Tiyatro Hizmeti Üretimi-II / “Sistem İçinden” Bir Model Önerisi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Sacit Hadi Akdede

Giriş

Bir önceki yazıda tiyatro alanının mevcut iktisadi durumu ortaya konmuştu. Bütçe bakımından, ödenekli tiyatrolarla bağımsız tiyatrolar arasında çok büyük farkların olduğu vurgulanmış, seyirci sayısı, oyun sayısı, temsil sayısı gibi faktörler göz önüne alındığında ise ödenekli tiyatroların dışındaki tiyatroların daha büyük rakamlara ulaştığı dile getirilmişti. Bu yazıyı okumadan önce bir önceki yazıyı okumak faydalı olabilir.

Burada önereceğimiz modelin amacı bağımsız tiyatroların sürekliliğini sağlayacak bir yapıyı oluşturmaktır. “Bağımsız tiyatroların sürekliliği neden önemli olsun ki?” sorusu bazıları tarafından sorulabilir. Bağımsız tiyatrolar kültürel çeşitliliği sağlayan, daha fazla kamusal alan yaratan, tiyatronun toplumla olan ilişkisinde topluma daha yakın olabilen tiyatrolardır. Bir sonraki yazımızda sadece bağımsız tiyatroların sürekliliği için değil, tiyatro alanına ilişkin gerçekleşmesi istenen olası amaçların nasıl gerçekleştirebileceğine ilişkin genel bir model önerilecektir. Seriyi tamamlayacağını düşündüğümüz bir sonraki yazıda, sistemin değişmesi gereken yönlerini de belirten bir model önerisi sunmaya çalışacağız.

Bağımsız tiyatroların varlıklarını sürdürebilmeleri için kamusal kaynaklara ihtiyacı vardır. Bu kamusal kaynaklar bu zamana kadar (sistem içi) Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü (GSGM) tarafından çeşitli kriterlere göre verilen mali yardımlar olmuştur. Bu yardımların çok az olduğu daha önce çeşitli vesilelerle dile getirildi.  Bu yazıda bu yardımların parasal tutarları konusunda birkaç öneride bulunacağız.

Bağımsız tiyatrolara geçmeden önce özel/ticari tiyatrolar hakkında da konu ile ilgili birkaç noktayı dikkatlere sunmak gerekir. Bir tiyatro kamusal kaynaklara başvurmak istemeyebilir çünkü kamusal kaynaklara başvurmanın bir koşulu ve yerine getirilmesi gereken yükümlülükleri vardır.  Bu koşul ve yükümlülüklere ilerleyen satırlarda değinilecektir.  Bu tiyatrolar şahıs şirketi ya da kurumlar vergisi mükellefi kurum olarak işlem görmektedirler.  Bu tiyatrolarda yönetim kolaylığı vardır. Daha hızlı karar alabilirler. Bu tiyatrolar, ilgili işler hakkında az sayıda kişinin karar aldığı (hangi oyun sahneye konacak, kimler rol alacak, nerelerle bağlantı kurulacak, nereye turneye gidilecek, kaç temsil yapılacak, vb.), grup içinde tartışma, fikir alışverişi, müzakere gibi ortak karar alma mekanizmasının az olduğu, herhangi bir şekilde ünlü olan (Ünlü anne baba, TV dizisi ünlüsü, vb.) oyuncuların kurdukları tiyatrolardır.  Eğer kamusal tiyatro olmak istemezlerse iş çeşitliliği (Ücretli kurslar, eğitimler, sanat okulları açarak, seslendirme, sinema, TV, reklam, vb) yaratarak kâr elde edebilirler.

Bağımsız/Kamusal Tiyatrolar

Bağımsız tiyatro demek doğrudan devlete ya da bir şirkete/holdinge bağlı olmamak demektir. Örneğin DT ya da ŞT gibi olmamak demektir çünkü bu iki tiyatro tipi doğrudan devlete bağlıdır her ne kadar ŞT belediyeye bağlı olsa da «sanatkâr memur» kavramı vardır. Ödenekli tiyatrolar hiçbir kuruma proje başvurusu ve değerlendirmesine tabi olmadan bütçe elde ederler.

