Giydirici

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Canan Yeniokatan

Ilık bir Aralık günü. Elli bir buçuk yaşına merdiven dayamışım. Doktordan çıkmışım. Hastalanmayı ve yaşlanmayı kabul etmiyorum. Bedenim ve doktorlar benimle aynı fikirde değil. Bir buçuk yıldır izlemek istediğim “Giydirici”ye gideceğim doktor dönüşü.

Çok değer verdiğim fakat kendisini izlemeye bir türlü fırsat bulamadığım üstadım Güneş Yakın’ı sahnede göreceğim. Oyun başlıyor.

Celal Kadri Kınoğlu daha önce “Benerci Kendini Neden Öldürdü?” ve “Ben Ruhi Bey Nasılım?” oyunlarındaki performanslarından çoktan gönlüme taht kurmuştu. Bu oyundaki, performansı o tahtın seviyesini biraz daha yükseltti. Sahnedeki enerjisine her zaman hayran olduğum Norman rolündeki oyuncunun, Hakan Çimenser’i biraz gölgede bıraktığını itiraf etmeliyim.

Celal Kadri Kınoğlu ile sahnelerde karşılaşmayalı epey bir zaman geçtiğini , “Benerci kendini neden öldürdü?” oyunundaki çakı gibi delikanlıyı bulacağım hayali ile girdiğim salonda o delikanlının babası olacak yaştaki Kınoğlu ile karşılaşınca fark ettiğimi de itiraf etmeliyim.

Oyun bir kumpanyanın başrol oyuncusunun (Hakan Çimenser) soyunma odasında geçiyor. Kumpanya tiyatroları için zor bir dönem. 2. Dünya Savaşı patlak vermiş; şehirler, sokaklar, binalar bombalanıp durmakta. Oyuncular ise yaşamın kaynağı sahneymişçesine eskisinden daha bir sıkı sarılmaktalar oyunlarına.

Gerek sürekli bombalar altında bir kumpanya tiyatrosunun sahipliğini ve başrol oyuncusu olma sorumluluğunu üzerinde taşımanın stresinden, gerekse artık yaşlanmaya ve zamanın acımasızlığına teslim olmamaya direnen “Sir”, tiyatrosuna gelirken yolda rahatsızlanır. Hastaneye kaldırılır. O akşam başrol oyuncusu olmadığı için oyun oynanamayacaktır.

Sir hastaneden kaçar ve oyuna gelir. “Doktorlar teşhis koyamadıkları hastalığı için “Dinlenmelisin.” derler. Doktordan oyunu izlemeye gelmiş ve doktorun “Dinlenmelisin” dediği benim için yoksa bu oyun bir mesaj mı içeriyordu?

Oyunu izledikten sonra “Yılan dilli iblis bir eleştirmen” olarak elbet ben de iki satır bir şey yazacak idim.

Hayatım’ı anlatan bir kitap yazıyordum. Sadece başlıktan ibaret değildi en azından. Fakat ilerlemiyordu bir türlü. Yaşamımın son kesitinde mi çıkacaktı o kitap piyasaya?

Şimdi ise oturmuş “Giydirici”yi izliyordum.

Sir her ne olursa olsun, ağlaya sızlaya da olsa, o güne, o ana dek sergilediği oyunları birbirine de karıştırsa, repliklerini unutup eli ayağı birbirine de dolansa o gece, o sahneye çıkacak, oyununu oynayacaktır. Sir’i buna teşvik eden de sadık giydiricisi Norman olacaktır.

Sir hayatını anlatan kitap için iki satır karalayacak ama satırlarında en yakınındakiler için tek kelime etmeyecektir. Sir’i buna teşvik eden de sadık giydiricisi Norman olacaktır.

Geoffrey rolündeki Güneş Yakın’ın kısa ama etkileyici performansından söz etmeden geçemeyeceğim. Bu kadar mı gerçekçi oynanabilir bir rol? Bu kadar mı role bürünür bir aktör?

Giydirici 2 perdenin nasıl geçtiğini anlayamayacağınız, gerek oyuncu performansları, gerek oyun temposu, gerek hareketli dekoru, gerek ışıklandırma, gerek efekt yönünden göz dolduran, insanda “İyi ki gelmişim” izlenimi uyandıran bir oyun.

Oyunda, özellikle iki isim var ki -Celal Kadri Kınoğlu ve Güneş Yakın- performanslarına şapka çıkarılır.

Belki de oyunu bu kadar çok beğenmemin sebebi, oyundaki farklı karakterlerde dahi olsa, repliklerin çoğunda kendimle özdeşleştirecek durumlar bulmamdı.

Bu yüzden derim ki, gidiniz Giydirici’yi izleyiniz. Kararı siz veriniz.

Oyunun Künyesi

Yazan: Ronald Harwood

Yöneten: Hakan Çimenser

Çeviren: Ergun Say

Dekor Tasarımı:  Savaş Çevirel

Kostüm Tasarımı: İnci Kangal Özgür

Işık Tasarımı: Akın Yılmaz

Müzik: Fırat Akarcalı

Yönetmen Yardımcısı: Celal Kadri Kınoğlu

Asistanlar: Selda Özler; Evrim Feyza Geboloğlu;İpek Altınöz

Sahne Amiri: Ergül Muslu

Kondüvit: Emrah Tırsi

Işık Kumanda: Gökhan Gülçebi

Suflöz: Hande Bahçeli

Dekor Sorumlusu: Selçuk Oltuözer

Aksesuar Sorumlusu: Kürşat Çelik

Kadın Terzi: Raziye Öztürk

Erkek Terzi: Ali Egeli

Peruka:İbrahim Atmaca

Oyuncular: Celal Kadri Kınoğlu; Hakan ÇimenserRüyam Perihan DirinHülya GülşenEbru DemirdövenAral Seskir; Osman Tunca Soysal; Sinan Cem ÇabukGüneş YakınCem Şahin; Suzan SabancıÖzgün Bayraktar

 

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Canan Yeniokatan

Yanıtla