Mimesis 9 Üzerine

Mimesis Tiyatro/Çeviri-Araştırma Dergisi’nin 9. sayısı iki kapsamlı çeviri dosyası ile açılıyor. Tiyatroda dramaturji üst başlığının çerçevesi içinde Brecht’in Shakespeare’e bakışını araştıran ilk dosyanın ardından dans tiyatrosunun önemli ismi Pina Bausch’un çalışmalarını ele alan dosya geliyor. Türkiye tiyatrosunda tarihsel oyun türünün kapsamlı bir şekilde ele alındığı bir tez çalışması; Peter Handke’nin “Kaspar” adlı oyununa dair bir yorum ile Türkiye tiyatrosunun son dönem yazarlarına değinilen bir makaleden oluşan özgün yazıları, son bölümde “Kısa Kadın Oyunları”, 24:00 ve Yeni Bir Hayat İçin çalışmalarıyla oyun metinleri ve bu metinlerin sahnelenmesine dair yorumlar izliyor. Ömer F. Kurhan’ın Tiyatro Boğaziçi’ne dair değerlendirmelerini içeren söyleşi bu sayının son çalışmasını oluşturuyor.

Fırat Güllü “Brecht Shakespeare’i Nasıl Yorumlamıştı” başlıklı yazısında ilk dosyanın temasını oluşturan Bertolt Brecht’in Shakespeare’e yaklaşımı için bir çerçeve sunuyor. Yazıda Brecht’in Shakespeare’le giriştiği hesaplaşmaların kısa bir tarihçesi de yer alıyor. Ruby Cohn tarafından yazılan “Brecht Shakespeare’i Değiştiriyor”da Brecht’in tiyatro hayatının farklı dönemlerinde ele aldığı Shakespeare metinlerine Coriolanus, Kısasa Kısas, Hamlet, Romeo ve Juliet, Arturo Ui’nin Engellenebilir Yükselişi özelinde nasıl yaklaştığı ve uyarlama çalışmalarının temel yönelimleri ele alınıyor. Margot Heinemann ise “Brecht Shakespeare’i Nasıl Okudu” başlıklı makalesi ile Brecht’in çalışma notları ile Messingkauf Diyalogları ve Tiyatro İçin Küçük Organon’dan yola çıkarak onun Shakespeare’e dair yorumlarının ne yönde değişim gösterdiğini incelerken, politik tiyatro açısından Shakespeare’in durabileceği yeri tartışıyor. “Brecht: Farklı Bir Gerçeklik” başlıklı yazıda Jonathan Dollimore Brecht’in gerçeklik anlayışını ve Elizabethyen tiyatroda bu anlayışın yansımalarını tartışırken, doğalcılık ile gerçekçilik arasındaki farkları ortaya koyuyor. Brecht’in Shakespeare’e yaklaşımını konu edinen dosyanın bundan sonraki bölümüyse asıl olarak Brecht’in yazdığı metinlerden oluşuyor. Messingkauf Diyalogları’ndaki Shakespeare ve eserleri ile ilgili diyalogları içeren “Shakespeare’in Tiyatrosu” başlıklı bölümün ardından, Brecht’in oyuncu eğitimine yönelik olarak karakterlerin toplumsal boyutlarıyla kavranmasını sağlamak amacıyla yazdığı “Romeo ve Juliet: Uşaklar” ile “Macbeth: Kapıcının Evinde Cinayet” başlıklı sahne metinleri yer alıyor. Brecht’in bu çalışma metinleri bir oyundaki karakterlerin politik açıdan nasıl yorumlanabileceği ve benzeri Shakespeare metinlerine nasıl yaklaşılabileceği sorularına yanıtlar arıyor. Brecht’in ve diyalektik tiyatro anlayışının kuşkusuz en önemli metinlerinden biri olan “Tiyatroda Diyalektik” başlıklı tartışma metni ise hem bir dramaturji yöntemine örnek teşkil etmesi hem de bir Shakespeare oyununun yorumlanması açısından örnek bir çalışma olarak dosyada yerini alıyor. Söz konusu metin, Ahmet Cemal tarafından çevrilen ve 1980 yılında basılan Sosyalist Gerçekçilik ve Toplum adlı kitaptan aynen alıntılanarak yayınlandı. Bu dramaturji tartışmasını desteklemek üzere yer verdiğimiz “Coriolanus Üzerine Berliner Ensemble ile Söyleşi” ise uygulamada Coriolanus’un Brecht sonrasında nasıl ele alındığını ve sahnelemede oluşan yorumu bize aktarıyor. Dosyanın son yazısı ise Günter Grass’ın. Plebler Ayaklanmayı Deniyor adlı oyunuyla aynı cilt içinde yayınlanan bu konuşmasında Grass, Coriolanus oyununun tarihsel arka planını ve Shakespeare’in metnini temel alarak Brecht’in metninin bir eleştirisini yapıyor. Ancak Grass edebi eleştiri alanıyla kendini sınırlamayıp 16-17 Haziran 1953’te Doğu Almanya’daki işçi eylemleri sırasında Brecht’in takındığı tavırdan yola çıkarak “Tiyatroda Diyalektik” makalesindeki Brecht’i ve onun dramaturjisini tartışmaya açıyor.

