Butik ve Bağımsız Tiyatrolar: Yaşantımıza Tiyatro Yaparak Devam Etmek İstiyoruz

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mezopotamya Ajansı’ndan Eylem Akdağ’ın söyleşisini paylaşıyoruz

Bambu Sahnesi Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Ozan Demircioğlu ve Devinim Tiyatro Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Ahmet Yapar tiyatroların yaşadığı sorunları anlattı.

“BAMBU KÜLTÜR EVİ’Nİ KAPATTIK”

Bambu Sahnesi Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Ozan Demircioğlu, pandemiden bir süre önce ilk kez bir sahne aldıklarını ifade etti. Sürecin kendileri için zorlayıcı olduğunu belirten Demircioğlu, 6 yıl boyunca devam ettikleri Bambu Kültür Evi’ni bu süreçte kapatmak zorunda kaldıklarını söyledi. Demircioğlu, “Tiyatro salonlarını yaşatma hayalimiz olsa da küçük bir sanat merkezini var etme hayalimiz bu noktada tükendi. Psikolojik açıdan bizi çok yıprattı” dedi.

Tiyatroyla aktif olarak 12 yıldır ilgilendiğini kaydeden Demircioğlu, mart ayından temmuza kadar bütün ödeme sürecine maruz bırakıldıklarını aktardı. Demircioğlu, “Kiramız ödenmek zorunda kaldı ama ödeyemedik. Elektriğimizi kullanmaksak da gelmeye devam etti. Resmi olarak kapalı olan yerin stopaj yapılandırması oldu. Değişen hiçbir şey olmadı ama biz faal değildik. Güvenli alanları yaratmamız gerekiyor ki insanları bu alana yönlendirelim. AVM’ler güvenli diye paylaşım yapılıyor fakat niye tiyatrolar güvenli diye paylaşım yapamıyoruz” sözleriyle uygulanan çifte standarda tepki gösterdi.

“ŞEFFAF GÖRÜŞMELER OLMADI”

Yasal izinden sonra 3 ayda sadece bir kez oyun oynadıklarını aktaran Demircioğlu, “Temmuz’da sahneyi açtık fakat sahne sorunları birikerek devam etti. Oyuncu arkadaşlarımızın ve seyircilerin sağlığını gözeterek daha az kadrolu oyunlar yapıyoruz. Tiyatroya seyirci gelmezse bu süreç bizim açımızdan borçla devam edecek. Faal olsak da seyircinin gelmediği bir yer, çok da anlam ifade etmiyor” ifadelerini kullandı.

Bakanlıkla görüşülen sorunların tiyatroların temel sorunları olduğunu söyleyen Demircioğlu, şunları söyledi: “Fakat kapanan bir sahnenin neden kapandığı, çok zor süreçler geçirdiği gibi şeffaf görüşmeler olmadı. O toplantılara 500 kişilik tiyatroların sorunlarını götürürseniz birçok tiyatro kapanmaya devam edecek. Ünlü olmadığı için o masada sözünün iletememesini kabul etmiyorum. Tiyatroların sorunları konusunda Ankara inanılmaz bir ölüm sessizliğinde, belediyeler aynı şekilde. Bu sorun aynı zamanda yerelin de sorunu.”

Demircioğlu sözlerini “Yine de biz tiyatro olarak umudumuzu kaybetmeyip bu sürece, üreterek, tiyatro yaparak devam etmek istiyoruz” ifadeleriyle tamamladı.

“HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI”

14 yıldır özel tiyatroyla ilgilenen Devinim Tiyatro Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Ahmet Yapar da bu süreçte salonu olanla salonu olmayan tiyatrocuların sorunlarının değiştiğine değinerek, yevmiyeli ve sigortasız çalışan oyuncuların da sorunlarının çok fazla olduğunu belirtti. Bu sorunları sendikal anlamda bir örgütün çatısı altında dillendirmenin önemine vurgu yapan Yapar, “Hamlelerimiz çok kısıtlı ama buradan çıkaracağımız tek sonuç sanatın kendi alanları içerisinde bir birlikteliğe doğru gitmesi. Tarihin hep söylediği bir söz vardır, ‘Devrim krizlerden doğar’ bu da böyle bir süreç. Tiyatro da buradan çıkabilecek çok güçlü bir silahtır” dedi.

Bağımsız tiyatrocuların varlığının önemine değinen Yapar, “Bağımsız tiyatrolar, popüler tiyatroların seyircilerini domine eden tiyatrolardır. Butik ve bağımsız tiyatrolara ne kadar sahip çıkılırsa üretim alanından da o kadar çok verim alınacaktır. Bu konuda herkesin taşın altına elini koyacağını umuyorum fakat bir tek kişinin koymayacağından eminim o da iktidar” diye ifade etti.

“TOPLUM, SANATA TEŞVİK EDİLMELİ”

Yapar, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanlar böyle bir süreçte maddi olarak zorlanırken biz tiyatroya niçin gelmiyor diye kızamayız. Asgari ücretle çalışan bir çalışanı tiyatroya getirmek çok kolay bir şey değil. Seyircilerin gelememesinin en büyük nedeni ülkedeki gelir adaletsizliği. Bugün popüler tiyatroların biletleri 100-150 lira arasında değişiyorken bizim gibi butik tiyatroların biletleri 40-50 TL arasında. Burada asıl olan devletin toplumunu sanata teşvik etmesi. Çok ütopik konuşuyorum aslında. Böyle bir iktidarda bu asla mümkün değil. Bunu konuşmak bile kulağa tehlikeli gelebiliyor. Evet, tarihin görüp görebileceği en baskıcı iktidarla karşı karşıyayız. Ama biz bu dayanışmanın ve birlikteliğin adını doğru koyarsak, bir çatı altında birleşirsek, kendi kalkınmamızı ve seyircimizi örgütlersek bu sorunun altından kalkabiliriz.”

Evrensel

Paylaş.

Yanıtla