Berber Hikayeleri Süreç Üzerine (Haziran 2002-Mart 2003)

Bülent Sezgin, Özgür Çiçek

Bu metin, Mimesis Tiyatro/Çeviri-Araştırma Dergisi’nin 11. sayısında (Kasım 2005) yayınlanmıştır.

Oyunculuk Eğitim Çalışması Süreci (Haziran-Ağustos dönemi)

Tiyatro Boğaziçi, İstanbul Amatör Tiyatro Günleri’nde (İATG- Mayıs 2002) Hamlet’in ilk perdesi üzerine yaptığı atölye çalışmasının ardın­dan yeni bir çalışma dönemini başlatmıştı (1). Bu noktada kadro içinde bir işbölümü yapıldı ve iki grup oluşturuldu: Bir grup Hamlet’e yöne­lik eğitim-araştırma faaliyetlerine devam edecek; diğer bir grup ise -BÜO’dan TB’ye geçiş sürecindeki tiyatrocuları da kapsayacak bir şe­kilde- oyunculuk çalışmasını merkeze alan yeni bir eğitim-araştırma sürecine girecekti.

Kadro açısından yeni örgütlenen ikinci çalışma alanının ana hedefleri şunlardı: Kendini dayatmaya devam eden çeşitli sanatsal tıkanıklık­ların üzerine gidilmesi; kadro içinde meydana gelen ve sanatsal ça­lışmayı etkileyen problemlerin tartışmaya açılması ve daha önce Bo­ğaziçi Üniversitesi Oyuncularında (BÜO) faaliyetlerini yürütmüş, mezuniyet sonrasında kültür-sanat çalışmalarına devam etme kararı alan tiyatrocuların, Tiyatro Boğaziçi çatısı altında yeni bir çalışma perspektifi geliştirmesi.

Tiyatro Boğaziçi’nde Hamlet eğitim-araştırma dönemi sonrasında ya­pılan değerlendirmelerde şu nokta öne çıkmıştı: Üretken ve yaratıcı sahne üstü çalışmaları örgütleyen aktivist öznelerin sayısını arttır­mak yeni çalışma döneminin temel vurgu noktalarından biri olmalı. Bu anlamda inisiyatif almayı kışkırtan bir çalışma dönemine girilmiş oldu. Tersi yönelim üreten TB üyeleri Hamlet eğitim-araştırma süre­cinde ciddi eleştiriler almıştı. Yeni eğitim-araştırma dönemi, bu an­lamda ‘özeleştirilerin’ somut olarak sınanacağı bir çalışma süreci ola­rak öngörüldü. BÜO’dan Tiyatro Boğaziçi’ne yeni katılanlar ise, eği­tim mekanizmalarına dahil olmalarının yanı sıra ‘mezuniyet sonra­sında tiyatro’ yapmaya ve BGST çatısı altında hangi kültürel-politik ilkeler dahilinde sanatsal faaliyetlerini sürdürmek istediklerine dair yanıtlar üreteceklerdi.

Çalışma dönemine girilirken kadro politikasına ilişkin yapılan vurgu­lar ana hatlarıyla yukarıdaki gibiydi. Çalışma sürecine dair ise genel yönelim şu şekilde açıklanabilir: oyunculuk eksenli bir süreç başlatı­lacak, belli sonuçlara ulaşıldığında eğitim çalışması niteliğinde bir oyun hedefi belirecekti. Bu noktada Tiyatro Boğaziçi açısından ‘muh­temel sonuçlarından birisi prodüksiyon olan’ bir oyunculuk eğitim çalışması dönemi başlamış oldu.

