18 Temmuz’da başlayan ve 28 Temmuz’da sona erecek bu proje için Nusaybin Belediyesi tarafından davet edilen ve Türkiye’nin her yerinden sinemacılar, fotoğrafçılar, heykeltraşlar, akademisyenler, sosyologlar, belgesel yapımcıları, insan hakları savunucuları, feminist aktivistler ve tiyatrocular Nusaybin’de kadınlarla buluşuyor.
Atölyelerle nasıl bir kadın kenti istenildiği tartışılıyor
Projede cam altı atölyeleri, boyama, sinema, fotoğraf, heykel ve tiyatro gibi etkinliklerin yanı sıra, kadınlar cinsel şiddet ve kadın hakları konularının tartışıldığı, “nasıl bir kadın kenti istiyoruz?” sorusuna cevap aradıkları atölyelerde kentte yaşadıkları zorluklar ve Nusaybin’e dair hayallerini anlatıyorlar.
Nilgün Yurdalan’ın moderatörlüğünü yaptığı cam boyama atölyesinde, kadının nasıl resmedildiğini tartışılırken, kullanılan kadın imgeleri kadın bakışıyla yeniden yorumlanıyor.
Serra Akcan’ın moderatörlüğünü yaptığı fotoğraf atölyesinde “Nusaybin nasıl bir kent” tartışması fotoğraflara taşınıyor.
Özlem Çolak ile tiyatro atölyelerinde, ilk defa sadece kadınlar olarak bir araya gelen Nusaybinlilerle tiyatroda ve hikaye anlatımında kadın bakış açısı tartışılıyor.
Cinsel Şiddet atölyesi moderatörlerinden, Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu aktivisti ve Amargi Kadın Kooperatifi üyesi Esen Özdemir Nusaybinli kadınlara “cinsel şiddet nedir? Tecavüzün bitmasine dair ümitlerimiz nedir? Bunun iktidarla ilişkisi nedir?” gibi konuları anlatıyor.
Proje kapsamında bir de “Kadın Barışı Taşa Nakşediyor” adlı heykel atölyesi düzenleniyor. Atölye sonunda kadın dayanışmasını sembolize eden heykel tamamlanmış olacak.
Ayrıca atölyelerden çıkan fotoğraflar ve camaltı boyamalar için bir sergi açılması, tiyatro çalışmasının bir gösteriyle sunulması ve sinema atölyesinin bir projeyi anlatan belgesele dönüştürülmesi planlanıyor.
Çiçek Tahaoğlu
