7 Kocalı Hürmüz, 10 Yıl Sonra Yeniden Sahneye Döndü

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Türk sinemasının ve tiyatrosunun usta ismi Sadık Şendil’in yazdığı, Müjdat Gezen’in yönettiği klasik müzikal tiyatro eseri “7 Kocalı Hürmüz”, 10 yıl sonra yeniden sahnelendi.

Dün akşam, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde prömiyerini yapan müzikale İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekili Nuri Aslan, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun, tiyatro sanatçıları Suna Keskin, Göksel Kortay, Bihter Dinçel, Gürgen Öz, moda tasarımcısı Hakan Akkaya gibi sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda isim ve yurttaşlar katıldı.

Geçmişten Güncele

Hikâye klasik: 19. yüzyılın sonlarında İstanbul’un Taşkasap semtinde yaşayan Hürmüz, hepsi farklı mesleklerden olan, birbirinden habersiz altı koca ile evlenmiş, ancak yetinmeyip yedinci bir erkeğe âşık olmuş, bir doktora… Hepsini bir arada idare etmeye çalışan Hürmüz’ün başından geçen trajikomik hikâye, geçmişin izleri ve bugünün sorunları ile izleyiciye yansıtılıyor. Silivri zindanı, sahte diploma tartışmaları, AKP’nin gizli tanık hukuku, belediyelere, kayyum atamaları, kadınların yaşadığı zorluklar…

Güncel sorunların ince ince işlendiği müzikalde, Hürmüz’ün Trablusgarp’taki asker kocası rolünde sahneye çıkan Müjdat Gezen’in, kadı ile tartışmasındaki “hak, hukuk, adalet” vurgusu, gecenin en dikkat çeken anı oldu. Nihayetinde Hürmüz’ün fendi erkeği yendi…

“Kayyuma Geçit Yok”

Müzikalin sonunda oyunda emeği geçenlere tek tek teşekkür eden Gezen, oyunun prömiyerine çiçek yerine, Konya Karabıyık Hatıra Ormanı’na fidan bağışı yapan tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’e teşekkür etti. Gezen, fidan bağışı sertifikasını okurken Çelik için “Çok çekti bu çocuk” dedi. Gezen konuşurken yurttaşlardan, “Kayyuma geçit yok” sloganı atıldı.

İmamoğlu’nun adını söyledikten sonra da salonda büyük bir alkış koptu. Gezen, “Ben hapis yatmanın ne olduğunu bildiğim için ona sabır diliyorum. Ama bu ülke öyle devirler atlattı ki birkaç defa daha. Ben de Kenan Evren devrinde, ondan evvel Selimiye’de, sonra Sultanahmet’te biraz yattım ama o zamanlar bu kadar kötü değildi adliye sistemi. Benim de Savaş Dinçel’le birlikte hem elime hem ayağıma zincir vurdular ama biz ilk çıktığımız davada beraat ettik. Hemen de çıkardılar bizi içeriden dışarıya. Yani söyleyeceğim, Allah sizin gibilere sabır versin. Çok çekiyorsunuz, biliyorum” dedi.

Cumhuriyet

Paylaş.

Yanıtla