Dayanışmayla Büyüyen Amed Şehir Tiyatrosu: Kentin Alternatif Kültür-Sanat Mekanı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Nuray Büyükdağ’ın  T24’de  yayınlanan haberini paylaşıyoruz.]

2016’da HDP‘nin elinden alınan DiyarbakırMardinVan ve diğer belediyelere “kayyım mu- kayyım mı” tartışmalarına konu olan memur atamaları yapıldı. Seçilme hakkı devlet eliyle ‘tatlı, kahve, çerez, hediyelik eşya ve banyo zaafları’ olan memurlara devredildi. HDP’nin elinden alınan belediyelerin kültür-sanat oluşumları da bundan nasibini aldı. Örneğin Diyarbakır kayyımının(!) ilk icraatı Amed Şehir Tiyatrosu’nu kapatmak oldu. Ve 2016 yılında Şehir Tiyatrosu’nun kayyımla kapatılmasının ardından birçok tiyatro sanatçının sözleşmesi de feshedildi.

İşten çıkarılan 15 oyuncu özel girişimleriyle 2017’de Amed Şehir Tiyatrosu’nu kurarak vazgeçmeden üretmeye devam ettiler. İl dışından gelen tiyatrolara kapılarını açtılar. Yetmedi her biri 9 gün süren 3 tiyatro festivali organize ettiler. Tiyatronun dışında özel film gösterimleri, söyleşiler, workshoplar, dinletiler ve sergiler düzenleyerek mekanlarını Diyarbakır’da bir çekim merkezine dönüştürdüler. Yoğun seyirci talebini karşılamak ve daha iyi sahneleme imkanlarına kavuşmak için yeni bir kültür-sanat merkezi inşaa etmeye karar verdiler. Kendi ekonomik olanaklarıyla projelerini tamamlamakta zorlandıkları için de dayanışma kampanyası başlattılar.

Başlattıkları dayanışma kampanyasına Diyarbakır dışındaki (Altıdan Sonra Tiyatro, Ankara Birlik Tiyatrosu, Assitej Genç Sahne, Atlas Tiyatro Araştırmaları, BAM İstanbul, Craft, Çıplak Ayaklar Kumpanyası, DasDas, Fiziksel Tiyatro Araştırmaları, Galata Perform, Kadıköy Emek Tiyatrosu, Kadıköy Theatron, Mek‘an Sahne, Moda Sahnesi, NoAct Sahne, Seyyar Sahne, Tiyatro Hemhâl, Tiyatro… Tiyatro… Dergisi, Yolcu Tiyatro… gibi hepsini buraya yazamadığım) birçok tiyatro bu sese ses oldular. Amed Şehir Tiyatrosu inşaatını hep birlikte bitirelim. Dayanışmaya siz de katılın!” diyerek dayanışmayı büyüttüler…

  • Amed Şehir Tiyatrosu nasıl kuruldu?

Amed Şehir Tiyatrosu, 1990 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kuruldu. Kısa bir süre içinde düzenli bir repertuar oluşturarak, periyodik temsiller yaptık. Ülkenin birçok yerinde çok sayıda turneler düzenledik. Tabi bizim coğrafyamızda tarihin kısa vadelerde tekerrür etmesi kaçınılmaz. Şimdiki kayyımın yaptığını daha önce de Refah Partili belediye başkanı Ahmet Bilgin yapmıştı. 1995’te şehir tiyatrosunu fes edip tiyatro sanatçılarını istifaya zorlamıştı. 1999 yılında DEHAP’ın yerel seçimleri kazanmasına kadar kapalı kaldı şehir tiyatrosu. Ekibin bir kısmıyla yeniden bir araya gelerek oyunlarımızı sahnelemeye devam ettik o tarihten sonra.

  • Daha sonra kayyım atandı ve işten çıkarıldınız. Bu süreç nasıl gelişti?

Amed Şehir Tiyatrosu, 2016’daki kayyım atamalarına kadar her yıl repertuarına en az 3 yetişkin, 2 çocuk oyunu alarak ilerleyen, ulusal ve uluslararası festivallere konuk olan bir tiyatroydu. Kentte her yıl düzenli tiyatro festivali organize eden bir yapıya dönüşmüştü artık. Ve yılda ortalama 30.000 seyirciye ulaşıyorduk. Yani şehir için önemli bir yeri vardı. 2016 Kasım ayında seçilmiş belediye eş başkanları görevlerinden alınıp yerlerine kayyım atamaları yapıldı. Kayyımının ivedilikle ilk icraatı ise hiçbir gerekçe göstermeden Şehir Tiyatrosunu kapatmak oldu.

  • Oyunlarınızı Kürtçe ve Türkçe oynuyordunuz. Sözleşmelerinizin feshedilmesinin nedenleri arasında kullanılan dil ile ilgili politik bir yaklaşım olduğunu düşünüyor musunuz?

Evet. Amed Şehir Tiyatrosu, 2003 ila 2010 yılları arasında iki dilli (Kürtçe-Türkçe) bir repertuara sahipti. Bölgede Kürtçe tiyatroya karşı artan seyirci ilgisi ve talebi üzerine 2010 yılından sonra Kürtçe ve Kürtçenin lehçelerinde repertuar oluşturma çabası içine girildi. Yerli metinlerden dünya klasiklerine uzanan geniş yelpazedeki yetişkin ve çocuk repertuarını Kürtçe oluşturuyordu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine ilk atanan kayyımın, kente ilk hizmeti(!), kentin sosyal ve kültürel yaşamının önemli bir parçası ve aktivitesi haline gelmiş olan şehir tiyatrosunu ve üretimlerini ortadan kaldırmak oldu. Belediyeciliğin temel yol, su, ulaşım ve temizlik gibi hizmetlerini sunmasını, bu konularda iyileştirmeye gitmesini beklersiniz ama öyle olmadı. Gelir gelmez yaptıkları icraatlara baktığınızda, kayyımların doğrudan Kürtçe üretilen kültür-sanat alanlarına atandığı düşünebilirsiniz. Kamu bütçesiyle(!) ve kamusal alanda üretilen Kürtçe sanatsal üretimlerin ortadan kaldırılması Kürtçeye ilişkin politik bir yaklaşım olduğu gerçeğini gösteriyor elbette.

Yazının devamını okumak için tıklayınız. 

T24

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.