Tiyatro… Yeniden!


Bu metin, Mimesis Tiyatro/Çeviri-Araştırma Dergisi’nin 8. sayısında (Aralık 2000) yayınlanmıştır.

TİYATRO… YENİDEN!

Kurgu: UIuç Esen, Cüneyt Yalaz

Metin Yazımı: Tiyatro Boğaziçi

Reji: Uluç Esen, Ömer F. Kurhan, Cüneyt Yalaz

Müzik: Rıza Okçu

Prodüksiyon: Hadiye Cangökçe, Hakan Gürel, Nilgün Ilgıcıoğlu, Mine Koçak, Ayşan Sönmez

Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

Efekt: İhsan Özçıtak

Işık: Levent Soy

Afiş tasarımı: Siamek Mokaber

OYNAYANLAR

Uluç Esen

Çiğdem Genç

Metin Göksel

Fırat Güllü

Hakan Gürel

Ayşan Sönmez

Selda Şerifsoy

Bora Tanyel

Selen Uçer

Cüneyt Yalaz

Bu oyun Mayıs 1998 ile Mart 1999 arasında Tiyatro Boğaziçi tarafından İstanbul içinde ve dışında 40 kez sergilenmiştir.


TİYATRO…YENİDEN!


1.PERDE, 1. SAHNE
Halit Geldiğimden beri dikilip duruyorsun. Otursana şuraya. Bak neler aldım: Meyve var, midye dolma var, beyaz peynir, pastırmalı börek…
Saffet Ferit Sen ye, benim canını istemiyor.
Halit Açıyorum rakıyı o zaman.
Saffet Ferit Benim kendi rakım var. Ben bundan içerim.
Halit Bırak şimdi kendi rakını. Ben bunu Tekirdağ’dan getirttim.
Saffet Ferit Hadi ya!
Halit Tabi ya ne sandın.
Saffet Ferit Olsun ben bundan içeyim yine de.
Halit Doldurdum bile, otur şuraya da bir şeyler ye!
Saffet Ferit Benim şurada leblebim olacaktı…
Halit Bırak şimdi leblebiyi meblebiyi, haydari bile var, en sevdiğin meze.
Saffet Ferit Olsun leblebi yiyeyim ben.
Halit Sen bilirsin. Haydi şerefe!
(İçerler, kısa bir sessizlik)
Halit Bu meret de müziksiz gitmiyor arkadaş. Koy bir kaset de dinleyelim.
Saffet Ferit Teybi tamire verdim.
Halit Televizyonun da mı yok, aç ses olsun biraz.
Saffet Ferit Televizyonun tüpü bitti. Yakında yenisini alıcam.
Halit O zaman sen söyle bir şeyler.
Saffet Ferit Ben mi?
Halit Senin sesin güzeldir.
Saffet Ferit Yok canım o eskidendi.
Halit Ne demek eskidendi? Hadi hadi söyle bir şeyler.
Saffet Ferit Havamda değilim Halit.
Halit Bırak şimdi havayı mavayı? Yoksa ben söylerim bak.
Saffet Ferit Tamam canım söyle.
Halit Söylerim ama.
Saffet Ferit Söyle!
Halit Eskilerden söyleyeyim o zaman. Hah…
Deniz üstü köpürür, hey canım rinanay rina rina nay.
Kayığa da binsen götürür. Hey canım hey.
Denizin ortasında; hey canım rinanay rina rina nay
Mum yanar sofrasında; hey canım hey
Benim de bu cihandan gidişim; hey canım rinanay rina rina nay
Memleket sevdasından, hey canım hey. Hey!
(Saffet Ferit de şarkıya yavaş yavaş katılır. Şarkı giderek yükselir, Saffet’in solosuyla sona erer.)
Halit Maşallahın var hala!
Saffet Ferit İyiyim değil mi?
Halit İyisin tabi ya.
(İçerler)
Halit Uzun zaman oldu bir araya gelmeyeli. Öyle değil mi?
Saffet Ferit 20 yıl.
Halit Ne 20 yıl mı? 20 yıl oldu ha? Zaman ne kadar da çabuk akıp geçiyor. Bazen diyorum ki Saffet, hayat bir an dursa. Her şey o anda çakılıp kalsa. Bir fotoğraf karesi gibi. Rüzgârda hışırdayan yapraklar, köpüklü dalgaların arasın­da yüzen gemi, havada uçan martılar donsa kalsa olduğu yerde. Ve ben, bir tek ben, o anı doya doya yaşasam. Bir gün, on gün, yüz gün, üç yüz altmış beş gün, zaman akma­sa. Vursam kendimi sokaklara, dilediğim insanı öpsem, di­lediğimin suratına tükürsem, canım istediğinde uyusam, günlerce yataktan çıkmasam, tıraş olmasam, işe gitmesem, eve dönmesem… Zaman akmasa… Yaşlanmasam… Yaşlanmasak! Ne hayal değil mi?
Saffet Ferit Yazdığın boktan reklam metinlerine benziyor bu.
Halit Ne?
Saffet Ferit Sen eskiden daha iyi şeyler yazardın. Paslanmışsın. Eee tabi çamaşır makineleriyle dans edip, gazete promosyonlarıyla şarkı söylersen böyle olursun işte!
Halit Hiç değişmemişsin Saffet. Birlikte tiyatro yaparken de böyleydin. Hayata karşı hep böyle alaycıydın. Hiç ciddiye almadın, hiç. Oysa hayat şakaya gelmez…
Saffet Ferit Hadi oradan be! Geçmiş karşıma felsefe yapıyor. Hayatı cid­diye almamışım. Ulan hayat beni ciddiye almadı be! Bense hayatı haddinden fazla ciddiye aldım. Haddinden fazla!!… Dostlarımı ciddiye aldım, tiyatroyu ciddiye aldım, verilen sözleri ciddiye aldım. “Arkadaşlar, Türkiye’nin en iyi tiyatro topluluğu biz olacağız. Ünümüz Avrupa’ya, Amerika’ya kadar yayılacak”, ciddiye aldım. “Arkadaşlar aranızda tiyat­royu gelip geçici bir heves olarak gören varsa hemen ayrıl­sın. Biz bu işi ömür boyu yapmak istiyoruz”, ciddiye aldım. “Dostlar, toplum sorunlarına eğilen toplumcu bir tiyatro yapmalıyız”, ciddiye aldım. “Saffet dostum sen ve ben beraber oldukça bu tiyatro piyasasını altüst ederiz”, ciddiye aldım. Sonuç: Gemiyi ilk terk eden bu sözlerin sahibinin ta kendisi!
Halit Aman canım, herkes ayrılmayı düşünüyordu zaten.
Saffet Ferit O da nereden çıktı? Sen ayrılmasan kimse ayrılmazdı. Mesela ben, tiyatrocu olacaktım.
Halit İyi ya canım, oldun işte. Oyunculuk yapmıyor musun?
Saffet Ferit Evet tiyatroda üçüncü sınıf rollere çıkıyorum. Sinemada figüranlık yapıyorum. Çizgi filmlerin kötü adamlarını seslendiriyorum: Şirinlerin baş düşmanı Gargamel, kötü kalpli vezir Abdullah, hain kedi Tom. Ne muhteşem bir repertuar!
Halit Tom ve Jerry’deki Tom mu?
Saffet Ferit Hııı, işte oriu ben seslendiriyorum.
Halit İyi ama o konuşmuyor ki.
Saffet Ferit Canım arada sırada birtakım nidalar ve sesler çıkarıyor işte.
Halit İlahi Saffet! Şana kaç defa reklam filmlerinde oynaman için haber yolladım. Kabul etseydin böyle işlerde sürünmene gerek kalmazdı. Reklam filmi deyip geçme, artık öyle ale­lade bir iş olmaktan çıktı, bir sanat haline geldi. En ünlü oyuncular…
Saffet Ferit Hadi be yalanlarını parlatacak başka soytarı bul. Ben senin gibi yeteneklerimi para uğruna, insanları kandırmak için kullanmam. Para için tiyatroyu sattın; yazarlığını sattın…
Halit Sattın deme, ağır oluyor…
Saffet Ferit Sattın işte, beni sattın, kumpanyayı sattın.
Halit O zamanın koşulları öyle gerektiriyordu.
