Aras- İstos Panayırından Notlar: Bit Pazarına Nur Yağdıralım

Pinterest LinkedIn Tumblr +

(Sevan Ataoğlu-Dj Sevana’nın Agos‘ta yayımlanan yazısının bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.)

Geçtiğimiz hafta sonunda Aras ve İstos yayıncılık Kadıköy’de Moda Kültür Cemiyeti’nde ortak bir kitap panayırı düzenledi. Cumartesi akşamı İstos korosu Ege’nin her iki yakasından Yunanca eserler seslendirdi. Ben de pazar akşamı kapanış niyetine plaklardan nostaljik Ermenice şarkılar çaldım. Ermenice sözlü müziğin safi hüzün olmadığını söylemek istercesine, neşeli parçalardan bir liste hazırladım. Duyuru da “DJ SevanA-Yeni Yıl Kef Time Set” başlığı ile yayınlandı. Çaldığım sette, ve devamında bu yazıda, Ermenilerin diasporada varlıklarını korumaya gayret ederken müziğe nasıl sarıldıklarını, müzik mirasını geleceğe nasıl aktarıldığını özetlemeye gayret ettim. Yazımın sonuna dinleme listeleri de ekledim.

Sılaya Giden Yol

Kitap panayırının kapanışı için bu seti hazırlarken yukarıda adını andığım Sylvia Angelique Alajaji imzalı, Aras Yayıncılık ve Kara Kitap etiketli “Sılaya Giden Yol-Ermeni Diasporasında Müzik” kitabı benim de rehberim oldu. Kitabın arka kapağına alınan özetle başlayalım:

“Ermeniler 1915’te asırlardır yaşadıkları topraklardan koparıldıklarında artlarında yalnızca evlerini değil devasa bir kültürel mirası da bıraktılar. Bu mirasın en zengin kalemlerinden olan müzik, Osmanlı halkları için bir ortak üretim zeminiydi. Soykırımdan sağ kalanlar ve onların torunları fiziksel ve ideolojik sürgünlerinde, soykırımın faili olarak gördükleriyle tüm ortaklıkları reddederken, müzik de bu reddedişten nasibini aldı. Zamanla ortak şarkılar siyasi ve toplumsal baskılarla diaspora cemaatlerinin kamusal alanından silinse de, özelde bu müzik, Ermenilerin sıla hasretlerini dindirdiği güçlü bir araca dönüştü. Yeni Ermeni kimliği milliyetçi bir tahayyülle belirlenirken, insanlar “Şeker Oğlan”ı, “Ada Sahillerinde Bekliyorum”u, “Telgrafın Telleri”ni dinlemeye gizlice devam etti. New York’un Sekizinci Caddesi’nde icra edilen Anadolu müziği yerini zamanla, Lübnan’dan dünyaya yayılan milliyetçi temalara bırakırken, çeşitli Ermeni gruplarına ev sahipliği yapan Kaliforniya’daki en son müzik ve siyaset tartışmaları Ermeniliğe dair farklı algıları ortaya koyuyor.”

Tanıtım yazısında da geçtiği gibi Ermeniler zorunlu göç yollarına ellerinde kanun, ud, klarinet, dümbelekleri ile çıktılar. Kongre Kütüphanesi, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Ermeni göçmenler tarafından söylenen ve aralarında sürgünlerle ilgili şarkıların da bulunduğu çok sayıda kaydı barındırır. Arşivin tanıtım yazısında da belirtildiği gibi Amerikan Ermeni toplumunda müziğin ana yaşam alanı başlangıçta eğlence ortamları (hantes) idi; 1960’lı ve 70’li yıllarda ülkenin her yerinde hafta sonu boyunca süren müzik partileri düzenlenirdi. “Kef Time” adı verilen kültürün önde gelen icracılarından Vosbikian, Dinkjian, Hagopian soy isimleri yıllardır müzisyen yetiştiriyor. John Bilezikjian, Ara Dinkçiyan gibi udilerin ünü Ermeni toplumunu aştı. Türkiye’de de sahne alan udi şarkıcı Richard Hagopian’ın torunu Andrew her türlü dezavantaja rağmen bu müzik tarzını yaşatma mücadelesi veriyor. Covid yasakları döneminde ve devamında sosyal medyanın imkanlarıyla ud çalıp şarkı söylediği canlı konserleri, tüm enstrümanları kendisinin çalıp, üzerine şarkı söylediği videolar ile tanındı.

Devamı için tıklayınız.

Paylaş.

Yanıtla