Bu bölümde kamu kaynağına ihtiyaç duyan bağımsız/kamusal tiyatrolara ilişkin yardımları inceleyeceğiz ve önceki satırlarda da vurgulandığı gibi mevcut sistem içinde, bu yardımların nasıl arttırılabileceği konusunu gündeme getireceğiz. Burada konumuzu ilgilendiren tiyatrolar bir önceki bölümde dile getirilen özel/ticari tiyatrolar değildir. Burada konumuzu ilgilendiren tiyatrolar, genellikle küçük salonlarda, bazıları çok küçük salonlarda, tiyatro temsilleri yapan, çoğunun kendine ait bir salonu olmayan, sigortalı sanatçı çalıştırmakta zorlanan ya da çalıştıramayan, sürekli vergi ve sigorta primi borçları bulunan, seyirci, salon bulmakta zorlanan, dönemi genellikle zararla kapatan tiyatro gruplarıdır. Burada çok doğal olarak bazılarının aklına “Bu tiyatrocular koşulları niye zorluyorlar ki, bu koşullarda niye tiyatro yapıyorlar ki; olmuyorsa kapatsınlar, başka tiyatrolarda, dizilerde, seslendirmede, reklamlarda, vb. iş arasınlar” biçiminde bir soru gelebilir. Bu soru birçok açıdan incelenebilir. Bu inceleme bu yazının konusu değildir ama çok ilginç çıkarımlarda bulunabileceğimiz bir araştırma konusu olması bakımından bu sorunun yanıtını şimdilik bir tarafa koyuyoruz.  Bu birçok açıyı incelemeden hemen şu soru da sorulabilir. Devlet niye ödenekli tiyatro yapıyor ki? Olmuyorsa kapatsın. Sürekli yüzde 95 bütçe açığı veren bir kurumu devam ettirmenin ne anlamı var? Bu son soruya verilecek cevap ne ise bağımsız tiyatroların devamlılığı için de aynı cevap verilebilir. Hatta dünyada şu anda bizdeki ödenekli tiyatro biçiminde tiyatro yapan neredeyse hiçbir ülke yokken bağımsız tiyatro türünde tiyatro hizmeti üreten, bu tür tiyatrolara fon sağlayan ülkeler, sayılamayacak kadar fazladır.  Ayrıca, toplumsal yarar bakımından bağımsız tiyatroların varlığı daha önemli olabilir.

Buradaki modelde kamusallık öncelikle hukuki olarak değil, iktisadi olarak tanımlanmıştır. Bu nokta bütün model boyunca akılda tutulmalıdır.

550 veya 600 civarında bağımsız/kamusal tiyatro olarak tanımlanabilecek tiyatronun varlığından söz ediliyor. Devletten herhangi bir şekilde mali yardım ya da destek alan özel tiyatro (ödenekli olmayan tiyatro) sayısı 2020 yılında 451 olarak rapor edilmiştir (Kültür Bakanlığı).

-Bu tiyatroların kendi içinde de bir kümelenmesi/sınıflaması mümkündür.

1-Ticari tiyatrolar (Çoğunun kendi salonu var mıdır?)

2-Normal bir tiyatro salonu (İtalyan çerçeve sahnesi ya da benzeri sahnesi, 200 ve üzeri koltuk kapasitesi) olan kamusal/bağımsız tiyatrolar. “Normal bir tiyatro salonu” diye bir kavram tiyatro literatüründe bildiğim kadarıyla mevcut değildir. Burada meramımızı anlatmak için seçilmiş ve parantez içinde tanımlanmış bir kavramdır.

3-Normal salonu olmayan, bodrum katlarına, apartman dairelerine, eski iş hanlarına veya fabrika binalarında sıkışan tiyatrolar (belki 40, 50, 100 koltuk kapasiteli?).

