“Yeni Normal”de Tiyatronun Hali: “Bütün Dünya Tiyatrolarında bir Panik Havası…”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

T24’de “Soruşturma” başlığı altında pandemi döneminin tiyatro, edebiyat, yayıncılık gibi alanlar üzerindeki etkilerini izleyen söyleşi dizileri yayınlanıyor. Bunların içinden tiyatro üzerine Mesut Varlık tarafından gerçekleştirilen söyleşileri okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Oyuncu, yönetmen, yazar… tiyatro emekçileriyle görüşerek pandemi sürecinin tiyatroya etkilerini anlamaya, neler yaşandığını öğrenmeye çalıştık. İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır gibi farklı illerden 16 tiyatro insanıyla gerçekleştirdiğimiz söyleşi dosyamızın bu ikinci bölümünde; resmi makamların perdeleri açma kararına, yaz aylarıyla ilgili planlarına ve “yeni normal”deki salon şartlarının beklenen etkilerine odaklanıyoruz.

 Soruşturmamızın ilk bölümünde tiyatro emekçilerine şu soruları sormuştuk:

  1. Salgının başlamasıyla birlikte, devam eden oyunlarınızın/işlerinizin sürecinde neler yaşandı? Nasıl etkilendiniz? Perdeyi kapatma kararını ne zaman aldınız?
  2. Karantina süreci sizin ve tiyatronuz için nasıl geçti? Neler yaptınız?
  3. Karantina sürecinde tiyatro çalışanlarının maaş-sigorta ödemeleri, vergiler, kira, genel giderler gibi konuları nasıl çözdünüz? Herhangi bir destek, yardım gördünüz mü?

Bu bölümde de şu sorulara aldığımız cevapları yayınlıyoruz:

  1. 1 Temmuz 2020 itibariyle sahnelerin yeniden açılmasına dair verilen kararı ve önlemleri nasıl karşılıyorsunuz?
  2. Normal şartlarda sezon-dışı olan yaz aylarını nasıl geçirmeyi planlıyorsunuz?
  3. Tiyatroların % 60 dolulukla çalışması, hijyen koşulları vs. uygulamalar sizce tiyatrolara nasıl etki edecek?

4.
1 Temmuz 2020 itibariyle sahnelerin yeniden açılmasına dair verilen kararı ve önlemleri nasıl karşılıyorsunuz?

Genco Erkal, Dostlar Tiyatrosu, Yönetmen, Oyuncu
Kapalı tiyatroların açılması kararı yaz aylarının koşullarını düşünürsek alay eder gibi bir karar. Pandemi olanca hızıyla devam ederken kimse kapalı salona girmez. Zaten hava sıcak, klima derseniz virüsü özel olarak yaymaya yarar ancak. Zaten bildiğim hiçbir tiyatro bu koşullarda oyun oynamayı düşünmüyor. Sinemaların da seyirci bulacağını hiç sanmıyorum. Açıkhava tiyatrolarımız bir alternatif oluşturabilirdi. Sosyal mesafe koşullarına uyarak seyrek oturumla sağlıklı seyir koşulları yaratılabilirdi, çünkü tiyatrolar bayağı büyük ve çok izleyici alabiliyor. Ama kapasite üçte bire inince organizasyonun rantabl olabilmesi için salon kiralarının uygun biçimde düşürülmesi gerekiyor ya da belediyeler tiyatrolara ücretsiz vermeli salonları. Bu açıdan yaklaşan hiç yok. Maalesef fırsatçılar, seyirci sayısı üçte bire ya da en az yarıya düşeceği halde tam kira istiyorlar, hatta zam bile talep eden var. Belediyeler bu konuda kültür hizmeti olarak oyun satın alıp seyirciye ücretsiz sunabilirler. Maalesef çok pasif davranıyorlar.

Nazan Kesal, Tiyatro Poyraz, Oyuncu
Yaşam pandemiye rağmen sürsün isteniyor ama nasıl? Ölüm oranları artarak devam ediyor. İkinci dalga gelecek belki, okullar açılmayacak gibi yaygın söylentiler varken büyük risk.

