[Yavuz Koç’un Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan yazısının bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Şehir Tiyatroları’nın temelini oluşturan, 1914 yılında Belediye Başkanı Cemil (Topuzlu) Paşa tarafından kurulan Darülbedayi-i Osmani, ilk yıllarından itibaren başarılı ve güçlü kadın karakterleri bünyesinde barındırdı.
Darülbedayi’nin sahnelediği ilk oyun olan, Emile Fabre tarafından yazılan Hüseyin Suat Yalçın’ın uyarladığı “Çürük Temel” oyununda yer alan Eliza Binemeciyan, Kınar Hanım, Madam Felekyan ile başlayan süreç, Türk Tiyatrosunda ve Şehir Tiyatrolarında kadın oyuncu denildiğinde ilk akla gelen isim olan Afife Jale ile devam etti. Darülbedayi’nin açtığı tiyatro sınavını kazanarak kuruma kabul edilen Afife Jale, Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyununda “Emel” karakteri ile izleyici karşısına çıktı. Dönemin toplumsal ve siyasi şartları neticesinde Darülbedayi’de ömrü kısa olsa da bıraktığı olumlu etki günümüzde halen güncelliğini korumakta.
Afife Jale ile aynı dönemde izleyici karşısına çıkan ve takdirleri kazanan, adını unutulmazlar arasına yazdırıp Şehir Tiyatrolarının önemli kadın figürlerinden olmayı başaran bir diğer isim de Bedia Muvahhit. Yakın dönemin güçlü kalemi Ahmet Sami Özbudak’ın yazdığı Şehir Tiyatrolarının sahneye koyduğu “Hayal-i Temsil” adlı oyun, Afife Jale ve Bedia Muvahhit hakkında kaynak niteliğinde önemli bilgilerden oluşan, izleyicilerde iz bırakan oyunlardan biri oldu.
Kadınların hayatın her alanında vermiş olduğu mücadeleler sonucunda elde ettikleri başarının Tiyatroda da aynı paralellikte seyretmesi ve Sayın Ekrem İmamoğlu’nun göreve gelmesi, Şehir Tiyatrolarında sanatta fırsat eşitliğinin sağlanmasına, kadın yazar ve yönetmenlerin daha fazla görev almasına, durağan giden sürecin yeniden canlanmasına olanak sağladı. “Sezon Minimal” konusunda olumsuz eleştirilerimi büyük bir olgunlukla karşılayan bir önceki Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen’i, sanatta fırsat eşitliği düşüncesinin arkasında durduğu ve desteğini esirgememesinden dolayı tebrik etmek gerekir. Mehmet Ergen’in Genel Sanat Yönetmenliği döneminde sahnelenen oyunlarda ilk kez kadın yazar ve yönetmenler yaratıcı ekibin çoğunluğunu oluşturdu.
Devamı için tıklayınız.