Saffet Ferit Bırak koşulu moşulu, düpedüz sattın!
Halit Evet ama zaman içinde hatamın farkına vardım. İşimden istifa ettim. Topunuzun canı cehenneme, dedim. İstifa mektubumun fotokopisi burada, inanmazsan al oku.
(Saffet mektubu okur.)
… Reklam Ajansına,
Bundan sonra sizin o geri zekâlı reklam filmlerinizi çek­meyeceğim.
Topunuzun canı cehenneme.
Yapılan iş aptallıktan, sahtekarlıktan başka bir şey değil. İstifa ediyorum.
Ne haliniz varsa görün.
Halit (Cebinden birtakım fotoğraflar çıkarır.) Bak bunları hatırladın mı?
Saffet Ferit Aaa! Oyun fotoğrafları.
Halit 20 yıl öncesinin oyun fotoğrafları. Bak, bu oyunda sahnede pantolonun düşmüştü de donun gözükmüştü.
Saffet Ferit Hadi oradan be! Sadece fermuarım açık kalmıştı, ama onu da oyunuma yedirdim.
Halit Yedirmişmiş. Ulan içinden benekli donun gözükmüştü. Bak burada da repliğini unutmuşsun bön bön bakıyorsun ortalığa.
Saffet Ferit Sen sahneye girmeyi unutmuştun, onun için öyle bakıyordum, nerede bu adam, diye.
Halit Ne zaman unuttum sahneye girmeyi?
Saffet Ferit Tabi canım Carrar Ana’nın Silahları değil mi bu?
Halit Haaa, bu oyunda ben kuliste polislerin içeri girmesine engel olmaya çalışıyordum.
Saffet Ferit Hayır canım, o Ayak Bacak Fabrikası’ydı. Burada sen sahneye girmeyi unuttun.
Halit Bak arkada da Ayten var.
Saffet Ferit Ah canım, delikanlı kızdı Ayten. Ne kadar da gençmişiz. Yanında da Ziya var. Sahi biz neden oynatıyorduk bu dombalğı. Çok yeteneksizdi. Dili de peltekti. Hatırlıyor musun benim diyemezdi, banım derdi.
Halit Banım, banım, banım ne demekse? ( Gülerler)… İşte, ben de diyorum ki yeniden tiyatro yapsak! (Sessizlik) Yeniden tiyatro yapsak!..
Saffet Ferit Bu sigaranın laytı da mı çıkmış?
Halit Bırak şimdi sigaranın laytını maytını, sana bir teklifte bulundum, duymadın mı?
Saffet Ferit Hadi canım sen de, karın ne der bu işe?
Halit Karımdan geçen yıl boşandım.
Saffet Ferit Öyle mi?
Halit Artık işim yok,, eşim yok, artık özgür bir insanım anlayacağın. Gel beraber tiyatro yapalım.
Saffet Ferit Sen bu işleri çocuk oyuncağı mı zannediyorsun. Reklam piyasasında bunalmışsın, şimdi de gönül eğlendirecek bir meşgale arıyorsun kendine. Tiyatro yapmak için kumpanya lazım, salon lazım, ışık lazım, hani bunları buldun diyelim. Bu işe kellesini koyacak adam lazım, yürek lazım. O da sende yok!
Halit Bu kez ölümüne soyunuyorum bu işe. Artık kendimize yakışır şekilde yaşamanın zamanı geldi. Eski kumpanyayı yeniden kurarız. Gerekirse arabamı satıp dekora, kostüme yatırırım. Bir turne oyunu yapıp dolaşırız köy köy, kasaba kasaba. Meydanlarda, depolarda bulduğumuz her boşlukta oynarız. Ne dersin?
Saffet Ferit Hadi oradan yirmi yıl önce de dinlemiştim ben bu mrtavalları. Karşına çıkan ilk dolgun maaş teklifinde kirişi kırarsın sen. Köpek herif!
Halit Ağzını bozmaya gerek yok. Ciddi bir teklif yapıyorum sana.
Saffet Ferit Sn beni enayi mi sandın? Benn senin ipinle kuyuya iner miyim bir daha kertenkele!
Halit Küfredeceğine dinlesene beni.
Saffet Ferit Dönek! Döneksin oğlum sen, dönek!
Halit Oha be! Sözlerini tart da konuş!
Saffet Ferit artarım tartmam, burası benim evim, istediğim gibi konuşurum. Defol git evimden.
Halit Bir de kovuyor musun beni?
Saffet Ferit Çık dışarı dümbük! Yalanlarını da götür, mezelerini de al götür.
Halit Açsın açıktasın diye yiyecek getirdik sana.
Saffet Ferit Bana maddi durumu yetersiz arkadaş muamelesi yapa­mazsın tamam mı? Defol!
Halit Hata bende zaten! Tahmin etmeliydim. Böylesine ciddi bir teklifin senin gibi bir figüran parçasını heyecanlandırmaya­cağını tahmin etmeliydim. Alışmışsın bir kere, sen dublaj yapmaya devam et… Belki de Oscar’a aday gösterilirsin. “Miyauuuvvv” dedin mi tamam, en iyi seslendirme ödülünü kaptın gitti.. Hatta Jerry’i de sen seslendir. Artık fareler nasıl ses çıkarıyorsa “bıcır bıcır” mı dersin, “viykk viykk” mi orasını ben bilemem.
Saffet Ferit Ne diyorsun lan sen? (Sandalye ile saldırır.)
Halit Saffet kendine gel öldürücen beni! (Saffet, Halit’i boğmaya başlar.)
Saffet Ferit Geberticem ulan seni! (Halit sıyrılır; kaptığı bir tepsiyle Saffet Ferit’e vurur.)
Halit Al sana! (Saffet düşer.) Saffet, Saffet… İyi misin?
Saffet Ferit  (Doğrulmaya çalışırken) Ben iyiyim de sen birazdan kötü olacaksın…
Halit (Saffet Ferit’i boyunduruğa alır.) Geldiğimden beri laf anlatmaya çalışıyorum. Dur da bir dinle beni ayyaş herif. Eski kumpanyayı kuracağız. Turne yapacağız. Köy köy kasaba kasaba dolaşacağız. Yarım kalan şarkımızı tamamlaya­cağız… Eski dostları yeniden toplayacağız… Ne olur evet de!.. Sensiz tek başıma başaramam… Ne olur, evet de!..
Saffet Ferit (Hala boyunduruk altındadır.) Ha… Haaa!
Halit Hayır deme bana!
Saffet Ferit    (Zar zor anlaşılan bir şekilde) Hangi rolü oynayacağım?
Halit Hangi rolü mü oynayacaksın? Ulan, dünden razısın değil mi? Hani yarım kalan bir oyunumuz vardı.
Saffet Ferit Moliére?
Halit Evet, Zorla Evlenme! İşte onu oynayacağız.
Saffet Ferit Tamam be oynarız, oynarız ama ikimiz mi oynayacağız, edi büdü şov mu yapacağız kardeşim?
Halit Eski grubu bir araya getireceğiz.
Saffet Ferit Hadi ya! Nasıl bulacağız onları?
Halit Hepsinin adresi telefonu var bende merak etme.
Saffet Ferit Hazırlıklısın yani. Ben neyi oynayacağım? Sganarelle’i oynarım ben.
Halit Sganarelle’i ben oynayacağım. Herkes eski rolünü oynayacak. Sen Filozof Pancreace’ı oynayacaksın. Bir de oyunun sonunda çıkan Alcidas tiplemesi vardı hatırlıyor musun?
Saffet Ferit Kızın abisi!
Halit Hah, işte onu da sen oynayacaksın. Hani Sganarelle ile Alcidas düello yapıyordu oyunun sonunda.
Saffet Ferit İkimiz düello mu yapacağız? Öldürürüm ulan ben seni! Heh he he.. İyi ama para işi ne olacak?
Halit Sen o işi bana bırak. Hadi, Kumpanyanın şerefine!
Saffet Ferit Kumpanyanın şerefine!

