Mimesis Haber / Melek Kentmen’in “Münasebetsiz” oyuncularıyla gerçekleştirdiği söyleşiyi okurlarımızla paylaşıyoruz.
Kim daha münasebetsiz? Gülmekten karnımız ağrıya ağrıya fuaye alanında beklerken yanımıza iki tatlı asistan gelip, “Oyunda münasebetsiz kimdi?” diye sorunca bizi bir düşünce aldı. Cevabını verdik ama söylemeyeceğim. 17 Ekim’de Duru Tiyatrodalar, izleyip kararınızı kendiniz verin. Oyunda televizyon ekranından severek izlediğimiz ve tanıdığımız isimler var. Biz de dekor kurulurken oyun öncesi kuliste ufak bir söyleşi yaptık.
GİRAY MERT ÖZDENOĞLU: Fransız yazar Francis Veber’in oyununu oynuyoruz, Müge Çiçek rejisiyle birlikte. Öz Yapım olarak 27 Ağustos’ta prömiyerimizi yaptık. Oyunumuzda Ferit Aktuğ, Sarp Bozkurt, Sami Aksu, çiçeğimiz Hande Yılmaz ve Selim Bulut ile birlikte şeker gibi bir ekip olduk. Kendi adıma ekip olarak buluşmamızdan çok mutluyum. Böyle bir ekip sinerjisini oluşturmak çok zordur. Umarım izlemiş olanlara da bu sinerji geçmiştir, izleyecek olanlara da geçmesini ümit ediyorum.
FERİT AKTUĞ: Oyunda sniper’ı canlandırıyorum. Sözde sniper. Aslında on dakikalığına sniper, sonrasını zaten siz de izlediniz. Çeşitli mevzular başına geldikçe, yanlış anlamalar sonucu saçma sapan durumların içine düşüyor. Oyunu çok seviyorum. Arkadaşlarımla yirmi provalık bir hazırlık dönemi geçirdik. Çok eğlenerek çalıştık, provalarımıza eğlenerek gittik. Sıkıldığımız zamanlar oldu mu? Olmaz olur mu, tabii ki oldu… Güzellikle, Selim’in sayesinde üstesinden gelmesini bildik. Çünkü üstümüzde gerçekten ağır bir yük vardı.
SAMİ AKSU: Vodvil tarzı oyunlarda aksiyon her zaman bol oluyor. Bir kapı kapanmadan diğeri açılıyor ama bunda çok daha farklı bir şey var. Sahne ortadan ikiye bölündüğü için aynı anda senkronize hareket edebilmemiz gerekiyor. Bir tarafta etkisiz hale getirilen bir polis dolaba koyulurken aynı anda bizim orada boğuşmamızı tamamlamamız gerekiyor. Rejisi zor olan bir oyun. Bu durum biraz bizi zorladı ama tabii sıkı bir çalışmayla onun da üstesinden geldiğimizi düşünüyorum. Güzel, keyifli bir oyun. Provalarda olduğu gibi her oyun öncesinde tekrardan keyif alıyoruz ve heyecanlanıyoruz. Heyecanlanmadan olmaz.
SARP BOZKURT: Ne oynadığımı ben de tam olarak anlamadım (gülüyor). Bir otel çalışanı, aynı zamanda otelde gelişen olaylarla birlikte kendi cinsel kimliğini bulmaya çalışan biri. Benim için kişisel olarak bu oyun deneme tahtası gibi oldu. Şöyle ki benim olduğum her sahnede herkesin bir emeği var. Çünkü herkes bu karakterle eğlenmek istedi, bir şekilde herkes sürekli bir fikir verdi. O yüzden hakikaten hepimiz için çok eğlenceli bir oyun oldu. Her oyun öncesi sabırsızlanıyorum, acaba bugün ne olacak diye. Öyle bir oyun oldu bizim için. On oyun sonra sizin tekrar gelmenizi çok isterim mesela.
SELİM BULUT: Arkadaşlarım bana söyleyecek pek bir şey bırakmadı ama oyun gerçekten çok eğlenceli, biz oynarken çok keyif alıyoruz. Devamlı dayak yiyen bir polis var, nasıl polis olduğunu anlayamadığımız bir polis aslında. Ya da tetikçi çok güçlü biri. Ferit abimle ve ekiple çok güzel bir oyun oldu.
HANDE YILMAZ: Ben aralarındaki çiçek gibi bir şey oldum aslında. Klişe olacak ama ekip her şeyden önce çok eğlenceli. İlk tiyatro oyunum bu. Çok eskiden amatör olarak tiyatro yapmıştım. Dolayısıyla profesyonel anlamda ilk sahne deneyimim sayılır. Sahnede bu kadar kıdemli, bu kadar deneyimli oyuncularla beraber çalışıyor olmak benim için büyük bir şans. Ve çok eğlenceliler. İlk oyunda heyecandan bayılırken beni hemen sahiplenmeleri, her konuda destek olmaları rahatlamamda çok etkili oldu. Sanırım biz komedi anlamında metnin alanını biraz genişlettik. Dolayısıyla oyun metni, daha komik ve durum komedisinin daha yoğun olduğu bir metne dönüştü. Oyunda birbirinden alakasız birçok karakterin otel odasında bir araya geliyor ve sonrasında da tek tek hepsinin dönüşüm hikâyelerini izliyoruz. Bana vermiş oldukları destek için ekip arkadaşlarıma da ayrıca çok teşekkür ederim.