Mimesis’in ikinci çeviri dosyasının konusunu oluşturan Pina Bausch ve dans tiyatrosu üç farklı dönemiyle incelenirken bu bölüm Pina Bausch’un çalışmalarının bir kronolojisiyle açılıyor. “Pina Bausch’un Estetiği: Dansın Yeni Bir Tanımı” başlıklı çalışmasıyla Jochen Schmidt, Bausch’un repertuarına ve estetik anlayışına dair genel bir değerlendirme sunarken; dans tarihçisi Susan Allene Manning ile Melissa Benson’ın 1985 yılında hazırladıkları ve Brooklyn Müzik Akademisi’nde sergiledikleri “Kesintili Süreklilik, Almanya’da Modern Dans: Fotoğraflı Tarih Denemesi” başlıklı çalışma dans tiyatrosunun yüzyıl başında doğuşuna öncülük eden Almanya kaynaklı yeni dans formlarını ve geleneğin 70’li yıllara uzanan öyküsünü fotoğraflı bir tarihçe biçiminde sunuyor. İkinci bölümde, Pina Bausch’un olgunluk dönemi olarak kabul edilen 70’li yılların ikinci yarısındaki gösterilerinin değerlendirilmesine yer veriliyor. “Pina Bausch Tiyatrosu” başlıklı bu bölümün ilk yazısında Raimund Hoghe Bausch’un ve Wuppertal Dans Tiyatrosu’nun olgun dönem sahne çalışmalarını analiz ederek yöntemi ve dans tiyatrosu anlayışını ele alıyor. Bu makalenin ardından dans tiyatrosu eleştirilerinde iki uç noktayı temsil eden ABD’li ve Alman eleştirmenlerin görüşlerini ve bu iki farklı geleneğin dans ve dans tiyatrosu anlayışlarını karşılaştırma olanağı sunan, Pina Bausch ve Wuppertal Dans Tiyatrosu’nun 80’lerin ortalarında gerçekleştirdiği Kuzey Amerika turnesi sonrasında yazılmış üç yazı geliyor: Johannes Birringer tarafından kaleme alınan “Sınırların Ötesinde Dans Etmek”, bir sempozyumdaki tartışmalardan oluşturulan “Tanztheater: Linç Kalabalığının Heyecanı mı yoksa Bir Kadının Öfkesi mi” ve Susan Allene Manning’in “Amerikan Bakış Açısıyla Dans Tiyatrosu”. Daha yakın tarihlerde yazılmış makaleleri içeren son bölümde Gabrielle Cody tarafından yazılan “Kadın, Erkek, Köpek, Ağaç”’ta Pina Bausch’un dans anlayışı analiz edilmeye çalışılırken, onun geçmişte ve bugün bu alanda çalışan diğer sanatçılarla buluştuğu ve ayrıştığı noktalar ele alınarak, tanztheater kavramının açımlanması yolunda bir adım daha atılıyor. Norbert Servos “Kendi Bedenimizdeki Deneyimden” başlıklı yazısında Pina Bausch’u beden dili ile toplumsal ilişkiler arasındaki bağlantıyı sorgulama ve ortaya koyma noktasında ele alarak modern dans tarihinin geldiği farklı veçheyi vurguluyor. Dosyanın son bölümü olan belgeler bölümü, 1978-1995 yılları arasında Pina Bausch ile yapılan ve onun çalışma yöntemine dair somut veriler sunan altı söyleşiden ve Walzer gösterisinin provaları sırasında kaydedilen sorular ve tema önerilerinin yer aldığı bir yazıdan oluşuyor.