1.PERDE, 2. SAHNE
(Eski kumpanya elemanları -Halit, Saffet Ferit, Servet, Bahattin, Ziya, Ayten, Sevda, Zehra- toplanmıştır.)
Halit …sonra da adama top! demiş. — Kah, kah, kah!
Servet Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Böyle bir yerde buluşmak ancak bizim Halit’in aklına gelir doğrusu. Bir zaman­ların tiyatrocuları yıllar sonra bir arada, üstelik bir tiyatro sahnesinde. Tek kelimeyle pes doğrusu. (Hepsi birlikte: -Pes! Pes! Pes!) Biraz daha fıstık alabilir miyim?
Saffet Ferit Ne zaman açacaksın meseleyi? Millet ciddi ciddi eğlenmek için bir araya geldiğimizi sanıyor. Niye önceden haber ver­medin?
Halit Bekle, sabırlı ol biraz. Dostlarım! Burada toplanmak nereden aklıma geldi biliyor musunuz? Yanıt basit: Bir tiyatro­cunun mutluluğu bulduğu yer de, bıraktığı yer de sahnedir.
Saffet Ferit Laf parlatmayı bırak, sadede gel.
Halit Dostlarım en son çalıştığımız ama oynamadığımız bir oyun vardı bilmem hatırlar mısınız?
Bahattin Ayak Bacak Fabrikası!
Saffet Ferit Hayır kardeşim, nereden çıkardın? Moliére! Mariyaj forse!
Servet Zorla Evlenme!
Halit Arkadaşlar, şimdi hep birlikte bu oyundan pasajlar oynayacağız.
Halit[1] Ben birazdan dönerim. Eve mukayyet olun. Eğer borç istemeye gelirlerse bütün gün gelmeyecek dersiniz. Eğer bana para getiren olursa hemen koşup beni Mösyö Geronimo’nun evinden çağırın. Orada olacağım. Oooo Mösyö Geronimo ben de size geliyordum.
Bahattin Aman efendim, ne maksatla?
Halit Size bi konuyu danışacaktım.
Bahattin Bu hizmete beni seçtiğiniz için müteşekkirim.
Halit Şimdi ben evlenmeye karar verdim ama ne yapsam bilemiyorum. Şöyle bir hanımefendiyle.
Sevda Sganaralle! Benimle evlendiğin için öyle şanslısın ki. Düşünsene, ben senin işlerine hiç karışmam, ama tabi sen de benim işlerime karışmazsın.
Ziya İhanet! İhanet… Bana bunu nasıl yapabildin ha?
Sevda Lycaste sen de mi buradaydın? Tanıştırayım Kuzen Lycaste, Sganarelle; Sganerelte, Kuzen Lycaste. Ben de Dorimene..
Halit Ben bu evlilikten şüphelenmeye başladım. Ne yapsam acaba?
Birbirinden âlim iki filozof komşum var. En iyisi onlara danışayım. Ah işte birisi geliyor bile.
—Bravo Saffet…
Saffet Ferit Sana canlı delillerle ispat edeceğim; filozoflar filozofu Aristo’ya dayanarak göstereceğim ki, sen bir cahilsin!
—Bravo…
Saffet Ferit Bir echelsin!
—Yaşa…
Saffet Ferit Bir mütecehhil ve müstechelsin. Kanaatimi mürekke­bimin son damlasına kadar müdafaa edeceğim.
Halit Beni dinlemiyor, başka telden çalıyor. Ötekine gideyim. Mösyö Marphurius bir konuyu danışmak için yanınıza geldim.
Servet Yanlış Mösyö Sganarelle. Yanlış! Geldim dememelisiniz, bana öyle geliyor ki geldim demelisiniz.
Halit Bu feylesof da beni dinlemiyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Hah en iyisi ben gidip çingenelere fal baktırayım.
Ayten Aman efendim senin pek güzel bir yüzün var.
Halit Estağfurullah. Sen de söylesene bir şeyler.
Zehra Hatırlamıyorum.
Halit Unutmuş, unutmuş…Sen devanı et..
Ayten Efendim sen pek yakında evlenirsin.
Halit Nereden bildi yahu? Sen de söyle bir şeyler..
Zehra Ay valla hatırlamıyorum.
Halit Ay bu hepten unutmuş. Sen söyle bakayım kızım. Borsada
endeks yükseliyor mu?
Ayten Aman Halit! (Kahkahalar)
Saffet Ferit Arkadaşlar bunu kutlamamız lazım. Buyurun masaya.
(Konuşmalar, gülüşmeler.)
Saffet Ferit Arkadaşlar, bir dakika! Halit bir şeyler diyecek galiba! Efendim Halit, bize bir şeyler mi söyleyeceksin?
Halit Dostlarım! Uzun zamandır bir araya gelemedik. Ancak hala birbirimizle paylaşabileceğimiz ortak bir konu olduğunu görebiliyorum: Replikler, sahne, tiyatro! Evet, tiyatro. Hala içimizde yanan küllenmemiş bir ateş, tamamlanmadan bırakılmış hüzünlü bir şarkı, resmi yadigâr kalmış eski bir sevgili. (Giderek yükselen alkışlar.)
Sevda Resmi yadigâr kalmış eski bir sevgili… Sen eskiden de böyleydin Halit, bizi etrafına toplar uzun uzun konuşurdun. Eskilere gittim birden.
Bahattin Ah o eski günler ah! Pir Sultan Abdal’ı sokakta oynadığımız günleri hatırlar mısınız arkadaşlar? Bir yanda polis, bir yanda halkın büyük coşkusu. O günleri andıkça hala heye­canlanıyorum biliyor musunuz?
Servet Eee, baba parasıyla devrimcilik kolay tabii…
Bahattin Sen ne demek istiyorsun?
Servet Aman canım, polis copu tehdidi altında oyun oynamanın neresi heyecan verici. Ayrıca bana sorarsanız o oyun fazla ajitasyona dayalıydı. Estetik değeri de tartışılır.
Saffet Ferit Hadi oradan be senin için kurumuş.
Servet Ne alakası var?
Bahattin Doğru söylüyor, senin için kurumuş.
Ziya (Bahattin’e) O zaman da öyleydi, “Korkuyorum” diyemezdi, “Ay unutmuşum, bugün de kaçırdım oyunu, neyse kimsenin başına bir şey gelmemiş” (Bahattin’le gülerler.)
Servet Siz neye gülüyorsunuz? Anlamadım sanmayın sakın.
