Ah, Krapp… Beckett’in Yalnız Kahramanı Üzerine

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri/ Krapp’ın Son Bandı [Krapp’s Last Tape] yalnızlık üzerine bir deneme, bu nedenle onu haftada 10 kere oynamak yoğun bir deneyim oldu.

Guardian, 23 Temmuz, 2014 Çeviri: Verda Habif

 John Hurt in Krapp's Last Tape

‘Öfkenin dozunu azalttım’ … John Hurt, Krapp’ın Son Bandı. Fotoğraf: Elliott Franks

Krapp’ın Son Bandı’nı yapmadan yıllar önce her ikisi de Beckett kilisenin piskoposları olan Patrick Magee ve Jack MacGowran’ın bu oyunu oynayışlarını görmüştüm. Magee terli ve kederliydi ve cok homurdanıyordu, MacGowran elinde olmadan soytarımsı bir nitelik edinmişti çünkü olağanüstü suratı bunu gerektirmişti.

Krapp’ı ilk önce 1999 yılında Gate Tiyatrosu adına Barbican’ın Beckett festivalinde oynadım. Barbican’dan bir yıl sonra Batı Yakası’nda bulunan Ambassadors’da birkaç hafta boyunca gösterimlere devam ettik. Böyle bir eser için bu uzun bir süredir -bilhassa haftada 10 gösterim olunca-. Çok uzun olmamakla birlikte çok yoğun bir oyun. O zamanlar, oyundan tam olarak memnun değildim. Haftada o kadar sayıda gösterim yapmak denildiği gibi “havaya girmek” için oldukça fazla –kendinizi istediğinizden daha teknik oynarken bulabilirsiniz.

En son 2013’te oyunu Dublin’de yapışım çok daha iyiydi. O zaman yönetmenliği Michael Colgan almıştı. Öfkenin dozunu bayağı bir azalttım. Hiçbir zaman öfkenin çok güçlü bir duygu olduğunu hissetmemişimdir. İnsanların sahne üzerinde belirli bir sebep olmadan bağırmaları hoşuma gitmez. Bunun bir etkisi yoktur. Başka bir yol bulmanız gerekir.

Krapp’tan önce hiç Beckett oyunu yapmamıştım ve o günden beri onun diğer oyunlarından herhangi başka birini de yapmadım. Ben her zaman Krapp’ın otobiyografik bir eser olduğunu hissetmişimdir. Her an hissedersiniz ki, “Çok şükür ki…” diyen Sam’dir. Krapp’ı oynayan herkesin onun varlığı için belirli bir neden bulması gerekir. Benim için o yalnızlık üzerine bir tür denemedir –ve aynı zamanda Krapp’ın çok iyi farkında olduğu gibi kendini kandırma üzerinedir. O herhangi bir bağımlı kişi gibidir. Bir yanı “Bunu yapmamalıyım” derken diğer yanı “Ama yapacağım –ve dahası yapacağım,” der. O noktada türlü türlü hususi tartışmalar gerçekleşmektedir.

Ambassadors’daki gösterimler sırasında oyun Atom Egoyan tarafından filme çekildi. Bu oyunun bir filme çok kolayca dönüşebileceğini düşünürsünüz ancak Beckett aslında tiyatro için yazar. Oyun, epey samimi ve küçük görünmesine karşın, aslında öyle değil – öncelikle oldukça tiyatral bir işleyişi var. Egoyan bunu geliştirdi. Odada türlü türlü ufak süs eşyası ve bir pencere vardı ve ben bütün bunlara bir türlü alışamadım. Oyunun benden kısmen çalındığı hissine kapıldım- bencilce bir tepki fakat söz konusu bu oyun olduğunda çok bencil oluyorum.

Oyun boyunca çalınan genç Krapp’ın sesini Barbican gösterimleri için kaydetmiştim. Batı Yakası’ndan Washington DC’ye ve New York’a kadar daha sonraki bütün sahnelenmelerde bu kayıt kullanıldı. Bu kayıtta yaptığım şeyden hoşnutsuzluğum arttıkça bu durum bugünkü Krapp’a gittikçe daha çok yaradı.

Kostüm Barbican gösterimlerinden beri değişmedi. Beckett çok iyi bir kriket oyuncusuydu ve biz de 1920’lere ait kramponları çıkartılmış harika bir çift beyaz kriket botu bulduk. Ve ayakkabılar gıcırdıyordu! Biz de düşündük ki, pekala, Sam buna inanılmaz çok sevinirdi. Hala gıcırdıyorlar. Nedenini bilmiyorum…

Paylaş.

Yanıtla