Serdar Biliş: Önemli Olan Tanpınar’ın Dilini Korumaktı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Okan Çil’in Gazete Duvar‘da yayımlanan ve Serdar Biliş ile yaptığı söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]

Yönetmen Serdar Biliş ile Saatleri Ayarlama Enstitüsü oyununu konuştuk. Biliş, “Benim için başından beri önemli bir şey vardı o da Tanpınar’ın dilini olabildiğince korumak” dedi.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın eseri Saatleri Ayarlama Enstitüsü tiyatro sahnesine taşındı. Serdar Biliş’in yönetmenliğinde sahneye uyarlanan oyunda Hayri İrdal karakteri, Serkan Keskin’in oyunculuğunda yeniden hayat buluyor.

Ahmet Hamdi’nin büyük eseri iyi eleştirilerle sahne yolculuğunu sürdürürken biz de Serdar Biliş’e sorularımızı yönelttik. Kendisine uyarlama sürecini, Serkan Keskin etkisini ve yeni çalışmalarını sorduk.

“SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ: TANPINAR’IN BİZE HEDİYE ETTİĞİ BİR HAZİNE”
Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü sahnelemeye nasıl karar verdiniz?

Saatleri Ayarlama Enstitüsü birçok dile çevrilmiş, evrensel bir üne kavuşmuş, Tanpınar’ın bize hediye ettiği bir hazine. Bu hazinenin içinde bizi biz yapan ne varsa en komik, en trajik, en şaşırtıcı halleriyle yaşıyorlar. Romanın anti-kahramanı Hayri İrdal, kendi çocukluğunun eksantrik hikâyeleri ve giderek içine düştüğü modern bir varoluş ile arka planda imparatorluktan cumhuriyete geçişin trajikomik tezahürlerini hicvederek irdeliyor. Okuyucusu ile bu denli oyunbaz bir ilişki kuran bu romanın sahnede seyirci ile de derin bir bağ kuracağını hissettim. Ayrıca Tanpınar bu hikâyeyi ilk önce piyes olarak yazmayı deniyor, Biraz üzerine çalıştıktan sonra yarım bırakıp roman formuna dönüyor. Yani hikâyenin dramatik yapıya yatkınlığı işin mayasında var.

Yönetmenlikle beraber uyarlamayı da siz yaptınız. Bize uyarlama sürecinden bahseder misiniz?

Romanların sahneye aktarılması bazen okuyucusunda hayal kırıklığı yaratır. Bir romanı deneyimleme ve bir tiyatro oyununu deneyimleme dinamikleri oldukça farklı. Sahnedeki zaman kesintisiz bir seyir halindedir. Biz bu akışa Hayri İrdal’ın geçmiş ve bugün, babası ve oğlu, Muvakkit Nuri Efendi ve Halit Ayarcı arasında salınıp duran kimlik arayışını sığdırmaya çalıştık. Benim için başından beri önemli bir şey vardı o da Tanpınar’ın dilini olabildiğince korumak. Uyarlamada Tanpınar’ın olmayan bir cümle yok gibi.

Devamı için tıklayınız.

 

Paylaş.

Yanıtla