Mimesis Haber / Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü (bükak) tarafından düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında, bu sene de sinema oyuncusu ve yönetmen Türkan Şoray ile Kasım ayında piyasaya çıkan “Sinemam ve Ben” kitabı üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi. Gençler ile buluşmanın kendisi için çok değerli olduğunu belirten Türkan Şoray, etkinlik boyunca, sinema hakkındaki görüşlerini, Yeşilçam’da bir kadın olarak nasıl yer aldığını ve Türkiye’nin içinden geçtiği dönem üzerine görüşlerini öğrenciler ile paylaştı.
Türkan Şoray sinema hayatı boyunca mesleğine başladığı ilk günden itibaren canlandırdığı kadın karakterler aracılığıyla pek çok farklı kesimden kadının acılarına ortak olduğunu, insanların bu karakterlerin başkaldırmalarından cesaret aldığını ve canlandırdıkları karakterler aracılığı ile kadınlara cesaret vermenin, kadın oyuncular için bir misyon haline geldiğini belirtti. Ayrıca zaman geçtikçe canlandırdığı karakterler ile kendisinin de kişisel olarak güçlendiğini ekledi; “Sinemaya ilk başladığımda özgüvenden yoksundum. Oynadığım karakterlerle kişiliğim de değişti. 80’lerden sonra daha kendine güvenli özgür bir kadın oldum.”
Oyuncuların sırça köşkte yaşamamaları ve toplumsal meselelere duyarlı olmaları gerektiğini söyleyen oyuncu, son dönemde yaşanan gelişmelere dair; Kürt meselesinin çözülmesinin çok önemli olduğunu, bir anne olarak artık insanların evlat acısı çekmemesini, annelerin ağlamamasını dilediğini belirtti. “Artık barış olsun hepimizin isteği bu” diyerek barış talebini dile getirdi.
Dila Okuş/ Mimesis Haber
