Hatay Samandağ ilçesine öğretmen olarak atandı. Öğretmenliğin yanı sıra tiyatro ile uğraşısı da devam etti. 29 Ekim 2016’da yayınlanan 675 nolu KHK ile öğretmenlikten ihraç edildi. Şimdi ise masal anlatıyor, hem çocuklara hem büyüklere.

Evrensel

Paylaş.

Yanıtla