Mimesis Tiyatro/Çeviri-Araştırma Dergisi’nin bu sayısında özgün yazılar bölümünde yer alan ilk çalışma İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nde öğretim üyesi olan Kerem Karaboğa’nın yine aynı bölüme verdiği yüksek lisans tez çalışması olan “Türkiye Tiyatrosunda Tarihsel Oyunlar”. Karaboğa bu kapsamlı çalışmada Türkiye’de yazılan tarihsel oyunların politik, ideolojik dayanaklarını analiz ederken, bu alanda yazılmış eserlerde yer alan tarih anlayışı ile estetik anlayışları sınıflayarak, bunları tarihsel oyun yazımının önemli isimleri Shakespeare ve Brecht’le karşılaştırıyor. Çalışmanın son bölümü ise “politik ve estetik bir karşı tavır nasıl oluşturulabilir” sorusunu yanıtlamaya çalışıyor.

Essen Üniversitesi öğretim üyesi Zehra İpşiroğlu “Modern Bir Oyuna Postmodern Bir Yaklaşım: Kaspar” başlıklı çalışmasında Peter Handke’nin Kaspar adlı oyununun Mulheim Ruhr Tiyatrosu’nda Roberto Cuilli tarafından sahnelenmesinden yola çıkarak, oyunun bu yorumunu özgün metinle karşılaştırıyor. Benzer temalara sahip oyunlarla yapılan karşılaştırma ve göstergebilimsel çözümleme ile oyuna yaklaşan İpşiroğlu sahnelemede ortaya çıkan postmodern eğilimlerin seyirci alımlamasında oluşturduğu etkiyi ve bu yolla oluşan sahne dilini sorguluyor.

Bu bölümün son yazısı ise sosyo-ekonomik koşulların yakın dönem Türkiyeli tiyatro yazarlarının oyunlarındaki yansımalarının incelendiği Filiz Elmas Özağ’a ait “Piyasa Ekonomilerinde Türkiye ve/veya Tiyatro”.

Çeşitli prodüksiyon çalışmalarının bir araya geldiği bölüm Boğaziçi Üniversitesi’nde kadın hareketi içinde yer alan kadın tiyatrocuların oluşturduğu ve sergilediği kısa kadın oyunlarını içeriyor: Sevilay Saral’ın yazdığı Beş Kadın, Kadın Masalları, Düş Dostları ile Sevilay Saral ile Ayşe Çetiner’in birlikte yazdığı Uykudan Önce bu bölümde yer alan oyunları oluşturuyor.

1998 yılında Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları tarafından sahnelenen bir dans-tiyatro çalışması olan 24:00’ın senaryosunu, oyunun reji grubunda yer alan Burcu Babaoğlan ile Kerem Eksen’in oyun çıkış sürecini değerlendirdikleri “24:00, Süreç Üzerine” başlıklı yazı izliyor.

Bu bölümde yer alan diğer prodüksiyon çalışması ise ilk olarak 2000-2001 oyun sezonunda sahnelenmeye başlanan ve Mimesis’in bu sayısının yayınlandığı tarihte 100. gösterimine ulaşan bir Tiyatro Boğaziçi prodüksiyonu: Yeni Bir Hayat İçin. Oyunun 2001 yılı Haziran’ındaki versiyonu ardından oyunu Uluç Esen’le birlikte oluşturan ve oynayan Cüneyt Yalaz ile oyun üzerine yapılmış bir söyleşi ile prodüksiyonlar dosyası tamamlanıyor.

Mimesis’in son yazısı ise Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni Ömer F. Kurhan ile yapılan bir söyleşiden oluşuyor. Ömer F. Kurhan Tiyatro Boğaziçi’nin Şvayk’ın Übü ile Tarihi Karşılaşması adlı prodüksiyonu sonrasında içinde bulunduğu tiyatral ve politik durumu tartışırken, bu süreçte ortaya çıkan sorunları ele alıyor. Amatör Tiyatrolar Çevresi’nin sorunları ile İstanbul Alternatif Tiyatrolar Platformu oluşumunun da konu edinildiği söyleşi, Tiyatro Boğaziçi’nin Hamlet çalışmasına yönelik değerlendirmeleri de içeriyor.

2002

Bu Sayıya Katkıda Bulunanlar:

Meltem Aravi, Devrim Umut Aslan, Burcu Babaoğlan, Ahmet Cemal, Ayşe Çetiner, Bedirhan Dehmen, Kerem Eksen, Gökhan Gökçen, Fırat Güllü, Zehra İpşiroğlu, Kerem Karaboğa, Murat Kemaloğlu, Mine Koçak, Ömer F. Kurhan, Berna Kurt, Zeynep Kutluata, Zeynep Okan, Barış Orak, Filiz Elmas Özağ, Mutlu Öztürk, Seda Saral, Sevilay Saral, Ayşan Sönmez, Bora Tanyel, Gülbahar Tunç, A. Cüneyt Yalaz, Süha Yaygın, Betül Zenginobuz