Ankaralı Stand-Up’çılar Anlatıyor: Mizahı Delirmeye Karşı Direniş Gibi Düşünebiliriz

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Türkan Uluk’un Gazete Duvar‘da yayımlanan yazısının bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]

Türkiye’de ana akım eğlence türlerinden birine dönüşen stand-up gösterileri, bugünlerde yeni simalarla adından sıklıkla söz ettiriyor.

Amerika’da, 19’uncu yüzyıl ortalarında başlayan ve 1930’larda ekonomik buhranın sosyal yaşamı da içine alan bir girdaba dönüşmesi ile iyice yaygınlaşan stand-up gösterileri, Türkiye’deki popülerliğini de benzer bir şekilde 1980’li yılların kasvetli havasında yakalıyor ve 1990’lı yılların gözde eğlence anlayışlarından biri oluyor.

AYAKÜSTÜ GÜLDÜRÜ

Tam Türkçe karşılığı ‘ayağa kalkmak’ olan ‘stand-up’ kelimesi zaman içinde sözlükte bir anlam daha ediniyor: Ayakta, seyirci önünde güldürü. Stand-up terimi Türkiye’de ilk kez Rüstem Batum’un 1989 yılında çıkardığı “İki Ters Bir Düz Laflar” adlı tek kişilik komedi gösterisini stand-up olarak anmasıyla kullanılıyor. İsmi henüz konulmuş olsa da Ferhan Şensoy’un deyimiyle ‘mikrofonda gösteri yapan kişiler’, Türkiye’de uzun yıllar bu türün örneğini sahneliyor. ‘Ateş Böcekleri’ gösterisi ile tanınan Orhan Boran gibi.

BİR SAHNE, BİR ANLATICI, BİR HİKAYE

Anadolu’da, başta kahvehaneler olmak üzere, şehir ve kasabaların kamusal alanları etrafında toplanan kalabalığı güldürmek amacıyla hikayeler anlatmaya dayalı meddahlık geleneğini anımsatıyor şu anki haliyle stand-up gösterileri. Bir grup izleyiciye, gerek kendi başına gelenleri, gerek süregelen efsane ve hikayeleri taklit ve canlandırmalarla anlatan meddahlar gibi, günümüz komedyenleri de şehrin popüler mekanlarında kendi hikayelerini etraflarında toplanan samimi bir kalabalığa anlatıyor. Kafe ve barlarda düzenlenen, izleyicilerin de sahne alabildiği açık mikrofon etkinlikleri, birkaç komedyenin art arda çıkıp gösterilerini sahnelediği çoklu gösteriler ve tek kişilik gösteriler gittikçe popülerleşiyor.

Biz de yeni nesil Ankaralı komedyenlerle kendi hikayeleri, tecrübeleri; stand-up kültürünün geldiği nokta ve mizah üzerine söyleşiyoruz.

Devamı için tıklayınız.

Paylaş.

Yanıtla