[Umut Serdaroğlu’nun BirGün’de yayımlanan yazısının bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Uzun yıllardır sahnelerde coşkuyla kutlanan 27 Mart Dünya Tiyatro Günü ülkede üç yıldır buruk bir şekilde geçiyor. Koronavirüs salgınıyla başlayan sıkıntılar sonrası ekonomik krizin gölgesinde sorunlar çığ gibi büyüyor. Tüm bu sorunlara karşı tiyatrocular, “Ne olursa olsun sesimizi kesemeyeceksiniz” diyor.
İlk çağdan beri insanlığın bir parçası ve toplum kültürünün aynası olan tiyatro, söze can katıyor, gönüller arasında bağ kuruyor. İngiliz filozof William Hazlitt’in dediği gibi, “Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez.” Ancak ne yazık ki dayanılmaz hale gelen ekonomik krizi yaşadığımız şu günlerde ülkemizde tiyatro ayakta kalabilmek için büyük uğraşlar veriyor.
Uluslararası Tiyatrolar Birliği tarafından 1961’de ilan edilen Dünya Tiyatro Günü bu sene de büyük sıkıntılar içerisinde kutlanıyor. Geçen iki yılda pandemi kısıtlamaları nedeniyle alkışsız geçen Dünya Tiyatro Günü şimdi de ekonomik krizin gölgesinde kutlanmaya çalışılıyor. Birçok tiyatro sanatçısı geçim derdiyle boğuşurken, kimi sahneler de fahiş vergiler ve faturalardan dolayı kapanıyor. Devlet tarafından da tiyatrolara yeterli yardım yapılmazken tiyatrolar çözüm için arayış içerisinde.
Dünya Tiyatro Günü ve yaşanan güncel sıkıntıları konuştuğumuz tiyatro dünyası ise hep bir ağızdan “Perdeleri indiremeyeceksiniz” diyor. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde sorunların gölgesinde sözü tiyatroculara bırakalım.
Kemal Aydoğan: Sesimizi kesemeyecekler
Pandemi kısıtlamalarından dolayı son 3 yılda sadece 7 ay çalıştıklarını ve bunun sadece 3 ayının tam kapasite açık kaldığını dile getiren Moda Sahnesi kurucusu Kemal Aydoğan, “Böyle olağanüstü bir dönemde devlet tarafından yardım göremezken, vergi, kira ve stopaj ödemelerini aksatmadan devam etmek zorunda kaldık” diyor. Pandeminin ardından gelen ekonomik krizin sonuçlarından biri olan fahiş elektrik ücretlerinden dolayı elektriklerinin kesildiğini hatırlatan Aydoğan durumu şu sözlerle özetliyor: “Biz seyircimize sıkıntılar yaşatmamak için bilet fiyatına büyük zamlar yapamazken, bizi esnaf olarak gören devlet elektrik fiyatını 3 katına çıkardı. Ocak 2020’de ödediğimiz fatura 3 bin lirayken, Aralık 2021’de 7 bin liraya ve son olarak Ocak 2022’de 20 bin liraya yükseldi. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez.” Son olarak ne olursa olsun seslerini kesemeyeceklerini söyleyen Aydoğan, “Biz karanlıkta da, soğukta da oyunlarımızı oynamaya devam edeceğiz” diyor.
Yeşim Özsoy: Arkadaşlarımız imdat çığlığı atıyor
Yaşanan sıkıntıların pandemiden önce de var olduğunu aktaran Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yeşim Özsoy, “Ancak pandemi ve beraberinde gelen ekonomik yükler, zamlar ve vergiler sorunları 1 iken 10’a çıkardı” diyor. Bu dönemde yaşanan tek pozitif şeyin tiyatrolar içerisindeki dayanışmanın artması olduğunu dile getiren Özsoy “Pandemiden önce 34 tiyatro kooperatife bağlıyken pandemiyle bu sayı 70’e çıktı” diyor. Ancak tiyatro sahnelerinin sayısının son dönemde düşüşe geçtiğini aktaran Özsoy şunları söylüyor: “Arkadaşlarımız bu şartlarda sahneleri açık tutmakta zorlanıyor, imdat çığlığı atıyorlar. Sahnelerin ayakta durma kapasitesi büyük travma içerisinde. Tiyatro Günü kutlu olsun istiyoruz ancak bu koşullarda biz sürekli acil durum çağrısı yapıyoruz. Temelden bütün sorunların çözülmesi lazım. Herhangi bir ticari statüde olma durumu giderilmeli, tiyatrolar farklı bir şekilde konuşlandırılmalı. Bunun için çalışmalarımız devam ediyor ve sorunlar çözülene kadar devam edecek.”
Devamı için tıklayınız.