Yeni eğitim araştırma Döneminde yukarıdaki hedefler dikkate alına­rak bir grup kuruldu. Bu gruba, ilk olarak Aysan Sönmez, Barış Orak, Barış Yeldiren, Bülent Sezgin, Çağıl İvak, D. Umut Aslan, Ece Aydın, Gülbahar Tunç, N. Cihan Aksoy, Nazan Saner, Özgür Çiçek, Özlem Pehlivaner, Sinem Yılancı olmak üzere, toplam 13 kişi katıldı. Çalışmanın ilk döneminde (Haziran 2002-Ağustos 2002) belli temalar etrafında doğaçlamalar ve Dario Fo-Franca Rame, Sygne, B.Brecht, Aziz Nesin gibi yazarların metinlerinden seçilen pasajlarla sahneleme çalışmaları yapıldı. Uzun süreli bir Hamlet eğitim araştırma sürecin­den sonra doğaçlamalara geçilmesi, kadro içinde kısa süreli bir adaptasyon sorunu yarattı. Herhangi bir çalıştırıcı olmaksızın yapılan çalışmalarda sahnelenen ürünlerin değerlendirmeleri tüm kadro ta­rafından yapıldı. Ortaya çıkan ürünlerin nasıl değerlendirileceği ko­nusunda kimi zaman belirsizlikler oluştu. Ancak, inisiyatif almaya eğilim gösteren öznelerin ortaya çıktığı durumlarda bu sorunların üs­tesinden gelindiği ve sürecin, sonuçları dikkate alındığında, pozitif gelişmelere hizmet ettiği söylenebilir.

Doğaçlama konuları genellikle gündelik hayattaki gözlemlerden (öğ­rencilerin hayatı, esnaf, takside geçen hikayeler, karı-koca ilişkisi, evlilik vb.) yola çıkılarak oluşturuldu. Bunun yanı sıra doğaçlamalar için tema olarak Dario Fo-Franca Rame oyunlarından da yararlanıl­dı. Ancak bu oyunların “yerelleşmesi”, “Türkiyelileşmesi” konusunda bazı dramaturjik açmazlar yaşandı. Dolayısıyla söz konusu oyunlardan, kurgusal bir akış içinde kullanılabilecek sahneler oluşturmak­tan çok oyunculuk çalışmalarında faydalanıldı.

Çalışmanın ilk döneminde ortaya çıkan iki doğaçlama (orta yaşlı bir berber ve genç karısı ile üniversite öğrencisi komşularının tesadüfi karşılaşmaları; kurnaz bakkal ve karısı) sonradan Berber Hikayelerine evrilen kurgunun ana eksenini oluşturmuştur. Yaz sonunda yapılan sergileme sonrasında, çalışmanın ilk döneminde oyunculuk konusunda bazı pozitif adımların atıldığı, kadro genelinde sanatsal ve politik anlamda canlılık oluştuğu tespiti yapılmış; eğitim çalışma­larında doğaçlanan bazı sahnelerin üzerinde kurgusal çalışmalar ya­pılarak, eldeki ürünün bir prodüksiyona evriltilmesi yönünde karar alınmıştır.

Prodüksiyon Süreci (Eylül-Ekim dönemi)

Yaz çalışmalarında ortaya çıkan malzemelerden yararlanarak bir prodüksiyon sürecine girilmesi kararı alındıktan sonra bir proje gru­bu kuruldu. Grup ilk aşamada Bülent Sezgin, Sinem Yılancı, Özgür Çiçek ve Ece Aydın’dan oluşuyordu. Hamlet eğitim araştırma döne­minin sona ermesiyle Bora Tanyel ve Fırat Güllü reji desteği vermek amacıyla proje grubuna katıldılar. Ayrıca Aysel Yıldırım, Zeynep O-kan ve Murat Kemaloğlu da oyuncu olarak çalışmaya dahil oldular. Yeni katılan oyuncular ya var olan sahnelere katıldı ya da yeni tema­lar seçerek doğaçlamalar üretmeye başladılar. Kurgusal arayış süre­cinde İstanbul’daki bir apartman ve deprem temasının üzerine gi­dildi. Yazın sahnelenen doğaçlamalardan elden geldiği ölçüde yarar­lanılarak apartmanda geçen hikayeler deprem motifiyle birleştirilme­ye çalışıldı.