Zehra Haksızlık ediyorsunuz, benim de gelemediğim oluyordu oyuna.
Bahattin Zehra’cığım senin koşulların farklıydı, üzerindeki aile baskısı çok fazlaydı.
Ayten Ne olursa olsun. O oyunun değeri benim için çok büyüktü. Biliyor musunuz, ev işleri yaparken bazen oyunun şarkıları dilime dolanıveriyor.
Sevda Ayten çok hızlıydı o zamanlar.   Hatırlar mısınız bir keresinde bildiri dağıtırken yakalanmıştı da oyuna gele­memişti (gülüşmeler). İlahi Halit, nereden aklına geldi? Ve neden, neden bunu yapmak daha önce aklımıza gelmedi?
Servet Doğru ya, arada bir bir araya gelelim. Tiyatro izlemeye gidelim.
Sevda Sonra da bir şeyler içeriz.
Ziya New York’ta Sefiller oynuyormuş, ona gidelim.
(- O biraz zor.)
Ayten Haftada bir bana gelirsiniz. Ben de size kısır yaparım.
Bahattin Hatta ailecek görüşelim.
Saffet Ferit Arkadaşlar, saçmalamayın! Halit daha farklı bir şey söylü­yor. Beraber tiyatro yapmaktan söz ediyor.
Servet Ziya!
Ziya Efendim?
Servet Sizin şirketin ihracat gelirleri düşmüş, doğru mu?
Ziya Dönemsel…
(Konuşmalar)
Safet Ferit Arkadaşlar duymadınız galiba, Halit biraz önce bize beraber tiyatro yapmaktan söz etti.
Ayten Biliyor musunuz? Kızım dün on dört yaşına bastı.
(Konuşmalar)
Saffet Ferit Halit bir şeyler söylesene! Tuzluk gibi durmuş bekliyorsun.
Halit Ortam kolluyorum. Ortam oluşunca konuşacağım.
Saffet Ferit Şimdi görürsün sen ortam nasıl oluşturulur. Arkadaşlar Halit biraz önce bize beraber tiyatro yapmayı önerdi. Eski günlerdeki gibi… Tiyatro… Yeniden!
Servet Saçma sapan konuşma Saffet. Tutturmuşsun bir tiyatro gidiyorsun. Bu mümkün mü? Kardeşim, biz tiyatro yapa­bilir miyiz artık? Herkesin işi var, gücü var. Mesela Zehra: Bütün vaktini sokak çocuklarına adamış durumda.
Zehra Evet,   şu anda yeni bir kampanya başlattık mesela. Güneydoğu’dan gelen çocuklara dilimizi öğretiyoruz. Ayrıca onları İstanbul’un tarihi ve kültürel mekânlarına götürü­yoruz: Dolmabahçe Sarayı, Atatürk Kültür Merkezi, Akmerkez…
Servet Ayten’in bir kızı var, onunla ilgilenmek zorunda. Ziya büyük bir şirketin yönetiminde, sürekli yurtdışına gidiyor. Sevda desen, gösteri ve festival organizasyonları yapıyor. Bahattin desen,.. Sahi ya Bahattin, sen ne iş yapıyorsun?
Bahattin…….. Şu aralar yeni bir proje üzerinde çalışıyorum. Tekstil sek­törüne giriyorum. Elbise üreteceğim. Köpek elbisesi
Servet Gördün mü,  adam müteşebbis olmuş. Benimse kafamı kaşımaya vaktim yok. İç dekorasyon işlerinin yanısıra mimarlık dergilerine yazılar yazıyorum. Bu durumda hangimiz böyle bir işe…
Halit Olaya şu açıdan da bakılabilir: Arkadaşlar aslında hiçbirimiz tiyatrodan tam olarak kopmadık. Mesela Ayten! Kızı tiyatro yapıyor. Ayten de onun kostümlerini dikiyor. Zehra Güneydoğu’dan göç etmiş fakir aile çocuklarına Türkçe öğretmek için ne yapıyor biliyor musunuz? Onları çocuk oyunlarına götürüyor. Ziya desen yurtdışı seyahatlerinde bütün ünlü oyunları seyretmiş. Sevda desen zaten tiyatro ve gösteri sanatları ile iç içe. Bahattin desen…. Onun hayatı ti­yatro zaten! Ya sen? Sen niye söylemiyorsun?
Servet Neyi söylemiyorum?
Halit Saklamasana, konuş, herkes duysun.
Servet Neyi saklıyormuşum ki?
Halit Arkadaşlar, Servet’in yılda birkaç kez, gençlerle birlikte, performans gösterileri hazırladığını biliyor muydunuz?
Servet Küçük,   deneysel çalışmalar ama ilerde ses getireceğini düşünüyorum.
Sevda Böyle alçakgönüllü konuştuğuna bakmayın, Servet aslında çok önemli işler yapıyor. Ben birkaç kez izledim, yaptıkları hiç de amatörce değildi. Senden çok iyi şeyler bekliyorum Servet. Ayrıca gelecek yılın festival programında yerinizi ayarladım. Ne yapayım dayanamadım, hah hah ha…
Saffet Ferit Amma da abarttın ha! Çıkıp abuk sabuk şeyler yapıyorlar, – sonra da sanat diye kakalıyorlar millete.
Servet Saffet! Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?
(Saffete itirazlar)
Saffet Ferit Duyuyor kardeşim. Geçenlerde gösterilerin birinde kadının teki sıkıntıdan kalp krizi geçirmiş. Ambulansla hastaneye zor yetiştirmişler.
Halit Saffetçiğim o da kendi ortamına uygun bir sanat, öyle değil mi? Ortam oluşuyor, sanat oluyor.
Saffet Ferit Tabi, sanat.
Ayten Ay çok merak ettim. Neymiş bu performans denilen şey? Neler yapıyorlar?
Servet Bak canım konsept olarak…
Saffet Ferit Aman canım, çamurlara bulanıp millete sürünüyorlar. Sonra suyun içine giriyorlar, böğürüyorlar, tencere tava çalıyorlar…
Ayten Tencere tava mı çalıyorlar? Ha hah ha ha ha…
Saffet Ferit Teflon tava… Çangada çungada… Uluyorlar. Uuuuuu… Boğuluyordu bizim salak…
(Konuşmalar: -Ayıp ayıp.. – Şaka yapıyor… -Krize girdi…)