Hakan Altıner, Kedi Sahne Sanatları, Yönetmen, Oyuncu
Size bu yanıtları 1 Temmuz günü yazıyorum. Evet, bugün itibarıyla, tiyatrolara açılma izni çıktı ama, hangi sahnelerde, ne zaman, hangi koşullarla seyircilerimizle buluşacağımız belirsiz. Seyircimizin de bizi özlediği muhakkak, ancak gerçekten tüm hijyenik önlemler alınmadan, ne biz perde açarız, ne de seyircimizi böyle bir riske davet ederiz. Kedi Sahne’nin, nerede, ne zaman olacağını henüz kesinleştirmediğimiz oyun duyurularını gördüğünüz zaman, biz sizden önce, ince eleyip sık dokumuş ve buralarda tüm önlemlerin alınmış olduğuna emin olmuşuz demektir.

Mehmet Atay, Çankaya Sahne, Oyuncu
Böyle bir tarihte tiyatrolar için “buyurun efendim çarklarınızı döndürün” demek büyük bir danışma ve bilgi eksikliğidir. Devlet Tiyatroları dâhil olmak üzere “son yıllarda uygulanan sınırlı birkaç yaz projesi dışında” hiçbir tiyatro, salgın filan olmasa bile Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında perde açmaya cesaret edemez, çünkü seyirci bulamaz. Bu tarihler seyirci açısından da, tiyatrolar açısından da sezon dışıdır. Dolayısıyla 1 Temmuz’da tiyatroların perdelerini açmasını düşünmek sadece yine devlet açısından kârlıdır. Tiyatrolar açısından pratikte hiçbir anlamı yoktur. Yani özetle diğer sektörler için üç ay sonra kısmen başlayan normalleşme süreci, tiyatrolar için sekiz ay sonra “belki” başlayacak olan soru işareti demek.

Kemal Aydoğan, Moda Sahnesi, Yönetmen
Bu karar da özel tiyatroların içinde oldukları koşullar gözetilmeksizin alınmıştır. Türkiye’de “tepeden inmeci” tavır her an her koşulda yürürlükte. Özel tiyatroların sahibi oldukları salonların hem fiziki hem de ekonomik olarak bu genelgenin direktiflerini yerine getirecek durumları yok. % 40 düşmüş kapasiteyle tiyatronun masraflarının üstesinden gelmek imkânsız. Eksilen kapasitenin tamamlanacağına dair destek ya da yardım teklifi oluşturulmadı. Devlet özel tiyatroları kendi kaderine terk etti. Bunun uzun vadede kültür sanat hayatına negatif etkileri olacağını sanıyorum. Tiyatro florasının bozulacağından bahsetmek abartı olmayacaktır.

Şevket Çoruh, Baba Sahne, Oyuncu
Önemli olan karar vermek değil, o kararın uygulanabilir olup olmadığı. Şu anda söylenen; herkes iki koltuk aralıkla oturacak, evinde birlikte olan eşler aileler niye tiyatroda ayrılıyor, tabii anlamak mümkün değil? Bunun gibi bir sürü soru var kafalarda.

Cüneyt Yalaz, BGST-Tiyatro, Oyuncu, Yazar, Eğitmen
Bu kararın hiçbir iler tutar yanı yok. Öncelikle zaten Temmuz ayı tiyatrocular için ölü bir dönemdir. Genellikle sezon dışı kabul edilir. Temmuz-Ağustos aylarında seyirci kapalı salonlara girmeyi tercih etmez. Hele ki pandemi koşulları söz konusu olduğunda kimseyi tiyatroya çekemezsiniz. Bu konuda yapılmış birkaç anket çalışması da bırakın Temmuz’u, sezon açıldıktan sonra da seyircinin çok büyük bir çoğunluğunun tiyatroya gitmeye istekli olmadığını gösteriyor. 1 Temmuz kararını daha ziyade devletin üstüne düşen sorumluluktan kaçmasının bir bahanesi olarak görüyoruz: “Buyurun, salonlarınızı açtım, artık oyunlarınızı oynayıp paranızı kazanın, benden de daha fazla bir şey beklemeyin” diyor. Ekonomik olarak hiçbir rasyonalitesi olmayan bir karar olduğu gibi, toplum sağlığı açısından da son derece riskli bir karar.