Eylül ayının ortalarına gelindiğinde kurguya dair bir netlik oluşmaya başlamıştı: Yaz çalışmalarında doğaçlanan Ustura Aziz adlı berberin bir anlatıcıya dönüştürülmesi ve taşındığı apartmanda geçen hika­yeleri dükkanına gelen bir müşteriye anlatması fikri ortaya çıktı. Bu karar alındıktan sonra gösteriye yönelik çalışmalar hız kazandı ve prodüksiyon dönemine girilmiş oldu. Bu süreçte, Bora Tanyel “orta sınıf bunalımları ve ekonomik kriz” temalı yazılı bir metin önerisi ge­tirdi. Bu yazılı sahne önerisi oyuncular tarafından doğaçlandı ve do­ğaçlamadan gelen malzeme ile sahne (ki bu malzemenin içinde öne­rinin ilk halinde olmayan yeni bir tipleme daha vardı: ailenin tek ço­cuğu, ergenlik çağındaki kızları Ezgi), masa başında yeniden düzen­lenerek oyunun ‘Haciz’ episodunu oluşturdu. Sahne eskizlerinin çıkmaya ve ana hikayenin şekillenmeye başladığı dönemde Bülent Sezgin, Özgür Çiçek, Bora Tanyel ve Fırat Güllü’den oluşan bir reji grubu oluşturuldu. Bu süreçte yapılan sahne-üstü denemeler ve masa başı metin düzenlemeleri sonucunda kurgu netleştirildi ve yak­laşık üç haftalık bir çalışma döneminin ardından 22 Ekim 2002’de, ilk gösterim gerçekleştirilmiş oldu. Berber Hikayeleri, Boğaziçi Üni­versitesi Tiyatro Salonu’nda 8 kez sergilenmiş ve yaklaşık 1500 kişi­ye ulaşmıştır. Seyirci sayısında önemli bir başarı yakalanmasının birkaç tane nedeni vardır. İyi bir organizasyon çalışmasının yapılma­sı, oyunun seyirciyle buluştuğu tarihlerin akademik takvim dikkate alınarak saptanması ve oyunda seyirciye uzak olmayan popüler te­maların gündeme gelmesi seyirci ilgisinin başlıca nedenleridir.

Prodüksiyon dönemine dair genel bir değerlendirmede bulunacak olursak, çalışmanın ilk döneminin, sonuçları itibariyle başarılı bir dö­nem olduğu iddia edilebilir. Bu sonuçlar kabaca aşağıdaki gibidir:

Oyunun genelinde “serbest” ve “rahat” bir oyunculuk üslubu yakala­nabilmiş, bu da kulüp yıllarından taşınan “iç aksiyonu” ve “karşılıklı oyuncu alışverişini” kısıtlayan bazı “stereotip”leşmiş eğilimleri, oyuna hakim bir üslup olmaktan alıkoyabilmiştir. Bu anlamda oyun süreci, Tiyatro Boğaziçi’nin genç kuşaklarının sahne üzeri ciddi bir deneyim kazanmasına ve kadrodaki birçok oyuncunun oyunculuk perfor­manslarını geliştirmesine hizmet etmiştir.

Kadro genelinde bir aktivizasyon yakalanmış ve sanatsal-politik bir irade ortaya çıkmıştır.

Özetle, muhtemel sonuçlarından birisi eğitim prodüksiyonu olan bir çalışma dönemi, sanatsal ve kadro içi politik örgütlenme sürecinin görece iyi işlemesinin bir sonucu olarak, belli düzeyde bir seyirci be­ğenisine ulaşan bir eğitim prodüksiyonunu ortaya çıkarmıştır. Bu prodüksiyon dönemi hem TB’ye son bir-iki senede katılmış olan, hem de BÜO’dan yeni gelen tiyatrocuların, Tiyatro Boğaziçi’nin çalışma perspektifleri ile tanışması açısından ciddi bir deneyim olmuştur.

Reprodüksiyon Dönemi (Ocak 2003-Mart 2003)

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ilk sekiz sergilemenin ardından oyuncu kadrosu içinde oyunun sürdürülmesi ve turnelere götürülmesi eğili­mi ortaya çıktı. Bu eğilimin oluşmasında genç kuşaktaki oyuncuların turnelere çıkarak sahne-üstü deneyimlerini artırmak istemesi, oyu­nun temasına ve üslubuna dair seyircinin olumlu tepkiler üretmesi, gruptaki profesyonel kadronun bir bölümünün oyunu, oyunculukla­rını geliştirmek, yeni turne bağlantıları kurmak ve tiyatrodan para kazanmak anlamında profesyonelleşmelerinin önemli bir aşaması olarak görmeleri belirleyici olmuştur (2). Tüm bu etkenler, bir eğitim ça­lışması modeli olarak Tiyatro Boğaziçi’nde önemli bir boşluğu doldu­ran Berber Hikayeleri’nin reprodüksiyon sürecini başlatmıştı.

