Festival Yaklaşırken

Pinterest LinkedIn Tumblr +

M. Zeki Giritli

İlki 1989 yılında gerçekleştirilen Türkiye’nin en köklü festivallerinden İstanbul Kültür Sanat Vakfı Tiyatro Festivali bu yıl farklı mekanlarda 25 Ekim-26 Kasım tarihleri arasında bir ay boyunca 24 farklı yapımı seyirciyle buluşturmaya hazırlanıyor. Festival farklı bir uygulama olarak bu yıl Işıl Kasapoğlu’nun küratörlüğünde düzenleniyor. Ayrıca daha önce festivalde yer almayan pek çok mekan da izleyicilere kapısını açacak. Bu yılki festivalin bir başka önemi ise festivalin Molière’in doğumunun 400. Yılını kutlayacak olması. Bu vesileyle Molière uyarlamalarına doyacağımız bir festival olacak.

Molière’in dünya tiyatro tarihi için öneminin yanında ülkemiz tiyatrosunun gelişimi açısından da özel bir önemi bulunuyor. XIX. Yüzyılda başlayıp Cumhuriyet’in ilanıyla devam eden tiyatroda Batılılaşma/Modernleşme çabalarında Molière oyunlarının yeri büyük. Metin And’ın da belirttiği gibi XIX. Yüzyılda bizim gibi Batılı bir tiyatro kurma çabası içinde olan bütün ülkelerde Molière başlıca kaynak olmuştur. Örneğin Ahmet Vefik Paşa’nın Molière çevirisi Aşk-ı Tabib’in Osmanlı Tiyatrosu tarafından sahnelendiği yıl 1874’tür. Yine 1870’lerde üst üste Molière oyunları çevrilmiş ve sahnelenmiştir. Cumhuriyet döneminde de bu Molière ilgisi devam etmiş, yazarın neredeyse bütün eserleri çevrilip farklı tiyatrolar tarafından sahnelenmiştir. Türkiye’de Shakespeare oyunlarının bile 1881’de parça parça çevrilmeye başlandığı düşünülürse İstanbul seyircisi Molière’i Shakespeare’den önce tanımıştır denilebilir.

Festivalde ise bence kaçırılmaması gereken oyunların başında bu önemli yazarın doğumunu kutlayan “Molière Maratonu” serisi geliyor. “Molière Maratonu”nda üç Molière oyunu seyirciyle buluşacak: “Hastalık Hastası”, “Kibarlık Budalası” ve “Tartuffè ya da İkiyüzlülük”. Tabii şunun altını çizmek gerek. Bu oyunları ne yazık ki canlı olarak sahnede izleyemeyeceğiz. Üç oyun da beyaz perdeden seyirciyle buluşacak.

Sahnede canlı olarak izleyebileceğimiz bir Molière uyarlaması ise daha çok sinemadan tanıdığımız Caner Alper ve Mehmet Binay’ın yorumuyla seyirciyle buluşacak. “Kibarlık Budalası: Remix” aynı zamanda festivalin de açılış oyunu. Oyunun yönetmenlerini “Zenne”, “Çekmeceler” ve son olarak da “Bergen” filmlerinden tanıyoruz. Oyunun tanıtımında “geleneksel seyir kurallarının dışına çıkan bir uyarlama” açıklaması kullanılmış.

Festivalin yabancı yapımları arasında İngiliz koreograf Akram Khan’ın topluluğunun “Orman Kitabı” gösterisi bulunuyor. Rudyard Kipling’in romanından uyarlanan bu gösteriyi Tarıq Jordan uyarlamış, Akram Khan yönetiyor. Akram Khan Topluluğu geleneksel Hint dansı kathak ile çağdaş dansı bir araya getiren gösterileriyle tanınıyor.

Molière’le birlikte festivalde bir de Shakespeare uyarlaması izleyeceğiz. Shakespeare’in Romeo ve Juliet oyunundan uyarlanan, Ben Duke’un tasarladığı, yazdığı ve yönettiği “Juliet ve Romeo” iki gösterimle festivalde yerini alacak. Orijinal adı “Lost Dog” olan gösteri “Juliet ve Romeo” olarak tanıtımlarda yer almış. Ben Duke de yine Akram Khan gibi dans kökenli bir sanatçı.

Festivalin ilginç yerli yapımları arasında ise Emre Koyuncuoğlu’nun yazıp yönettiği “Medea’ya İnce Ayar” oyunu dikkat çekiyor. Oyunda benim en ilgimi çeken ise Boğaziçi Üniversitesi’nden benim de hocalarım olan, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünün efsane hocaları Prof. Dr. Oya Başak ve Prof. Dr. Cevza Sevgen’in “Oynayanlar” bölümünde isimlerini görmek oldu.

Kukla tiyatrosu “Yaşam”, Okan Bayülgen’in III.Richard uyarlaması “Richard”, ilk kez festivale konuk olan Yunan sanatçı Euripides Laskaridis’den “Titanlar”, Mehmet Birkiye’nin yönettiği, Tiyatro Gerçek oyunu “III.Richard: Niçin Yaptım?” festivalin öne çıkan diğer oyunları.

Festival biletleri 12 Eylül’de Lalekart üyeleri için indirimli ön satışta. Genel satış ise 16 Eylül Cuma günü başlayacak.

 

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Mehmet Zeki Giritli

Yanıtla