Cansu Fırıncı, Oyun Sandalı, Oyuncu
Alelacele, diğer devletlerin attığı adımların yarattığı imajı kurtarma baskısı ve tiyatroların bir araya gelmesinin yarattığı zorunluluk sonucunda alınmış, üzerine kafa yorulmamış, hiçbir şey yapmamış olmamak için atılmış adımlar. Yaz dönemini normal şartlar altında kapalı ya da atıl olarak geçiren tiyatrolara sınırlamalar getirerek ve de ekonomik, lojistik tüm sorumluluğu yıkarak müjde vermek hangi aklın ürünüyse Türkiye adına üzüntü ve kaygı verici. Ülkemizdeki tiyatro gerçeğinden bihaber bürokratların devlet adına karar verdiğinin açık göstergesi. Eğer böyle değilse tiyatro umurlarında değil demektir. Hangisi daha iyi bilemedim. Bir de henüz birinci dalga sönümlenmemişken kapalı salonların üstlenilmesi zorunlu olan giderlerinden sıyrılma çabasının insan hayatını ikinci plana itelemesi gerçeği var ki asıl tartışılması gereken yeri bence burası.

Firuze Engin, Tiyatro BeReZe, Oyun Yazarı, Oyuncu
Şu anda tiyatroların, önerilen kapasitelerle salonlarını açmasının bir anlamı yok. Ne yazık ki hiçbir tiyatro bu koşullarda ayakta kalamaz. Biz yaz aylarında salonumuzu açmama kararı verdik. Gelir-gider karşılığı çok dengesiz olacak. Bu sorumluluğu seyircinin üzerine yıkmayı ve bilet fiyatlarımızı yükseltmeyi asla istemiyoruz.

Kamer Yıldız Ok, Tiyatro Kalemi, Yazar, Yönetmen
Her şeyden öte 1 Temmuz bir tiyatronun perde açtığı değil, perdesini kapattığı bir tarih. Değil 1 Temmuz, seneler yırtılsın takvimden, biz tiyatrocular alışamayız Temmuz ayında perde açmaya!

Önlemler neden sadece sanatta? Şu an tüm alanlarda sosyal mesafe neredeyse tamamen ortadan kalkmış durumda. Ki bizler her şeyden önce insan sağlığının riske edilmesini doğru bulmuyorken % 60 kapasite ile salonların açılmasını nasıl destekleyebiliriz ki? Verilen karar, bizlerin sezonu dışında, seyircimizin tiyatro izleme alışkanlığının olmadığı bir mevsimde, bağımsız tiyatrolar olarak perde açmamızın mümkün olmayacağı bir zamana denk düşüyor. Alınan önlemlerle perde açmak -ki sahne sahipleri bu önlemleri nasıl karşılayacak- tiyatromuzun, bağımsız tiyatroları olan bizlerin giderlerini karşılamasını mümkün kılmayacaktır.

Nesrin Uçarlar, Tiyatro Medresesi, Seyyar Sahne, Yazar, Oyuncu
Karar ilkesel olarak yerinde. Önlemler de doğru ve gerekli. Fakat insanların tiyatrolara gitmeye hazır olmadığını göz önünde bulundurursak, tiyatroları maddi açıdan rahatlatacak bir gelişme değil elbette.

Nezaket Erden, Tiyatro Hemhal, Oyuncu
Bizim oyunlarımızı oynadığımız salonlar genelde en fazla 250 kişi kapasiteli. Önlemlerle birlikte bu kapasite iyice azalıyor. Ve küçük salonlar için bu şekilde ayakta kalmak çok çok zor. Hem bağımsız tiyatroların yaşayacağı birçok sıkıntı, hem de insanların şu an kapalı alanlarda tiyatro gibi etkinliklere gitmeye hazır olmadığını düşündüğüm için 1 Temmuz açılış tarihi bana gerçekçi gelmiyor. Açıkhava oyunları iyi bir seçenek gibi görünüyor. Ama açıkhava sahnelerinin kullanımı konusunda da adil bir paylaşım yapılması şart.