4-Hiçbir şekilde salonu olmayan tiyatrolar veya tiyatro grupları.

Ayrıca bir kavramı da açıklığa kavuşturmak gerekir. Burada tiyatro kavramı tiyatro grubu manasındadır. İngilizcede tiyatro sözcüğü genellikle tiyatro binası demektir. Bu bakımdan burada tiyatro öncelikle tiyatro grubu manasında kullanılmaktadır.

Mali yardımlar

Salonu olanlar ve olmayanlar açısından farklı bir kamusallık tanımlamak mümkün olabilir. Salonu olanlar açısından da 200 < koltuk (iki yüzden fazla olanlar) kapasiteli olanlar ve  <200 koltuk (iki yüzden az olanlar) kapasiteli olanlar birbirinden ayrılabilir. Ayrıca salonu olmayanlar da kamusallık başvurusu yapabilir.  Buradaki önerilerimiz değiştirilemez öneriler değildir; her öneri tartışmaya açıktır. Buradaki öneriler üzerinde düşünülebilir öneriler olarak görülmelidir.

En önemli kriterlerden biri en az beş yıldır (bu kriter değiştirilebilir) şahıs şirketi veya sermaye şirketi olarak tiyatro hizmetini sürdürüyor olmak olabilir.  Bu beş yıl kriteri piyasaya yeni girecek tiyatrolar açısından bir caydırıcı faktör olarak olumsuz bir koşul olabilir. Bu bakımdan bu yıl kriteri iki yılı tamamlamak olarak da değiştirilebilir.  Tiyatro grubunun yaşının iki yıl olması durumunda, tiyatro grubu üyelerinin daha önceki çalışmaları göz önüne alınmalı, en az beş yıllık sanatçılar(beş yıl herhangi bir tiyatroda çalışmış olmak) olduğu kanıtlanmalıdır.

Salonu olanlar açısından kamusallık

Salon, hizmetin devam etmesinin altyapısıdır. Bu bakımdan salonu olan ve en az beş yıldır ( Bu yıl sınırı yukarıda da vurgulandığı gibi değiştirilebilir çünkü objektif bir mantığı yoktur) kendi salonunda faaliyet gösteren tiyatro kamusallık başvurusu yapar. Belediye karar verir kamusal olup olmadığına; kamusallık belgesini belediyeden alır.  Belediye bir komisyon kurar. Bu komisyonda sanatçılar, akademisyenler ve kültür-sanat bürokratları olur. Sanatçılar çoğunluğu oluşturur örneğin 9 kişilik komisyonun 5 kişisi sanatçı 2 kişisi akademisyen ve 2 kişisi de kültür-sanat bürokratı veya başkanın atadığı kişiler olur. Bu komisyonu belediye meclisinde temsili olan siyasi partiler meclisteki oy oranlarına göre belirler. Komisyon meclis üyelerinden oluşmaz. Meclis üyeleri sanatçı veya akademisyenleri teklif eder. Komisyon nitelikli çoğunluk sağlandığı zaman toplanır (2/3) ve toplantıda bulunanların salt çoğunluğu ile karar alır.   Kamusal tiyatro belgesi alan tiyatro ille de bir dernek örgütlenmesi olmayabilir. Halâ gelir vergisi mükellefidir.  Vergi oranları konusunda ayrıca düşünmekte fayda vardır. Kamusallık belgesi alan tiyatroya vergi teşvikleri olmalıdır. Bu tiyatrolar başka hibe ve bağış kabul edebilir olmalıdırlar. Bu başka hibe ve bağışları aldıkları zaman bunu belediyeye bildirmek durumundadırlar. Bu yapı, “dernek”, “kamu yararına çalışan dernek” ve “kâr amacı gütmeyen firma” yapısı sisteminden daha hızlı bir çalışmayı sağlayabilir. Unutulmasın, Türkiye’de tabandan örgütlenme çok zordur. Belki bu model bir geçiş dönemi modeli olarak düşünülebilir.

