2019’da Tiyatrodan Akılda Kalanlar

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Öznur Oğraş Çolak’ın Cumhuriyet‘te yayınlanan haberini okuyucularımızla paylaşıyoruz.]

“12 ÖFKELİ”

Gazetemiz yazarı, akademisyen Ayşegül Yüksel, Ankara Devlet Tiyatrosu’nun “12 Öfkeli” oyununu, müzik, dekor, kostüm, ışık ve toplu oyunculuk olarak değerlendirdiğinde en beğendiği oyun olarak niteliyor. Reginald Rose’un yazdığı oyunun yönetmeni M. Akif Yeşilkaya.

“12 Öfkeli” denilince aklımıza 1957’de çekilen “12 Kızgın Adam” filmi geliyor ama oyun film uyarlaması değil, film tiyatro metninin uyarlaması. Rose 1954 yılında jüri olarak katıldığı bir cinayet davası sırasında bir olayı gözlemleyip “12 Angry Men”i kaleme almış, televizyonda oyunu izleyip çok etkilenen Henry Fonda’nın girişimleriyle de ünlü film versiyonu ortaya çıkmış.

“Bir insanın ‘hayatı’ söz konusuyken ‘beş’ dakikada karar verebilir miyiz? Ya yanılıyorsak?” cümleleriyle özetlenen oyunda, 12 jüri üyesi bir cinayet şüphelisinin suçlu olup olmadığına oyçokluğuyla değil oy birliğiyle karar vermek zorundadır. Jüri üyelerinin birbirlerini ikna çabalarını izlerken kendimizi 13. jüri üyesi olarak buluruz ki oyunun sonunda yapılan küçük sürpriz, bu duyguyu perçinliyor.

“İKİ EFENDİNİN UŞAĞI”

Gazetemiz yazarı yönetmen ve akademisyen Ayşe Emel Mesci’nin bu yıl beğendikleri arasında Ankara Devlet Tiyatrosu’nun yapımı “12 Öfkeli” ve İBB Şehir Tiyatroları’nın “İki Efendinin Uşağı” oyunu yer alıyor.

Carlo Goldoni’nin yazdığı, Aslı Öngören’in yönettiği “İki Efendinin Uşağı” adlı oyunda, Ali Murat Altunmeşe, Çağlar Ozan Aksu, Dolunay Pircioğlu rol alıyor. Oyunun konusu ise şöyle; Pantolone, kızını Dottore’nin oğlu Slvio ile evlendirmeye karar vermiştir ve evinde bir tören düzenler. Gençler birbirlerine âşıktır ancak daha önce Pantolone’nin kızını evlendirme sözünü verdiği ve öldüğünü sandıkları Federico Rasponi’nin bu törene gelmesiyle işler karışır. Sözlü gelenekten beslenen İtalyan halk tiyatrosu Commedia Dell Arte’nin seçkin örneklerinden biri olan ve uşak Truffaldino’nun kurnaz hazırcevaplığı ile ilerleyen oyun izleyicilerine keyifli bir seyir sunuyor.

4 OYUN…

Gazeteci yazar Asu Maro, bu yıl beğendiği oyunları şöyle sıralıyor. “Kaldırım Serçesi” (Altıdan Sonra Tiyatro), “Tırnak İçinde Hizmetçiler” (Tiyatro Hemhal) “Dünyada Karşılaşmış Gibi” (Krek), “Fotoğraf 51” (Craft).

“KALDIRIM SERÇESİ”

Sadece sesiyle değil, hayata, müziğe ve aşka olan tutkusuyla da ölümsüzleşen Edith Piaf; 48 yıllık trajik hayatında iyisiyle kötüsüyle pek çok şey yaşadı. Kaldırımda doğmuş, yaşamı boyunca yoksulluk ve hastalıklarla boğuşmuş olsa da; hayatı müthiş bir tutku ve cesaretle kucaklayarak, giderek dünyayı sarsan bir efsaneye dönüştü. 1950’ler Fransa’sından 80’ler Türkiye’sine uzanan bu hayat yolu, Tülay Günal’ın etkileyici yorumuyla sahneleniyor. Yiğit Sertdemir’in yönettiği “Kaldırım Serçesi”ni, Başar Sabuncu kaleme alıyor.

“TIRNAK İÇİNDE HİZMETÇİLER”

Hakan Emre Ünal’ın yönettiği “Tırnak İçinde Hizmetçiler” evdeki iki hizmetçinin yaşamına odaklanıyor. Bu iki kadın kim olduklarını bilemeyecek hale geldikleri bir oyunu sürdürmeye devam ederken kaçmak istedikleri kendileri ile yüzleşmek zorunda kalırlar. Bu yüzleşmeye sebep veren belirsizliğin içinde tek sığınakları, tekinsizce oyun oynamaya devam etmektir… Oyunda Nezaket Erden ve Pınar Güntürkün rol alıyor.

“DÜNYADA KARŞILAŞMIŞ GİBİ”

Berkun Oya’nın yazdığı ve yönettiği “Dünyada Karşılaşmış Gibi” adlı oyun bir karakolda, sıradan bir gecede, kayıpların ardından kesişen hayatları konu alıyor.

Oyunda, Alican Yücesoy, Defne Kayalar, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin, Settar Tanrıöğen rol alıyor.

“IO”

Gazetemiz yazarı Zeynep Oral,’ın yıl sonu değerlendirmesinde İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımı, Stüdyo Oyuncuları’nın “IO” adlı oyunu ve yine İstanbul Tiyatro Festivali’ne gelen konuk oyun “Yevgeni Onegin” yer alıyor.

Şahika Tekand’ın yazdığı, yönettiği ve oynadığı “IO” adlı oyunda, Gizem Bilgen, Deniz Karaoğlu, Gökhan Küçük, Yiğit Özşener rol alıyor.