Reprodüksiyon aşamasında kadroda bir takım değişikler oldu. Kad­rodan bir kişinin tiyatroyu bırakma kararı alması ve bir yol arkada­şımızın vefatıyla birlikte uzun süredir bir oyunda oyunculuk sorum­luluğu almayan Fırat Güllü, Murat Kemaloğlu, Bora Tanyel ve Metin Göksel’in kadroya eklemlenmesi gündeme geldi. Bu oyuncuların oyuna adaptasyonu ve oyunun problematik yönlerinin düzeltilmesi amacıyla metinde kısmi değişikliklere gidildi. Ancak oyuncu kadro­sunun şişirilmesinin ve bu bağlamda oyuna yeni pasajlar eklenmesi­nin hem oyunun dokusunu bozduğu, hem metrajını gereksiz yere uzattığı, hem de doğaçlamalardan çıkmış bir eğitim oyununun zor­lama bir şekilde geniş kadrolu bir TB oyununa dönüştürüldüğü göz­lemlenerek, kadronun genişletilmesi yöneliminden geri dönüldü. Pro­jeye -ayrılma ve vefat nedeniyle kadroda oluşan boşluğu doldurmak üzere- Fırat Güllü ve Murat Kemaloğlu dahil edildi.

Metindeki değişiklikler, ağırlıklı olarak ön oyun, ara oyun ve final sahnelerinde yapıldı. Fakat oyuna yeni eklenen bölümlerin oyunu uzattığı (l saat 40 dakika) ve tek perdelik bir doğaçlama oyun konseptine zarar verdiği tespit edilerek reprodüksiyon sürecinin iler­leyen aşamalarında ciddi budamalar yapıldı ve oyunun süresi l saat 20 dakikaya düşürüldü. Reprodüksiyon döneminde oyun Getronagan Kültür Merkezi, Beykent Üniversitesi, İzmir, Pendik ve Tekirdağ’da seyirci karşısına çıktı. Berber Hikayeleri, ilk dönemki oyunlarla birlikte toplam 17 defa sergilenmiş ve 3000’in üzerinde se­yirciye ulaşmıştır.

Güçlü bir eğitim vurgusu olan oyunun bir turne oyununa dönüştü­rülmesi çabası, projenin başlangıçtaki tasarımıyla ve çalışmanın ku­rucu ilkeleriyle bağdaşmayan ‘gösteri-merkezli’ eğilimin reprodük­siyon kadrosu geneline yayılmasıyla sonuçlanmıştır. Söz konusu eğilimin hakim eğilime dönüşmesi projenin tiyatral niteliğinin düşmesiyle sonuçlanmış ve teknik kadrodaki çözülmeyi, oyunculuk skorlarındaki ve performanslarındaki istikrarsızlığı, oyunun ritmik yapısı­nın dağılarak eğlendiricilikten uzaklaşmasını da beraberinde getir­miştir. Reprodüksiyon sürecinde reji ve proje grubunun çözülme ya­şamış olması da, bu sorunların ortaya çıkmasında önemli ölçüde be­lirleyici olmuştur.

Bu noktada Berber Hikayeleri kadrosunda yer almayan Tiyatro Boğaziçililerin devreye girmeleri önemlidir. Bu çözülmeye tanık olan TB’li üyelerin müdahalesiyle Mart 2003’te kadro içinde kısa süreli bir tar­tışma sürecine girilmiştir. Bu tartışma süreci sonrası, oyunun göste­riminin sürdürülmesinin anlamlı olmayacağı konusunda uzlaşılmış ve oyun iptal edilmiştir.

1 Hamlet eğitim çalışması dönemi Tiyatro Boğaziçi açısından, metin analizi, dramaturji ve sahneleme ilişkisinin metodolojik bir yaklaşımla araştırılması, kolektif dramaturjinin kadro geneline yayılması ve katılımcı bir çalışma politikasının oluşturulması adına bir laboratuar dönemidir.

2 Öte yandan bu süreçte Pilavdan Dönenin Kaşığı Kırılsın oyununun hazırlık çalışmaları­nın devam etmesi, yeni bir eğitim çalışması dönemine geçiş konusunda hazırlıksız olun­ması ve Berber Hikayeleri sürecine dahil olmamış ve uzun süreden beri seyirci karşısına çıkmamış üyelerin bu prodüksiyonda ikame edilebileceği düşüncesi de prodüksiyonun de­vam ettirilmesindeki diğer unsurlardır.