Kamusallık belgesi alan tiyatro, devletin tiyatro salonlarına daha fazla turne yapar.  Kamusallık belgesi alan tiyatrolara Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü (GSGM) destekleri üç ana kategoride verilir.

  • 200 <koltuk kapasitesi salonu olan kamusal tiyatrolara destekler
  • 200> koltuk kapasitesi salonu olan (küçük salonu olan) tiyatrolara verilen destekler
  • Salonu olmayan tiyatrolara verilen destekler

Üç kategorinin bir alt bir de üst sınırı olmak üzere iki sınırı vardır. Bunun yanında büyük salonu olan kamusal tiyatronun alt sınırı örneğin küçük salonu olan tiyatrolara verilen desteğin üst sınırından daha yüksektir. Büyük kamusal tiyatroya verilecek yardımın üst sınırı ise 40 temsil (ortalama DT temsil sayısı) x DT’nin temsil maliyeti olarak belirlenir. Örneğin DT’nin bir temsil maliyeti 2019 yılı için 40 bin TL (Bu rakam sadece personel gideri ve ssk prim toplamı dikkate alınarak hesaplandı. Tam bütçe alınsa ortalama temsil maliyeti 51000 TL civarındadır) ise büyük kamusal tiyatroya verilecek yardım 40×40 000=1600000 TL olarak belirlenir. Bu miktarı alan büyük kamusal tiyatro bu miktarın yarısını ya da 2/3 değerini (Tartışmaya açık olan yerlerden birisi burasıdır) en az asgari ücretli ve en çok da asgari ücretin üç katı ücretli olmak koşulu ile sigortalı sanatçı, tiyatro personeli (gişe çalışanı/temizlik elemanı/güvenlik elemanı, vb) ve telif hakları için harcamalıdır. O sezon üç oyun çıkarmalı en az iki oyunu yerli yazar oyunu, bu üç oyundan biri de daha önce hiç oynanmamış oyun olmalıdır. Ayrıca en az 60 temsil yapmalı ve bu 60 temsilin 20 temsili turne (başka şehir ya da başka sahne) olmalıdır.  DT bilet fiyatından bilet satmalıdır. DT salonlarında 20 temsil yapmalıdır; bu temsillerin bilet fiyatları DT bilet fiyatları olmalıdır (DT oyunun tanıtımı için çaba harcamalıdır, duyuru, afiş, reklam, vb.  faaliyetlerle).

Turne düzeni

DT’nin 51 sahnesi vardır. ŞT sahneleri de belirlenebilir. 51 sahne örneğinden gidelim. 51 sahnede haftada iki gün (Aslında büyük kamusal tiyatro sayısı artarsa iki günden daha fazla da olabilir) kamusal tiyatrolara sahne tahsisi olacaktır. DT bir sahne koordinasyon birimi oluşturacaktır. Bu birim kamusal tiyatroların taleplerine göre DT sahnesi olan illerde ve İstanbul’da ödenekli tiyatroların kullandıkları salonları kamusal tiyatrolara açacaktır. İki aylık planları önceden duyuracaklardır. Hesap çok karmaşık değildir. 51 sahne her hafta iki temsil kamusal tiyatrolara ayrılacaktır. Dolayısıyla haftada 102 temsil yapmaktadır. Sezonu 40 hafta planlayalım; bir sezonda 102×40=4080 temsil sayısına ulaşılmaktadır.   400 kamusal tiyatro olsa, her bir kamusal tiyatro ortalama 10 temsil için DT sahnelerini kullanacak demektir. Burada büyük kamusal tiyatrolar 20 temsil yapabilecek çünkü bu 400 kamusal tiyatronun çok az bir yüzdesi 200<X   koltuk kapasitelidir. İstanbul’da bile 200 koltuktan daha fazla koltuk sayısına sahip olan büyük kamusal tiyatro sayısı muhtemelen 15 tiyatroyu geçmez.