Tragedya ve klasikleri özgün yaklaşımıyla sahneye taşıyan Şahika Tekand, bu kez; tragedyası Io aracılığıyla, Olympos ve Zeus’la hesaplaşıyor. Mitolojiyi başka bir ele alışla okuyan oyun; ataerkil dünya düzenini, hafızasını ve sorgulama yetisini terk eden bugünün insanını, şiirsel bir aksiyon düzeni ile sahneye taşıyor. Işık, ses ve hareketin dinamik ve gerilimli birlikteliğiyle yürüyen oyunda, hareket düzeni hareketin müziğini görünür kılarken, konuşma düzeni de dilin müziğini esas alarak esere müzikal bir dinleti niteliği kazandırıyor.

“YEVGENİ ONEGİN”

Aleksandr Puşkin’in yazdığı “Yevgeni Onegin” ad oyunun fikir, kompozisyon ve sahnelemesi Rimas Tuminas’a ait. İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelenen oyun bir Rus masalı. Oyunun konusu kısaca şöyle; Sürgün yazarın nefes kesen tutkusu: Yevgeni Onegin. 1800’lerin özgürlük âşığı romantik kuşağının öncüsü, çağdaş Rus edebiyatının kurucusu kabul edilen Puşkin için Gorki, “başlangıçların başlangıcı” demişti…

Bir söylentiye göre Puşkin’in annesi İstanbul’da köle pazarında satılan bir Habeş prensinin torunuydu; işte belki de Yevgeni Onegin’in hikâyesi de tam bu noktada başlıyor. Rus kültürüne minnet duyan bir anne ve bu kültürü halk öyküleriyle ona aktaran bir dadıyla büyüdü Puşkin… Ve onlardan dinlediklerini Yevgeni Onegin’de buluşturdu.

“HAKİKAT ELBET BİR GÜN”

Oyuncu ve yönetmen Emrah Eren, son zamanlarda yönettiği oyunlarla adından söz ettiriyor. Eren’in bu yıl beğendiği oyunlar listesinde “Hakikat Elbet Bir Gün” ve “Vahşi Batı” yer alıyor.

“Hakikat Elbet Bir Gün”ü Serkan Salihoğlu yönetmiş, oyunun yazarı Berkay Ateş. Oyun, bütün normallerin değiştiği, değerlerin altüst olduğu “uzak” bir ülkede, hepimizin cebinden çıkması muhtemel o son mektubun şarkılarla beraber anlatılan, etkileyici hikâyesi. Oyunda, Gizem Erdem, Seda Türkmen, Emir Çubukçu, Can Kulan, Berkay Ateş rol alıyor.

“VAHŞİ BATI”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’dan Ergun Üğlü’nün sahneye koyduğu Vahşi Batı oyunu Sam Shepard’ın. Shepard, eserinde “Vahşi Batı”da rekabete sürüklenen insanların kapitalizmin çarkları arasında nasıl öğütüldüğünü anlatıyor. Amerikan toplumunun vitrininde sunulan “kutsal aile” kavramının irdelendiği bu çarpıcı öyküde, babaları çöle savrulmuş iki oğulun çatışmasının ardında yaşanan parçalanmışlık ve yozlaşma göz önüne seriliyor.

“KIZLAR VE OĞLANLAR”

Oyuncu Beyti Engin, seyredebildiği az sayıda oyun arasında Belgüzar Korel’in rol aldığı “Kızlar ve Oğlanlar”ı beğenmiş. Dennis Kelly’nin yazdığı Craft Tiyatro’nun “Kızlar ve Oğlanlar” adlı oyunu İbrahim Çiçek yönetiyor. Güzelliğin, aşkın, çocuğun, evin, paranın ve en önemlisi başarının değerini anlatan oyun, seyircilere “Gerçekten en sevdiklerin giderken güçlü kalabilir misin?” sorusunu soracak ve kendi içinde cevabını arayacak.

“RED LİGHT KIŞI”

Gazeteci Burak Abatay’ın bu yılki tercihi “Red Light Kışı” adlı oyun. Adam Rapp imzalı metnin Türkçe’ye çevirisinde Ayşecan Tatari ve Edip Tepeli var. Tepeli aynı zamanda yönetmen koltuğunda oturuyor.

“Red Light Kışı” bugünün hikâyesinde şekilleniyor. Hayatımıza girenler, çıkanlar, söylenenler, yalanlar, anılar. Çağın getirdiği tüm iyi ve kötü, yoz yahut fedakâr ikili ilişkiler. Oyun ise hem zamanı ile kurduğu bağ hem de gerçekle kurduğu bağ açısından şaşırtıcı derecede iyi. Buna bir de etkileyici oyunculuk performanslarını eklemeli. Yeni sezonda da takibe almaktan kendinizi alıkoymayın.

YARAR VE TURAK…

2019’a dair benim değerlendirmem ise seyrettiğim oyunların hemen hemen hepsinden etkilendiğim üzerine. Ama… On birinci sezonuna giren “Profesyonel” yine çok iyiydi. Bülent Emin Yarar sahnede devleşen bir oyuncu. Karakteri üstüne öyle bir giymiş ki alkışın en büyüğünü en coşkulusunu hak ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın yapımı “Karıncalar- Bir Savaş Vardı”. Mert Turak tek kişilik oyununda Turak sahnede nedenini bilmediği ve hiçbir şeyini anlayamadığı savaşta firar eden bir askeri canlandırıyor. Özgürlüğe koşup sevgilisine kavuşacağını sanırken ayağı mayına takılan askerin hayatta kalma mücadelesi işleniyor.

Cumhuriyet

Paylaş.

2 yorum

Yanıtla