Ayten Hah ha haaa… (Krize girer, kahkaha krizi giderek ağlamaya dönüşür.) Ben de bütün gün mutfakta tencere tava çalıyorum… Hepiniz bir şeyler yapıyorsunuz. Hayatınızdan memnunsunuz. Hayatta bir amacınız var, bir yerlere gelmişsiniz. Hayır işleriyle uğraşıyorsunuz, ülkeler geziyor­sunuz, gösteriler yapıyorsunuz. Bahattin bile kendine bir iş kurmuş… Bense bütün gün evde oturuyorum, yemek yapıp bulaşık yıkıyorum. Kocam hayvanın teki, hafta sonu tele­vizyonda maç seyretmekten başka bir şey yapmıyor, ben de onun kirli çamaşırlarını yıkıyorum, ütüsünü yapıyorum; kızımın tiyatrocu olduğu da yalan, serseri oldu çıktı… Ben boşu boşuna yaşadım.
Sevda Tamam Aytenciğim, koyverme kendini. Hangimizin hayatı güllük gülistanlık ki şekerim. Bana bak mesela: Hep bir sanatçı olmak istedim, bir oyuncu olarak gelecek de vaat ediyordum, oysa şimdi kendini sanatçı sananların kaprisleriyle uğraşıyorum. Bak sen bir yuva kurmuşsun en azından. Ben ise üç kez evlendim, üçü de yürümedi. Olmadı. Mutluluğu bir türlü bulamadım. Mutsuzum, yal­nızım, çok yalnızım. Psikoloğa gidiyorum Ayten. (Ağlar.)
Ziya Yurtdışı ziyaretleri dediysem sanma ki Paris, Berlin, Londra. Türki Cumhuriyetler Ayten. Bişkek, Duşanbe, Almaata.
Zehra Hayır işleriyle uğraşıyorum ama abartmamak lazım. Adı üstünde hayrına yapıyorum işte.
Bahattin (Servet’e) Ben neye elimi attıysam kurudu arkadaş. Allah bana müteşebbis ruh vermiş ama şans vermemiş. En son babadan kalma Çorlu’daki arsayı da elden çıkardık. Bu defa da şansım yaver gitmezse hapı yuttuk.
Servet (Bahattin’e) Benim de çocuğum olmuyor, biliyor musun? Yanlış anlama, cinsel performans açısından bir problemim yok… Çok tedavi gördüm ama nafile. Bu yüzden evliliğimin tadı tuzu kalmadı. Ziya! Sen ne arıyorsun burada? Bak bu aramızda kalsın. Fazla yayılmasın lütfen.
Saffet Ferit (Halit’i kenara çekerek.) Ulan ortalık ağlama duvarına döndü. Müdahale etsene!
Halit Bak şimdi, sen hiçbir şeyden haberin yokmuş gibi davran, tamam mı? Yeter artık Saffet Ferit, yeter!
Saffet Ferit Ne var? Ne oldu, ne yeter?
Halit (Halit Saffete kaş göz eder.) Senin gibi bir oyuncunun düştüğü şu hale bak. Üçüncü sınıf filmlerde figüranlık yapıyorsun… Çizgi filmlerde seslendirme yapıyorsun.
Saffet Ferit Yaptıysak yaptık. N’olmuş?
Halit Sen ki ortaoyununda,   doğaçlamada,  bulup buluşturup uydurmada en önde gelen isimdin aramızda…
Saffet Ferit Ya sen?
Halit N’olmuş bana?
Saffet Ferit Sen değil miydim o kompile tiyatrocu? Yazardın, yönetirdin, oynardın. Şimdi ne oldun? Bir reklamcı parçası!
Halit Evet, ama şöyle ifade etmek belki daha doğru olur: Ruhunu şeytana satmış, modern bir Faust’um ben!…
Saffet Ferit Amma abarttın…
Halit Yine de hiçbir şey için geç değil. Ama yarın geç olabilir. O yüzden ne yaptım biliyor musun?
Saffet Ferit Ne yaptın?
Halit İşimden istifa ettim.
Saffet Ferit Ne işinden istifa mı ettin?
Halit Sus, duymasınlar… Ve şu gördüğün tiyatro salonunu kiraladım.
Saffet Ferit Sahi mi? Üç aylığına mı?
Halit Üç aylığına, beş aylığına, önemli olan kiralamış olmam.
Saffet Ferit Yoksa arabanı satıp parayı buraya mı yatırdın.
Halit Şöyle ya da böyle, bastırdım parayı kiraladım.
Saffet Ferit Yoksa bütün bunları biz tiyatro yapabilelim diye mi yaptın?
Halit Evet!!! Biraz önce söylediklerin doğruydu. Aslında yeniden bir araya gelip tiyatro yapabileceğimizi düşünmüştüm. Hem yarım kalmış bir oyunumuz var, tamamlanmayı bekleyen.
Saffet Ferit Zorla Evlenme olmasın sakın.
Halit Bildin. Zorla Evlenme. Söyle var mısın bu oyunda benimle oynamaya?
Saffet Ferit Varım be!
Halit Dostum!
Saffet Ferit Varım var olmasına ama… Kadroyu nereden bulacağız?
Halit Bizimkiler beceremez mi bu işi.
Saffet Ferit Bizimkileri mi diyorsun? Becerirler becermesine de. Hepsinin işi gücü var. Benim gibi boş gezenin, boş kalfası değil ki hiçbiri.
Servet Kendine haksızlık ediyorsun Saffet.
Saffet Ferit Ah sen de, mi buradaydın Servet?
Servet Kusura bakmayın, istemeden kulak misafiri oldum.
Saffet Ferit Önemli değil, özel bir şey konuşmuyorduk zaten.
Halit Hatırlar mısın Servet, eskiden söylediğin bir şey vardı: “Hep politikaya yedeklenmiş oyunlar yapıyoruz. Klasiklere dönüp biraz soğukkanlı düşünmemiz ve bir şeyler öğren­memiz lazım”. Böyle derdin, öyle değil mi?
Servet Evet. Hatta 20 sene evvel Zorla Evlenmeyi iptal ettiğimiz gece de bunları söylemiştim. Hatırlıyor musunuz, benim evde toplanmıştık. Ama sen o zaman beni manipüle etmiştin… Hala haklı olduğumu düşünüyorum. Klasiklere dönmemiz lazımdı.
Halit 70lerin o politik ortamında klasikleri oynamamız biraz zordu.
Servet Sen politikaya endeksli sanat yaparsan politika bitince sanat da biter işte.
Halit Evet, sen haklıydın.
Saffet Ferit Olur mu kardeşim, 70’Ierin politik ortamı… Halk sokaklara dökülmüş, biz çıkıp Moliére mi…
Halit Haklıydı!