Küçük Kamusal Tiyatrolar

Küçük kamusal tiyatrolar için destek miktarı 20X40000=800000 TL olmalıdır.  Bu desteğin en az yarısı sigortalı sanatçı ve personel çalıştırmaya gitmelidir. Bu sanatçılar, destek alan tiyatroların çocuğu, gelini, damadı, birinci dereceden akrabası olmamalıdır. Bu kural büyük kamusal tiyatrolar için de geçerlidir.  Bu kategorideki tiyatro sezonda iki oyun çıkarılmalıdır. Biri mutlaka yerli yazar olmalıdır. Kendi salonlarında en az 40 temsil yapılmalıdır ya da yapılması duyurulmalı, her bir temsilde, seyirci sayısı oyuncu sayısından fazla olduğu sürece oyun temsil edilmelidir.  DT sahnelerinde turne sayısı da 15 olmalıdır. Turnelerde bütün turne masrafları tiyatrolara aittir. Bu kural büyük kamusal tiyatrolar için de geçerlidir.

Salonu olmayan kamusal tiyatrolar

10×40000=400000 TL üst limit olmalıdır ama bu rakamın yarısından az olmamalıdır (200000). Bu tiyatrolar da kaynağın yarısını sigortalı sanatçı ve personel çalıştırmak için harcamalıdır. Bu tiyatrolara özellikle büyük şehirlerdeki DT sahnelerinde temsil yapma olanağı sağlanmalı, DT bilet fiyatlarından bilet satılmalıdır. Bu kural bütün kamusal tiyatrolar için geçerlidir. Bu tiyatrolar şehir dışına en fazla 10 turne yapmalıdır. Şehir dışı turnelerde tiyatroya bir temsil için o günkü DT temsil maliyetinin yarısı ödenmelidir.  Bu tiyatrolar en az bir oyun çıkarmalı ve mutlaka yerli yazar olmalıdır.

Önerilen modelin bazı sorunları

Bu yöntemde destekler koltuk sayısı bakımından 200 koltuk sayısını sınır sayısı olarak almaktadır. Bu bazı haksız durumlar yaratabilir. Örneğin 201 koltuk kapasiteli bir tiyatro grubu büyük kamusal tiyatro olurken 199 koltuk kapasiteli grup küçük kamusal tiyatro grubu olursa, destek miktarlarında çok farklı bir durum ortaya çıkacaktır. 2 koltukluk fark çok ciddi destek farkı yaratacaktır. Bunu önlemek için destek miktarlarını koltuk kapasitesi bakımından yapmak daha anlamlı olabilir.  DT’de örneğin 2019 yılında sadece personel gideri ve ssk primlerini dikkate aldığımızda (bütün DT gider bütçesi değil) bir koltuğun maliyeti yıllık olarak (258384324/16905)=15284.49 TL olmaktadır. Örneğin 200 koltuk kapasiteli bir kamusal tiyatroya destek 15248.49×200=3056898 (199 koltuk kapasiteli tiyatro için bu rakamdan sadece 15248.49 daha az (gene 3 milyonun üzerinde!) olacaktır. Bu rakam göze büyük görünüyor olabilir. Hadi biraz küçültmeye çalışalım. DT’de varsayalım ki doluluk oranı yüzde 87; o zaman yukarıdaki rakamı 0.87 ile çarpalım= 2659501.47 (2.5 milyonun üzerinde. Bu daha iyi!). Bu durumda büyük kamusal tiyatroya 2.5 milyon TL destek verilecek demektir.  Bir sonraki yazıda başka destek yöntemlerini (tiyatroların kendi bütçe teklifleri ve belli bir oranda kamu tarafından fonlanması gibi fon başvurusu sistemlerini) inceleyeceğiz. Bu durumda “sistem dışından” model önerisi belki de dördüncü yazıya sarkacak.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Sacit Hadi Akdede

Yanıtla