“Bol Bol Sahne, Hakikaten Sahne”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Orhun Atmış’ın Cumhuriyet’te yayınlanan Beyhan Murphy söyleşisini okuyucularımızla paylaşıyoruz.]

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) Modern Dans Topluluğu (MDT), proje yönetmeni Beyhan Murphy önderliğinde dün akşam eski adıyla Fulya Sanat, yeni adıyla Süleyman Seba Kültür Merkezi’nde “Elektronika”nın prömiyerini yaptı. Murphy’nin bu yılın en dinamik işlerinden biri olarak tanımladığı “Elektronika”, 9 Aralık Pazar günü yine aynı sahnede izleyiciyle buluşacak.

“Elektronika” içerisinde İhsan Rüstem’in “Mantra”, Koreli koreograf Dong Kyu Kim’in “Heyecan” ve Evrim Akyay’ın “Hadi” koreografilerini barındırıyor. Akyay, yepyeni bir şey ortaya çıkarmaya çalıştığını söyledi.

‘Bürokrasi zorluyor’

Provalar sürerken bir araya geldiğimiz Beyhan Murpy ile eserin yanı sıra opera ve balenin durumunu konuştuk. Murphy’ye “Elektronika” gibi yeni eserlerin repertuvara katılmasında bürokrasinin ne kadar zorladığını sordum. Deneyimli sanatçı, “Çok zor. Sanatsal açıdan zor değil. Suat Arıkan zaten İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin müdürü, gayet açık fikirli. Bürokratik ve finansal olarak zor. Avro ve dolar yükseldi, anlaştığımız fiyat bir anda arttı. Devamlı yurtdışından gelen yabancı sanatçılardan anlayışlı olmalarını istemek zorunda kalıyorsunuz. Çoğunluğu bu konuda hoşgörülü. Ayrıca İstanbul’a gelmek de insanları heyecanlandırıyor zaten. Türk dansçılarla çalışmak da onlar için yeni bir şey” diye yanıt verdi.

Murphy’ye modern dans topluluğundaki sanatçıların durumunu sorunca yüzde 90 oranında sözleşmeli olarak çalıştıklarını öğrendim. Murphy, ayrıca “Yeni yasa tasarısı geçerse, maaşlarda bir iyileştirmeyle birlikte daha iyi bir düzeye gelecek sözleşmeliler” diye konuştu. Anlattığına göre, 8 sene önce kadrolu olarak başlayanlar genç olmadıkları için artık idari görevlere geçmişler. O zamandan bu yana da kadro açılmadığı için artık tüm dansçılar yevmiye usulü çalışıyor.

“Elektronika”, iki kez sahnelendikten sonra şubatta tekrar edecek. Biletleri ise tamamen tükenmiş durumda. Murphy’ye “Sürekli biletleri tükenen eserlerin oynamaya devam etmesi mi daha iyi, yoksa ara verip birkaç ay sonra tekrar geri dönmesi mi” diye sordum. “Oyununa göre de değişiyor” diyen Murphy, şöyle konuştu: “Bir oyun çıkarıyorsunuz, mesela ‘Jizel.’ Onun ardı ardına oynaması çok daha iyi, çünkü büyük eserlerde büyük zahmetlere giriyorsunuz. 5 temsil yapmak lazım ki dolu dolu onu yaşayasınız. Sonra bir nefes alıp başka bir şeye geçiyorsunuz. ‘Elektronika’ gibi çoklu parçaların olduğu eserler ise bence aralıklı oynaması gerekiyor.”

‘Yeni moda: AVM’de salon’

Murphy, İstanbul’daki mekân azlığıyla ilgili olarak ise “Yeterli sahne kesinlikle yok. İstanbul’un sahneden geçilmiyor olması lazım. Ne güzel olurdu değil mi? Bol bol sahne, ama hakikaten sahne. Yani, çok amaçlı kültür merkezi falan değil. Bizim bildiğimiz eski usul tiyatro sahnesi. Biz yine biraz daha şanslıyız, adapte olabiliyoruz sahne boyutlarına. Bale ve operaların durumu zor. Süreyya Operası’na nasıl bir maharetle sığıyorsak artık. Dekor, sahne tasarımcı arkadaşların inanılmaz bir emeği var… Şimdi yeni moda biliyorsunuz AVM’nin içinde sahne. Dünyada hiç olmayan bir şey ama bizim ülkemizde bir AVM’yle ilişkilendirme var bu sahne meselesini. Sonuç itibarıyla ‘Olsun da’ konusuna geliyor iş” dedi.

Beyhan Murphy, son olarak Beşiktaş Belediyesi ve Fulya Sanat’ın 8 yıldır kendilerini ağırlamasından minnettar olduğunu belirtirken, “Ama zorlukları var bu sahnenin. Biraz daha ilgi ve alaka görmesi gerekiyor, hem kamuoyundan hem de işin teknik tarafından” vurgusunu yaptı ve ulaşım konusunda yetkililerden destek istedi.

Cumhuriyet

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.