“Fikirlerimiz ve Bedenlerimizi Katıyoruz”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Haber /  Son yıllarda çağdaş dans alanından genç koreografların daha fazla iş ürettiği, işlerini kamusallaştırmayı daha fazla önemsedikleri ve bunun için daha fazla mücadele ettikleri görülüyor.

Dans alanında yetişen ve hem yurtiçinde hem de yurtdışında deneysel işleriyle göze çarpan isimlerden biri de Aslı Bostancı. Oldukça genç olmasına rağmen eğitmenlik, koreograflık gibi vasıflarıyla da İstanbul’da çalışmalarına devam eden Aslı ile prömiyeri 23 Mayıs’ta 18. Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yapılacak olan son işi ‘Tales in No Language’ arifesinde gerçekleştirdiğimiz kısa sohbeti aktarıyoruz.

Disiplinlerarası deneysel işleriyle kendine özgü bir dil yaratmayı becerebilmiş Aslı Bostancı en son eseriyle 23 ve 24 Mayıs’ta Üsküdar Tekel Sahnesi’nde sizleri bekliyor olacak, Aslı Bostancı çağdaş dans alanında imza attığı iyi işlerden tanıdığımız İlyas Odman ve kesinlikle dikkate ve takibe değer Mutlu San ile beraber performansı gerçekleştiriyor.

İKSV Uluslararası Tiyatro Festivali’nin programında yer almak ile ilgili hislerin ve düşüncelerin neler? Festival senin için neden önemli?

İKSV Uluslararası Tiyatro Festivali’nin programında ilk kez kendi koreografim  (tales  in  no  language)  ile  katılıyorum,  bu  nedenle  ayrıca  önem  taşıyor. Yaşadığım ve ürettiğim şehir, ülke ile sanatsal olarak var oluşumu paylaştığımı  hissediyorum.  Şu  ana  kadar  istanbul’da  garajistanbul,  kumbaracı50,  iksv salon…gibi  birçok  sahnede  farklı  projeler  ile  performanslarımı  seyirci  ile  paylaştım;  ama,  yine  de  kendi  ülkemde  ulaşabildiğim  kitle,  kendi  içimizde  bir  halka  da  kalıyor  maalesef.  Bu  halkanın  bir  üst  halkasına  ulaşmak  için  festival  önemli  bir  fırsat  sağlıyor  ve  İstanbul  seyircisi  ile  genç  çağdaş  koreograf  sanatçılarına buluşma, tanışma ve paylaşma fırsatı sunuyor.

Şu ana kadar birçok koreografın eserinde yaratıcı dansçı olarak yer aldın. Son zamanlarda kendi koreografilerini de kamusallaştırmaya başladın. Koreograflık yapmak senin için nasıl bir deneyim?

Aslında  2005  senesinden  beri  kendi  koreografilerimi  yapıyorum  ama  tabi  ki  eğitimimi  tamamladıktan  ve  Fransa’dan  döndükten  sonra  daha  büyük  prodüksiyonlar yapabilme fırsatını buldum. Ama, tüm bu süreç boyunca genelde  başka koreograflar ile de çalıştım ve zaten tüm bu deneyimlerimin getirisi bana geniş bir bakış açısı ve çeşitlilik kazandırdı. Kendi projelerini kurguluyor olmak kendi dilini, seçimini, dünyaya bakışını ve deneyimini ortaya  koymak benim için ve üretimini ısrarlı ve azimli bir şekilde devam ettirebilecek  olumlu  ya  da  olumsuz  motivasyonu  yaratabilecek  ortamı  kendine  sağlamak.

Proje yaratmak ve o proje olmak büyük inançlarla büyük hayallerin arkasında  durabilmem için çok özel ve paylaşılabilir bir alan yaratıyor.

Mutlu San’la süregelen ve bence oldukça güzel işler yaratan bir ortaklığınız var. Sence bu ortaklığı sürdüren ve besleyen noktalar neler?

Bu  süreci  ve  ortaklığı  besleyen  en  birincil  nokta  ikimizin  de  işine  büyük  bir  tutku ile bağlı olması bence. İkimizin de çağdaş bir çizgide, farklı alanların aynı  kanalında  yaratan  sanatçılar  olmamızdan  birbirini  destekleyici  bir  bütünlük  oluşturduğumuzu  düşünüyorum.  Performansın  bütünleyici  unsurlarının  yan  yanalıkları da böylece vazgeçilmez bir ortaklık sağlıyor.

Festival hazırlıkları nasıl gidiyor? Biz seyircilere söylemek ve paylaşmak istediğin bir şeyler var mı?

“tales  in  no  language”  ilk  olarak  2010  springdance  festival_utrecht’te  çalışma  aşaması  performansı  yapılan  ve  görünmezlik  üzerinden  ilham  alarak  kurgulanmaya  başlayan  bir  beden,  ses,  obje  ve  enstelasyon  koreografi  projesidir.  Yani  yaklaşık  bir  senedir  İlyas  Odman  (performans)  ve  Mutlu  San (ses  tasarım)  ile  üzerinde  çalıştığımız  bir  proje.Bu  sürece  tanık  olmak  çok heyecanlı benim için, zaman içerinde proje, kendi içerisinde deneyim kazanıyor  ve  olgunlaşıyor.  “tales  in  no  language”  seyirci  ile  birçok  karakter  ve  durum  üzerinden  oluşturulmuş  katmanlarıyla  hafıza  kurcalayıcı  bir  buluşma  noktası  yaratmaya  çalışırken,  aynı  zamanda  da  sahne  üzerinde  tasarlanan  imajların verileri seyircinin hafızasında kendi hikayesi ile kavuşuyor.

Bu  buluşmaya  ortak  olmak  için  tüm  sihrimizi  fikirlerimize  ve  bedenlerimize  katarak üretmeye devam ediyoruz ve tanışmak, paylaşmak isteyenleri bekliyoruz.

Gizem Aksu / MİMESİS

TALES IN NO LANGUAGE

Konsept ve Koreografi: Aslı Bostancı

Performans: Aslı Bostancı, İlyas Odman, Mutlu San

Ses Tasarımı ve Canlı Müzik: Mutlu San

Üsküdar Tekel Sahnesi

23 Mayıs Çarşamba 20:30

24 Mayıs Perşembe 18:30

Paylaş.

Yanıtla