Saffet Ferit Haa… Haklıydın.
Halit Evet Servet, ben özeleştirimi veriyorum: klasiklere yönelmemiz lazımdı. Hata ettim.
Saffet Ferit Hadi gel beraber klasiklere dönelim Servet. Moliére! Bu senin hayalin…
Servet Ciddi misiniz? Moliére ha! Klasikler hep ilgimi çekmiştir doğrusu. Zaten performans olayı da ayağa düştü. Önüne gelen performans yapıyorum diye ortaya çıkmaya başladı. Biraz daha ayakları yere basan bir şeylerle uğraşmak lazım. Neden bizim yarım kalan şarkıyı tamamlamıyoruz?
Saffet Ferit Zorla Evlenme mi? Çok iyi fikir. Nerden aklına geldi yahu?
Servet Halit?
Halit Kabul.
Saffet Ferit (Sevda’ya yönelir, gruptan ayrı bir köşede konuşurlar.) Sevda?
Sevda Saffetçiğim ne diyeceğini biliyorum ama benim bu piyasada bir yerim, bir ismim var. Böyle sonu belirsiz bir projeyle kendimi riske atamam. Anlıyorsun değil mi? İstersen sen hiç böyle bir şey teklif etmiş olma, kırgınlık olmasın.
Saffet Ferit Ne diyorsun sen?  Bir şey teklif edeceğimi de nerden çıkardın? Ben yalnızca seni tebrik etmek istedim.
Sevda Beni mi? Niye?
Saffet Ferit Az önce çok iyiydin de, onun için.
Sevda Ne zaman? Oynarken mi?
Saffet Ferit Evet. Harikaydın.
Sevda Öyle mi? Geçti mi enerji?
Saffet Ferit Geçmek ne kelime? Nüfuz etti. İliklerime kadar. Biz de seni esas kadın rolü için düşünmüştük, ama sen meşgulsün…
Sevda Sahi mi? Kastı yaptınız yani?
Saffet Ferit Tabii canım.  Dorimene rolüne seni düşünmüştük,  ama bilmem ki, senin angajmanların varmış.
Sevda Biliyor musun, ben aslında hep oynamayı istedim. Ama yıllar oldu sahneye çıkmadım. Yapabilir miyim dersin?
Saffet Ferit O ne biçim laf? Dorimene senin için biçilmiş kaftan, (Saffet ve Sevda gruba katılırlar,)
Halit Saçmalamayın arkadaşlar biraz evvel gördük.   Herkes mükemmeldi. Biz istesek iki günde çıkarırız bu oyunu.
Servet Tabii, disiplinli bir çalışmayla neden olmasın?
(Ayten’in cep telefonu çalar.)
Ayten Pardon, bir dakika.
Halit (Yanındakilere) Sansasyonel bir başlangıç düşünüyorum. Bütün medyayı galaya çağıracağım
Ayten (Gruptan ayrılıp başka bir köşede kocasıyla telefonda konuşur.) Alo… Merhaba canım… Evet, hala tiyatrocu arkadaşlarımın yanındayım… Yarım saat sonra geliyorum… Buzdolabında yemek var, ısıtıp yiyebilirsin… Canım ne var bunda, buzdolabından alıp ocağın üstüne koyacaksın… Saçmalama, yemek ısıtmak için kalkıp eve mi geleceğim şimdi? Hayır gelemem… Gelemem dedim… Gelmiyorum… Duymadın mı, gelmiyorum… Hayır bu gece hiç gelmeye­ceğim, yarın da yokum tamam mı?… Ne?! Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin? Sabahtan akşama kadar çalış çabala, pişir kotar önüne koy, gene de suçlu biziz. Yetti artık burama kadar geldi… Öyle yağma yok. Bitti artık, anladın mı, bu iş burada bitti. Gelmiyorum kardeşim, ben o eve gelmiyorum artık… Sana ne? Ne yaparsam yaparım, sana mı soracağım? Tiyatro yapacağım oldu mu? Benim provalarım var, altı ay boyunca yokum, anlaşıldı mı? Ne halin varsa gör! Hödük herif! Ben de sizinleyim çocuklar, tiyatro yapacağım.
Saffet Ferit İşte bu kadar!
Servet Ayten,  biraz daha düşünseydin keşke.   Biraz tatsız bir durum oldu bu böyle.
Saffet Ferit Ne tatsızı canım. Kurtuldu kardeşim boklu donları yıka­maktan.
Bahattin Arkadaşlar ben de katılıyorum. Ayrıca sizin için bir sakıncası yoksa tiyatronun fuayesinde bir kafe işletmek istiyo­rum.
Halit Harika bir proje. Bir kültür merkezine doğru eviriliyoruz.
Servet Köpek elbisesi işi ne olacak?
Bahattin Halit, bu oyunun kostümü, dekoru için epey bir kumaşa ihtiyacımız olacak. İstersen benim stoklardan uygun fiyata tedarik edebiliriz.
Saffet Ferit Helal be. Adamda müteşebbis ruh var kardeşim. Halit, Zehra’yı çağırmasak iyi olur diyorum.
Halit Niye çağırmayalım ki?
Saffet Ferit Ahlaki olarak. Kız şimdi hayır işleriyle uğraşıyor. Tiyatro yapacağız diye tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yemeyelim.
Zehra Hayır, Saffetçiğim hayır! Bildiğin gibi değil. Bahsettiğim o kampanya vardı ya, o kadar da başarılı olamadı. Dilimizi öğretiyoruz çocuklara, ilk yaptıkları şey küfretmek.
Saffet Ferit Vay pezevenkler!
Zehra Demek istediğim: Katılıyorum!
-Bravo!
-Yaşasın şerefe!..
Ziya Bilemiyorum çocuklar kafam karışık.
-Kumpanyanın şerefine!
Ziya Yakında da Almanya’ya gidicem, hay aksi!
-Mükemmel bir oyun olacak!.
Ziya Bombay’da da bir fuar var.
-Bomba gibi patlayacağız!..
Ziya Ama ısrar edilirse neden olmasın?
Sevda Halit? Zorla Evlenme kaç kişilikti?
Halit Yedi.
Sevda Biz kaç kişiyiz?
Halit (Sayar.) Yedi… artı bir.
Sevda Tamam o zaman, Ziya sen düşünmeye devam et güzelim…
Ziya Peki öyleyse ben gruptan ayrılıyorum… Allahaısmarladık…
– Kikir, kikir.
Saffet Ferit Ziya, bu grubun jön prömiyer’i kim?
Ziya Banım. (Kahkahalar)

