Cumartesi Anneleri’ne Karşıdan Bakmak

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Özlem Ertan’ın Evrensel‘de yayınlanan yazısını okuyucularımızla paylaşıyoruz. ]

Haksızlıkla, adaletsizlikle, baskıyla çevrelenmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Üstelik de uzun zamandır. Buralarda tarihin karanlık sayfaları hep tekerrür ediyor. Çoğunluk bu acılara, adaletsizliklere tepkisiz kaldıkça da etmeye devam edecek.

Ne zaman konu empati eksikliğinden ve tepkisizlikten açılsa aklıma Uludere Katliamı ve Cumartesi Anneleri’nin adalet arayışı geliyor. 28 Aralık 2011’de Uludere yakınlarında çoğu çocuk yaşta otuz dört sivil, savaş uçaklarının bombardımanında katledilmişti. Bundan sadece üç gün sonra ise doğunun acılı ikliminden uzakta yaşayanlar yılbaşını kutlamıştı. Eğlenirken ve yeni yılın kendilerine güzellikler getirmesini isterken o otuz dört sivilin nasıl öldüğünü akıllarına bile getirmemişlerdi. Unutmuşlardı onları, hafızalarındaki karanlık bir çukura gömmüşlerdi. Uludere Katliamı’nın failleri hâlâ bulunup yargı önüne çıkarılmadıysa bunda tepkisiz kalabalıkların suçu da yok mu?

Peki evlatlarının, yakınlarının kemiklerini istemeleri bile yasaklanan Cumartesi Anneleri… Gözaltına alındıktan sonra kaybedilen, cenazelerinin nerede olduğu dahi bilinmeyen o erkeklerin, kadınların yakınları… Onların acılarına tepkisiz kalan o kadar çok kişi var ki. Bazıları neler yaşadıklarını bilmiyor, bilmek istemiyor. Bazıları ise bilse de umursamıyor. Oysa Cumartesi Anneleri orada. Tek istedikleri çocuklarından kalanlar ve adalet.

Evde Eylem Yapan Üç Kadın

Galası 8 Ekim akşamı Fatih’teki Su Gösteri Sanatları Merkezi’nde yapılan, Şenay Tanrıvermiş’in kaleme aldığı, Hülya Karakaş’ın yönettiği “Ev İşi” adlı oyun, Cumartesi Anneleri’nin acısına farklı bir açıdan ve karşı taraftan bakıyor. Rezidansta yaşayan, hayatı alışveriş yapmak ve gezmekten ibaret kadınların tarafından…

Konforlu hayatlarına dokunulmasından korkan, kaybedecek çok şeyleri olan kadınlar bunlar. Öte yandan çocuklarının kemiklerini arayanların acısını anlıyorlar; çünkü onlar da anne. Sonunda evde bir eylem yapmak üzere bir araya geliyorlar. İstiyorlar ki onlardan başka kimsenin haberi olmasın bu eylemden. Çünkü korkuyorlar. Cumartesi Anneleri’nin fotoğrafının karşısına geçip eylemlerini yapıyor ve böylece vicdanlarını rahatlatıyorlar. Peki kayıpların ve Cumartesi Anneleri’nin seslerini susturabiliyorlar mı? İşte bu şüpheli.

Bir Mask-Kara Tiyatrosu yapımı olan oyunda Makbule Meyzinoğlu, Hülya Karakaş, Ebru Üstüntaş, Ayşenur Nuhoğlu ve Mert İşcan rol alıyor. Üç kadının eylem yapmak için toplandığı odada kayıpları simgeleyen iki kişi var. Bunlar zaman zaman araya giriyor, ancak oyunun sonuna kadar üç kadın onları görmüyor, seslerini duymuyor. Tıpkı bazı insanların acılara, adaletsizliklere kulaklarını tıkaması gibi onlar da duymamayı seçiyor belki de. Bir de yine üç kadının görmediği üzeri örtülü bir ceset var odada.

Komedi ve Trajedi

Her ne kadar trajik bir durumu merkezine alsa da üç zengin kadının iç dinamiklerinden kaynaklanan komedi unsurları da oyunda yoğun olarak kullanılmış. Ancak bir noktadan sonra komedi ister istemez trajediye dönüşüyor. Cumartesi Anneleri’ne ve kayıplar konusuna farklı bir cepheden bakan bu ilginç ve cesur oyunu tüm sanatseverlerin görmesini dilerim. “Ev İşi”, 14 Ekim akşamı 19.00’da Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi’nde; 20 Ekim akşamı 20.30’da ise Şükran Güngör ve Yıldız Kenter Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

Mask-Kara’nın 25. Yılı

“Ev Yapımı”nın galasının, Mask-Kara Tiyatrosu’nun 25’nci kuruluş yıldönümüne denk gelmesi de güzel bir tesadüf oldu. “Ev Yapımı”nın galasına ev sahipliği yapan Su Gösteri Sanatları Merkezi de önemli bir mekân. Aksaray’da, Pertevniyal Lisesi’nin arkasındaki sokakta yer alan bu sahnenin köklü bir geçmişi var. Zamanında “Ayak Bacak Fabrikası”, “Sacco ve Vanzetti” gibi önemli oyunların prömiyerlerine ev sahipliği yapan Su Gösteri Sanatları Merkezi, Aksaray’ın ortasında bir vaha.

Evrensel

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.