Devlet Tiyatroları’nda Kadrolaşma, Mobbing ve Usulsüzlük İddiaları Gündemde

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Devlet Tiyatroları’nda yaşanan kadrolaşma, mobbing ve usulsüzlük iddialarının araştırılması için TBMM’ye araştırma önergesi sunan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili ve TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Sevilay Çelenk, “Devlet Tiyatrolarında sanatsal liyakatin yerini siyasal itaat aldı” dedi.

Çelenk, Meclis’e verdiği araştırma önergesinde Shakespeare’in “Çürümüş bir şeyler var şu Danimarka Krallığı’nda” sözüne atıf yaparak, “Tamer Karadağlı’nın 11 Ağustos 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Genel Müdür olarak atanmasının ardından kurumda kadrolaşma, mobbing, usulsüz harcamalar, adrese teslim ihaleler ve kurumsal tasfiye iddiaları artarak derinleşmiştir” ifadelerini kullandı.

Çelenk, araştırma önergesinde bu tablonun içeriden yükselen tepkilerle de doğrulandığını belirterek Devlet Tiyatroları (DT) oyuncusu Veda Yurtsever’in ayrılık mesajına yer verdi. Yurtsever, 32 yıldır görev yaptığı DT’den ayrıldığını şu sözlerle duyurmuştu: “Kendilerini kurumdan daha değerli gören kibir abidelerinin idaresine teslim edildik. Bizim kurumda ne zaman eşofmanların yerini takım elbiseler aldı, o zaman düşüş başladı. Tek oyun yönettiği halde başrejisör unvanı alanlar var. Kendi Lale Devirleri için bütün tuşlara basıyorlar.”

Çelenk, Karadağlı’nın “Lale devri bitti, istifa edin” açıklamaları ile ortaya koyduğu yönetim anlayışını eleştirerek, Sayıştay raporlarında ortaya çıkan usulsüzlükleri hatırlattı. Raporlara göre, Devlet Tiyatroları’nda tanıtım harcamaları yüzde 115 artmış, bazı ihaleler adrese teslim yapılmış ve harcırah ödemeleri yalnızca belirli kişilere verilmişti.

Eylül 2025’te Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı’nda 12 öğretim görevlisinin görevine son verilmiş ve sanatçılar bu tasfiyelerin DT yönetiminin şikayeti neticesinde gerçekleştiğini belirtmişti. Araştırma önergesinde bu duruma tepki gösteren Çelenk, “Kültür-sanat alanını kuşatan bu siyasal anlayış, Türkiye’de kültürel üretim alanında nitelik ve seviye kaybı ile sonuçlanmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Bağımsız tiyatronun toplamı en temel giderlerini karşılayamaz hale geldi”

Önergede tiyatro alanındaki kamusal kaynak dağılımındaki eşitsizliğe de dikkat çekildi. DT’de keyfi tanıtım harcamaları yapılırken bağımsız tiyatroların en temel prodüksiyon giderlerini dahi karşılayamayacak koşullara sürüklendiğini belirten Çelenk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek bir oyuna milyonlarca lira aktarılırken yüzlerce bağımsız tiyatronun toplam bütçesi maalesef aynı düzeyde bile olamıyor.”

Kurumda yaşanan erozyonu değerlendiren Çelenk, “DT kültürel üretim alanına dair hangi entelektüel birikim ve yönetsel tecrübeyle bu göreve getirildiği belirsiz olan popüler bir figüre değil, yıllardır kültür-sanat alanında emek veren ve kurumsal hafızayı taşıyabilecek liyakat sahibi isimlere emanet edilmelidir” dedi.

“Araştırma komisyonu kurulması zorunlu hale gelmiştir”

Çelenk, önergesinin gerekçe bölümünü şu sözlerle tamamladı: “Sonuç olarak bu yaşananlar, tiyatro ve konservatuarların kültür üretim alanı olmaktan çıkarılıp siyasal sadakat mekanizmasının dişlilerine dönüştürüldüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Kurumsal tasfiyeler, usulsüz harcamalar, sınavsız kadrolar, eğitim alanına müdahaleler ve mobbingler bu dönüşümün yaygınlaştığını göstermektedir. Bu nedenle DT ve bağlı sanat kurumlarında yaşanan kadrolaşma, usulsüzlükler ve mobbing uygulamalarının Meclis tarafından araştırılması zorunlu hale gelmiştir.”

Paylaş.

Yanıtla