1. PERDE, 3. SAHNE
(Saffet, Halit, Servet sahneye girerler.)
Saffet Ferit Gelin benle çocuklar, gelin böyle. Sakın ha gözlerinizi açmayın.
Halit Yahu Saffetçiğim zaten ortalık kapkaranlık, hiçbir şey görünmüyor ki.
Saffet Ferit Tamam kardeşim kapa çeneni, gözlerini de kapa. Bir daki­ka durun orada. Neredeydi buranın düğmesi? Hah, işte!
Halit Bismilllahi… Oooow…Vauwv… Vauvv…
Saffet Ferit İşte karşınızda yılın en iyi oyununun dekoru! Saffet Usta’dan sevgilerle. Bütün gece bununla uğraştım ha.
Halit Ellerine sağlık Saffet Usta!   Senin de aklına sağlık Servetçiğim gerçekten de çok yalın bir tasarım olmuş. Harika!!
Servet Tahta.
Saffet Ferit Hıı, meşe.
Halit Meşe, meşe, meşe!!
Servet Bizim oyunun dekoru bu mu Saffet?
Saffet Ferit Evet!
Servet Sen ne yaptın be? Ne yaptın? Ulan benim bir adım var bu piyasada, rezil mi edeceksin sen beni?
Halit Ne oldu bir problem mi var Servetçiğim?
Servet Bir problem mi dedin? Bu dekorun tamamı bir problem. Allahın belası adam. Ulan sana saatlerce masa başında anlatmadım mı? Yine bildiğini yaptın değil mi? Benim yap­tığım tasarımla bunun uzaktan yakından bir alakası yok.
Halit Ne yaptın sen? Ne yaptın?
Saffet Ferit Birkaç ufak tefek değişiklik yaptım.
Halit Birkaç ufak değişiklik yapmış canım eski haline getiririz.
Servet Yahu Halit, allahını seversen saçmalama, yanlış diyorum sana, yanlış! Baştan aşağı yanlış. Bir kere kullanılan malzeme yanlış. Ben bütün sahneyi bakır alaşımlı yekpare çelik panolarla kaplamayı düşünüyordum. Sonra tam buraya son derece gerçekçi, natüralist bir tarzda inşa edilmiş bir sokak dekorunun üstüne fıstıki yeşil bir bran­dadan yapılmış bir kubbe yerleştirilecekti. Yani gotik mimarinin köşegen üslubuyla bizim Osmanlı’nın kubbeli mimari anlayışı bir arada, bize bir gönderme yapma mese­lesi, çaktın mı dalgayı? Sonra Sganarelle’in evi: Tam buraya oturtulacaktı; devasa bir bina olacaktı ve üzeri tamamen fayanslarla kaplanacaktı. Üstüne de meme biçimi verilmiş cumba yapılacaktı; adamın evlilik ve cinsellik saplantılarını vurgulamak için, anlıyor musun, Fellini tarzı bir şey?
Saffet Ferit Yahu Servet! Senin o dediğin dekorla biz nasıl turne yaparız? Nasıl köy köy, kasaba kasaba dolaşırız? Değil kamyon, tırla bile zor taşınır senin tasarladığın dekor.
Servet Halitçiğim söylesene: Turneye göre dekor tasarlanır mı hiç? Burada bir yaratım söz konusu.
Saffet Ferit Maksat pano değil mi kardeşim? Al işte sana pano! Hem çok amaçlı olarak kullanılabilir. Mesela şurayı kapı olarak kullanabilirsin. Pencereden bakarsın, Sonra Dorimene şurada saksıları sular.
Servet Yaptığın şu iş var ya, müsamere düzeyini aşamıyor. Sende şu kadarcık bile tasarım konsepti yok. Yok!
(Saffet Ferit Servet’in üzerine doğru yürür.)
Halit Saffet ne yapıyorsun? Sakin ol, sakin ol. Bırak o çekici. Bak sonradan pişman olacağın bir şey yapma sakın!
Saffet Ferit İşte çekiç, işte çiviler. Bildiğin gibi yaparsın. Gözlüklü züppe!
Halit Ne yapıyorsun sen?
Saffet Ferit Bırak yahu! Bütün gece bununla uğraştım ben.
Halit Sakin ol biraz.
(Sevda elinde bir adet program dergisiyle girer.)
Sevda Süpriiiz! Çocuklar program dergilerimiz çıktı. Halit, baksana, beklediğimden çok daha iyi oldu.
Halit Hah ha ha… Mükemmel! İşte program dergileri de çıktı. Bu iş bu kadar. Muhteşem!
Servet Sevda o program dergilerinde dekor tasarım kısmında kimin adı yazıyor hayatım?
Sevda Şekerim tabi ki senin adın yazı… Aaa. (Dekoru fark eder.) Muhteşem, muhteşem. İzin verin arkadaşımı kutlayayım. Servet yine yaptın yapacağını. Bravo, bravo..
Saffet Ferit Bir dakika, bu dekoru ben yaptım!
Sevda Nasıl?
Halit Dekor uygulama Saffet Ferit’e ait, ama tasarım tabii ki Servetin.
Servet Evet, sevgilim evet. Tasarım bana ait ama uygulamada birtakım sorunlar bu dekora son bir kere benim dokunmam gerekecek. Saffet, bizde asimetrik dekupaj var mı?
Saffet Ferit Hm?
Servet Asimetrik dekupaj!
Saffet Ferit Ne bileyim, orada testere törpüler var, onların arasına bak.
Servet O zaman dekora son bir kez dokunabilirim.
Saffet Ferit Yanlız Halit, buraya, ‘Dekor Uygulama: Saffet Ferit’ olarak yazılması lazım.
Halit Bir fikrim var: Bilgisayardan çıktı alıp, ‘Dekor Uygulama: Saffet Ferit’ olarak aralara ekleriz.
Sevda Halit, bu program dergisinin altında benim ismim var. Tabii ki öyle yamalı bohça gibi bir şeyin altına imzamı atmam. Yeniden basılması lazım.
Saffet Ferit Adımın yazılmasında ısrar ediyorum.
Sevda Öyle mi güzelim. O zaman mademki dekorları sen uyguladın, bir zahmet program dergilerini de uygula. Yani yeniden bastır. Çünkü benim rolüme konsantre olmam lazım. Biliyorsun Halit, değil mi, biliyorsun.
Halit Tabi ki güzelim.
Sevda Sana kolay gelsin.
Saffet Ferit Tamam canım, bastırırım bastırmasına da… buraya ‘Program Dergisi Uygulama: Saffet Ferit’ yazılır ona göre.
Halit Her yere kendi adını yaz!!! Yani gereken her yere kendi adını yaz Saffetçiğim. Bu senin hakkın.
Saffet Ferit Yazarım tabii.
(Saffet çıkar. Sevda rolüne çalışmaya başlar.)
Sevda Yoo! Lycaste ben aslında seni seviyorum. Olmadı. Duyguya giremedim. Bir daha deneyeyim… Dur yapmal
Halit Harika, harika! Devam, devam.
(Ayten cep telefonuyla konuşarak girer.)
Ayten Yok şekerim, yok! Bu sefer kesin kararlıyım asla dönmeyeceğim o adama. Niye üzüleyim canım. Zaten benim sürekli provalarım var. Ah! Şimdi provam başlamak üzere, ben seni sonra ararım. Merhaba Halit.
Halit Ayten, yeni dekorları nasıl buldun?
Ayten Hm. Güzel, güzel. Ben içerde hazırlanıyorum. Sen beni çağırırsın.
(Bahattin, üzerinde köpek desenleri bulunan bir top kumaşla girer.)
Halit Bahattin, nasıl? Yalın değil mi?
Bahattin Nasıl abi?
Halit Dekor yani, tasarım olarak yalın değil mi?
Bahattin Haa! Abi biraz yalın olmuş.
Halit Çok mu yalın olmuş? Kötü mü yani?
Bahattin Yok abi. Tam kıvamında bir yalınlık, yalınnn!
Halit İyi mi yani?
Bahattin Sen iyi diyorsan iyidir be abi. Yalın diyorsan yalındır. Yalın abim benim.
Halit Bahattin sen benden bir şey mi isteyeceksin?