Pınar Yıldırım, Kadıköy Emek Tiyatrosu, Kadıköy Tiyatrolar Kooperatifi, Oyuncu
Biz yazalım da siz ister yapın ister yapmayın kapatın diye alınmış ve yayınlanmış bir karar olarak bakıyorum. Ve bilmiyorlar, bizi tanımıyorlar. Nasıl sahne yapısındayız bihaberler. Yoksa bunu kaleme alan insan evlatları % 60 salon kapasitesi ile seyirci alabilirsiniz ama iki boşluk sırayla oturacaklar diye yazabilirler miydi? Stadyum muyuz biz? Kapasitemizden ve sahnenin fiziki koşullarından haberleri var mı? Bu koşullarda salona 30 bilemedin 40 seyirci alınabilir. Düşündükçe cehaletlerine sinirleniyorum. İçim küfür kıyamet yangın yeri. Ayrıca salonlar açıldığında seyircinin girip girmeyeceği, girse bile hangi koşullarda kaç seyircinin gireceği bugün için muamma. Tiyatro salonlarında toplum sağlığı açısından salgın riskini bertaraf edecek ne gibi düzenlemeler yapılmış? Bize kimse gelip buyurun dezenfeksiyon bütçeniz bu ya da Temmuzʼda sahnenizi açmak için bizi Belediye veya Sağlık Bakanlığı gönderdi diye gelen giden yok.

Salonların hijyen şartlarına uygunluğunu kontrol etmek ve her gösterimden sonra salonun dezenfekte edilmesini sağlamak üzere bir hijyen desteği mi veriyorlarmış da biz sahnelerimizi açabiliyormuşuz? Peki çalışan tiyatro emekçilerinin Covid-19 testine tabi tutulması, test sonuçlarına göre çalışmaya başlamalarına yönelik bir girişimleri mi olmuş? Ne yapmışlar da biz sahnelerimizi normal anormal yeni normal bir şekilde açabiliyormuşuz?

Yavuz Akkuzu, Amed Şehir Tiyatrosu, Oyuncu
1 Temmuz kararı ile birikmiş vergi ve SSK ödemelerinin başlaması, ödenmemesi halinde faizle birlikte katlanması ve mülk sahiplerinin kiralarını isteyecek olmaları tiyatroları ekonomik açıdan bir darboğaza sokacaktır. Olağanüstü koşullar varken resmi ağızla tiyatrolara “başının çaresine bak” denmektedir. Ayrıca tiyatro sezonu olmayan yaz aylarında karar kılmaları da bağımsız tiyatroları zerre kadar umursamadıklarının belgesidir. Bu karar tiyatroların haklı taleplerinden kaçış ve “biz tiyatroları açtık ama” polemiğine geçiş zeminidir.

Tiyatrolar 1 Temmuz’da her türlü hijyen ve fiziki mesafe önlemleriyle gösterilerine başladı diyelim. Gerçekleşecek olumsuz bir vakanın vicdani sorumluluğunun ağırlığı büyük olacaktır diye düşünüyorum. Dikkatli olunması gereken başka bir nokta da 2. ve 3. vakada tüm tiyatroların yeniden kapanmasına kadar varabileceğini de eklemek isterim. Yakın zamanda “devlet tiyatrosunda 2 personelin testi pozitif çıktı” haberi düşündürücüdür. Çünkü şimdiye kadar herhangi bir alışveriş merkezi veya başka kurumlar için böyle spesifik haberle karşılaşmadık.

Yılmaz Sütçü, Oyuncu
Ekonomi çöktüğü için apar topar pandemi de sonlandırıldı. Bu hepimizin bildiği bir gerçek. Bu kararı trajikomik buluyorum. Belirlenen yüzdelerle, yani doluluk oranıyla salonunu açacak olan bir tiyatro; mevcut vergiler, kira-stopaj, SGK primleri, temizlik-dezenfeksiyon giderleri, emekçi kaşeleri vb. şeklinde uzayan bu listeyle ayakta kalamaz. Biz açın dedik siz ne yaparsanız yapın gibi bir tavır var ortada.

5.
Normal şartlarda sezon-dışı olan yaz aylarını nasıl geçirmeyi planlıyorsunuz?

Söyleşilerin devamı için tıklayınız: T24

Paylaş.

Yanıtla