[Tuğçe Çelik’in BirGün‘de yayımlanan yazısının bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Kültür sanat emekçileri ekonomik kriz, iktidar baskısı gibi sorunlarla mücadele ederken sendikaların varlığı da önem kazanıyor. Uzmanlar, sendikal mücadelenin gücüne dikkat çekerek dayanışma vurgusu yaptı.
Kültür ve sanat emekçileri iktidarın artan baskı ve sansür uygulamalarına karşı var olma mücadelesi veriyor. Bununla beraber ülkede derinleşen ekonomik kriz, yoksullaşma, iptal edilen ya da yasaklanan etkinlikler, daralan iş piyasası gibi zorluklarla da mücadele eden emekçiler mesleki örgütlenmeye dair de türlü sorunlar yaşıyor. Kültür sanat emekçilerinin sendikal örgütlenme ve mücadelesinin önemini uzmanlarla konuştuk.
Sesimizi Çıkarmalıyız
Oyuncular Sendikası’ndan Set Birimi Sorumlusu Cem Yiğit Üzümoğlu, pek çok oyuncunun genel politik ahval içerisinde ‘sivrilen kişi’ gibi görünme korkusu yaşadığını belirtti. Üzümoğlu şunları söyledi: “Kısıtlı çalışma imkânı bulan yüzlerce oyuncu için ‘ya başıma bir şey gelirse’ endişesi ve örgütlenmenin iktidarlar tarafından olumsuz yapılarla ilişkilendirilmesi oyuncuların örgütlenmeden kaçınmalarının sebepleri.”
Sansür ve baskıya karşı meslek birliklerinin önemine vurgu yapan Üzümoğlu,”Seslerimizi sağduyu, sabır ve metanetle duyurmamız gerekiyor. Sansüre, baskıya ve mücadele edeceğimiz her şey için birlikte hareket etmek önemli. Aynı sorunları hepimiz yaşıyoruz, benim başıma gelen şeyin endişesini diğer meslektaşım içinde taşıyor. Yalnız olmadığımızı görmemiz için birlik olmalıyız” dedi.
Birlik Olma Zamanı
Sinema, Reklam, Dizi ve TV Programı Çalışanları Sendikası Genel Sekreteri Damla Kırkali, sektörde usulsüzlüklerin ve derinleşen ekonomik krizin emekçileri olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kırkali “Dijital platform projelerinin artmasıyla ekip ve ekipman bulmanın zor olduğu yakın geçmişten bir anda geldiğimiz noktada, keskin bir düşüş gösteren iş hacmi sektörü etkiledi. Bu da, sektör çalışanlarında hayatta kalma refleksinin, örgütlenmenin ve hak temelli çalışma koşulları için mücadele etmenin önüne geçmesine neden oluyor. Sigortalılık, sözleşmeli çalışma, çalışma süreleri ve iş güvenliği gibi konular yapımcılar tarafından azalan iş imkânları ve enflasyon gerekçesiyle iyice ihmal ediliyor. Oysa şimdi her zamankinden fazla birlik olma zamanı. Ortak hareketin sendikal alanda ne denli güçlü olduğunu, üretim üzerinde büyük etki yarattığını Amerika’daki grevlerden görüyoruz. İçinde olduğumuz zorlu koşulların üstesinden gelmek adına Güncel Çalışma İlkeleri Rehberi ve Taban Ücret çalışmalarımızı yoğunlaştırdık” diye konuştu.
Devamı için tıklayınız.