Bahattin Abi provalara başlayalı iki ay oldu.   Hala bu benim kumaşlardan bir metre bile almadın.
Halit Ama güzelim sen daha önce de getirdin bunları. Bunların üstünde köpek deseni var. Nasıl kostüm yapalım bunlar­dan. Bak tam kostümün ortasına köpek deseni geliyor.
Bahattin Bu İngiliz kumaşı abi. Tersini çeviriyorsun, bak, hiçbir şey belli oluyor mu?
Halit Tamam, tamam ben bunu kendi adıma aldım. Sen bunu içeriye götür. Provaya geçelim, geç kalıyoruz.
Bahattin Ötekileri nereye koyayım abi.
Halit Hangilerini?
Bahattin 20 top daha var da.
Halit 20 top mu? Tamam, onlara da bir çare düşünürüz. Provaya geç kaldık. Hadi arkadaşlar provaya geçelim. (Ayten ve Sevda panoların arkasından sahneye gelirler.) Hangi sah­neyi alacağız bugün? Hah, çingeneler sahnesiyle başlayalım. Nerede öbür çingene?
Ayten Bilmiyorum, Zehra ortalarda yok.
(Saffet Ferit elinde bir çiçekle gelir.)
Saffet Ferit Ayten sana bir çiçek gelmiş. Kuliste duruyordu.
Ayten Çiçek mi? Ver bakayım.
Sevda Saffet dikkatli baktın mı? Bana yok muydu?
Saffet Ferit Yok güzelim, sana oyun başlayınca gelecek.
Halit Kimden gelmiş?
Saffet Ferit Mahmut diye birisi yollamış, tanıyor musunuz?
Bahattin Kocası!
Ayten Alo! Evet benim. Şimdi aldım çiçeğini. Teşekkür ederim, çok naziksin.     ,
Halit Barışmak için yolladı galiba.
Saffet Ferit İyi de, barışırsa oyunda oynamaz ki bu.
Halit Oynar canım. Neden oynamasın?
Ayten Ben de seni özledim tabii ki. Kız ne yapıyor?
Saffet Ferit Eyvah! Şimdi de kız muhabbeti. Bu Ayten gitti gider, ben size diyeyim.
(Ayten dekorların arkasına doğru çekilirken Ziya ve Zehra girer. Zehra’nın bacağı sargılıdır. Ziya onun yürümesine yardım etmektedir.)
Zehra Ay, Ziyacığım, yavaş yavaş, aman off… Dayanamayacağım galiba..
Ziya Yaa ne bakıyorsunuz bir sandalye getirsenize!
Sevda Aaa, ne yaptın şekerim böyle?
Ziya Gel canım otur şöyle. Nasıl? İyi misin şimdi?
Zehra Sağol hayatım, şimdi daha iyiyim.
Bahattin Ne oldu sana? Geçmiş olsun.
Ziya Bileğini burkmuş.
Saffet Ferit Ne?! Bileğini mi burkmuş!? Nasıl burkarsın bileğini oyuna bir hafta kala? Numara yapıyor kardeşim. Rolünü çıkara­madı onun için yapıyor.
Zehra Şekerim ata biniyordum. Hayvan birden huysuzlandı. Ben de düştüm. Kusura bakmayın ama yine de çalışmaya geldim.
Saffet Ferit Geldin, geldin, ama topal topal geldin! Ne faydası var? Eskiden de böyle yapardı bu. Hatırlamıyor musunuz?
Halit Tamam Saffet sakin ol!
Zehra Canım,   ben de üzülüyorum zaten.   Ama merak etme Halitçiğim, iki aya kadar iyileşirmişim.
Halit Ne?! İki ay mı? Sen çıldırdın mı be kadın? Bir hafta sonra oyunumuz var. Hangi akla hizmet gittin bindin beygire.
Saffet Ferit Tamam Halit sakin ol!
(Zehra ağlamaya başlar.)
Zehra O bir kere kısrak adı da Dolunay. Hiç böyle yapmazdı. Çok marifetli bir attır.
Halit Beygir, aygır anlamam. Marifetliyse onu getirseydin. Senin yerine onu oynatırdık.
Bahattin Sakin ol Halit.
(Halit bayılır.)
Saffet Ferit Halit! Halit ne oldu sana?
Ziya Bayıldı galiba? Ne oldu böyle birden bire?
Bahattin Kendine gel Halit!
Ziya Bir şeyler söylemeye çalışıyor.
Halit İlacım…
Saffet Ferit İlaç mı? Nerede?
Halit Cebimde…
Saffet Ferit Bu mu? (İlacı verirler. Halit kendini biraz daha iyi hisseder.) Kaldırın. Ne ilacı bu böyle?
Halit Tansiyon ilacı. Arada bir tansiyonum düşüyor da.
Saffet Ferit Oyunda da düşmesin tansiyonun.
Halit Yok canım. İlacımı içer öyle çıkarım sahneye.
Saffet Ferit Bütün oyun sahnedesin de, onun için dedim.
Halit Böyle üç oyun çıkarırım ben arka arkaya.
Saffet Ferit Çingeneler ne olacak Halit?
Halit Hıı, çingeneler! Zehra, sen benim kusuruma bakma! Ben demin biraz fevri davrandım. Ama biliyorsun bu oyunun anlamı bizim için çok büyük. 20 yıl sonra toplandık bir araya geldik. Bu yüzden seni de aramızda görmek isteriz. Ne dersin, bu halde oynayabilir misin? Böyle bir fedakârlıkta bulunur musun bizim için?
Zehra Elimden geleni yapmaya çalışırım Halit.
Halit Bravo, bravo! İşte gerçek tiyatro aşkı bu. Arkadaşlar, birinci sahneden itibaren şöyle bir oyunun akışım alalını.
Ziya Kusura bakma Halitçiğim, ben birinci sahne için henüz hazır değilim.
Halit Ziya senin birinci sahnede rolün yok ki!
Ziya Olmaz olur mu Halitçiğim? Ben bu oyunun jön prömiyesi değil miyim?
Saffet Ferit Ziya oyunu okumadın mı hala?
Halit Okudu canım, okudu. Biliyor yahu.
Saffet Ferit Bir dakika, bir dakika. Anlat bakalım: Neler oluyor bu oyunda?
Halit Biliyor yahu, bilmez olur mu?
Ziya Anlatırım canım. Cimri bir adam var…
Halit Yok o değil.
Ziya Hasta bir adam var.
Halit Yaşlı..
Ziya Yaşlı bir adam var.
Halit Yaşlı bir adam, biliyor işte.
Saffet Ferit Söyle bakalım ilk sahnede kim giriyor?
Ziya Ben giriyorum.
Saffet Ferit Hayır ulan, Mösyö Geronimo giriyor. Bak şimdi, Sganarelle evlenmek istiyor, ama evlenmeden önce birine akıl danışma ihtiyacı duyuyor. Mösyö Geronimo’ya soruyor, ‘evleneyim mi evlenmeyeyim mi’ diye. O da Sganarelle’in çok yaşlı olduğunu, bu yaştan sonra evlenmesinin hiç akıl karı “olmadığını söyleyip hafif yollu dalga geçiyor. Sganarelle de tutturuyor ben evleneceğinim diye. Bunun üzerine Geronimo’da, ‘ne halin varsa gör’ deyip gidiyor. Ondan sonraki sahnede kim giriyor?
Ziya Ben giriyorum.
Saffet Ferit Dorimene giriyor. Dorimene! Sganarelle ile fingirdeşiyorlar. Sonra Dorimene alışverişe gidiyor. Ama Sganarelle kızı fin­girdek bulduğu için işkilleniyor. Sonraki sahnede..
Ziya Ben giriyorum!
Saffet Ferit Ben giriyorum, ben! Geveze filozof Pancreace giriyor! Bana soruyor evleneyim mi diye. Ben kendi kendime konuşup bir türlü bunu dinlemiyorum. Ondan sonraki sahnede kim giriyor?
Ziya Ben giriyorum!
Saffet Ferit Servet giriyor. Şüpheci filozof Marphurius giriyor. Sganarelle ona evlilik meselesini soruyor, filozof da ‘olabilir de olmayabilir de’ ‘ya biri ya öteki’ gibi abuk subuk cevap­lar veriyor. Ondan sonraki sahnede kim giriyor?
Ziya Ben giriyorum!
Saffet Ferit Çingenler giriyor!!! Çingenler!!!
Halit Çingenler giriyor, çingenler. Biliyor yahu!
Saffet Ferit Peki çingenlerden sonra kim giriyor?
Ziya Ben girmiyorum!
Saffet Ferit