Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor Turne Günlükleri – 1

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Nihal Albayrak

Bu sezonun ilk oyununu oynadığımız 31 Ekim 2025 günü Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor oyunumuzun ikinci yaş gününü kutladık. 31 Ekim 2023’te prömiyer yapan oyunumuz bugüne kadar tam 62 kez sahne aldı. Geçtiğimiz iki sezon boyunca ağırlıklı olarak İstanbul seyircisi ile buluşan Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor Ankara, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Kocaeli ve Manisa’da da sahnelendi. Aynı zamanda Almanya’da Berlin ve Hamburg’da seyirci ile buluştu. Oyunumuzun ikinci yaş gününü kutladığımız bugünlerde geçtiğimiz iki sezon boyunca gittiğimiz farklı şehirlerdeki oyun organizasyonları ve festival deneyimlerini hatırlamak ve tarihe not düşmek önemli olur diye düşünerek bu yazıyı kaleme alıyor ve turne notlarımı okuyucular ile paylaşıyorum. Bu yazıda o turnede ekipçe yaşadığımız deneyimlerden aklımda kalmış çarpıcı noktaları paylaşırken bir yandan da seyirci görüşlerine yer vereceğim.

5 Şubat 2024 Bursa, Nazım Hikmet Kültürevi

Oyunumuz İstanbul dışındaki ilk gösterimini Bursa’da yaptı. İlk kez İstanbul dışına oyunu götürüyor olmanın heyecanı ile dekorlarımız ve oyun kadrosu, her daim lojistik konusunda yanımızda olan Ali abimizin aracı ile çıktık yola. BGST Organizasyon’dan Ülker’in organize ettiği bu turne Bursa yakın bir yer olduğu için günü birlik olacak şekilde ayarlandı. İki buçuk saatlik yolculuğun ardından Bursa’ya vardığımızda kadrodan Duygu’nun önerisi ile Rumeli Kardeşler’e yemeğe gittik. Sadece öğlen saatlerinde yemek çıkaran bu leziz esnaf lokantasına 16.00’dan önce ulaşabilmiş ve yemekleri kaçırmamış olmak günümüzü müthiş keyifle başlattı. Her turnede bu kadar şanslı olamayabiliyoruz. Tiyatrocu olmayan yakınlarımız “oh ne güzel geziyorsunuz yiyip içiyorsunuz” der turneye gittiğimizi duyunca. Halbuki pek çok zaman gittiğimiz şehri görmek bir yana dışarıda yemek yiyecek vaktimiz bile olmaz ve sadece kulisi, sahneyi görüp dönebiliriz. O yüzden bu anektodu anlatmak istedim.

TAKSAV (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat için Vakıf) organizasyonu ile Nazım Hikmet Kültür Evi’nde gerçekleşen bu temsili 350 kişi izledi. Bursa’da yaşayan tiyatrosever izleyicilerin yanı sıra kitap kulüplerinden gelen Sevgi Soysal edebiyatına oldukça hakim izleyicilerimiz de vardı. Oyunun ertesi günü Bursa Martı Kitap kulübünden izleyilerimizden biri şu yorumu paylaştı: “Bu akşam kitap kulübümüzün 20 dakikası sizin oyunu konuşmakla geçti…Herkes tek tek çok beğendiği sahnelerden bahsetti…Ben de çok mutlu oldum..Tekrar yürekten kutluyorum…Nice başarılı oyunlarınıza…”

Bursa temsilinden

13 Şubat 2024 Ankara, Dört Mevsim Tiyatro Salonu

İkinci turnemizi Ankara’ya yaptık. En az ilki kadar heyecanlıydık bu turne için de çünkü hem Ankara seyircisi ile oyunlarımızı buluşturmak her daim büyük keyif verirdi hem de Sevgi Soysal’ın memleketine gidiyorduk.

Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki Dört Mevsim Tiyatro Salonu’nda sahnelediğimiz oyunumuzda salon tamamen doluydu ve yaklaşık 450 kişi oyunu izledi. Bu oyunu özel kılan anlardan biri ise Sevgi Soysal’ın kardeşi İzzet Yenen’in oyunumuzu izlemesi ve çok beğenmesi oldu.

Oyun kadrosu İzzet Yenen ile birlikte

Bu oyun sonrası izleyicilerimizden pek çok görüş aldık ve onlardan bazılarını burada paylaşmak isterim. Oyuna hazırlık sürecimizde bizim de Sevgi Soysal’ın Ankara’sı üzerine bir yazı dizisini okuduğumuz tarih araştırmacısı Hakan Kaynar Ankara’da oyunumuzu izledi ve oyun sonrasında oyunu metin, reji, koreografi ve oyunculuk anlamında çok beğendiğini söyledi. Oyun metnini  beş kadın oyuncunun sahnedeki dengesi, rol dağılımı ve işbirliği açısından “adaletli” olarak tanımladı.

Her zaman oyunlarımızı izlemelerini ve görüşlerini bizimle paylaşmalarını önemsediğimiz iki hocamız da bu temsili izlediler. Tülin Sağlam bizi sahnede izlemekten yine çok keyif aldığını belirtirken oyundaki ince ve titiz araştırmanın her an hissedildiğini söyledi. BGST Tiyatro olarak daha önce çıkardığımız biyografi oyunları ile birlikte değerlendirerek bir aydını dönemi içinde anlatan oyunlarda yıllar içinde kendimize has bir üslup geliştirdiğimizi söyleyerek bizi tebrik etti. Süreyya Karacabey ise oyunun duygusal ağır yönününü neşe ile harmanlayan üslubumuzu çok sevdiğini ve oyunu çok keyifle izlediğini paylaştı.

4 Mart 2024 Çanakkale, Turhan Mildon Kültür ve Sanat Merkezi

Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi’nin yaptığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel organizasyon ile Kepez’de oyunumuzu Çanakkale seyircisi ile buluşturma fırsatını yakaladık. Eğitim-Sen’li öğretmenlerin emekleriyle 200 kişilik salon tamamen doluydu.

Oyun kadrosu ve organizasyon ekibi kuliste bir arada

Oyun çıkışında ise Çanakkale merkezde harika deniz manzarası eşliğinde Şehir Kulübü restoranında ağırladılar bizi ve sohbetimize orada devam ettik. Eğitim-Sen gibi kurumların bu şekilde inisiyatifler alarak oyun organize etmesinin hem onların örgütlenme pratikleri açısından önemini hem de bizim gibi bağımsız tiyatroların farklı şehirlerde farklı kitleler ile buluşmasına sağladığı katkıyı konuştuk.

Ertesi gün organizasyon grubundan Ayşe Hoca’dan şöyle bir mesaj aldık: “Duygu Hanım merhabalar bu saatte umarım rahatsız etmiyorumdur ama söylemeden geçemeyeceğim. O kadar güzel geri dönüşler aldık ki.. Hatta aynı oyunu bir daha getirelim istiyor gelmeyenler..Bir kez daha teşekkür etmek istedim.”

30 Nisan 2024 Kocaeli, Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi

Daha evvel Zabel oyunumuzu da davet eden BİLKAR (Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi) daveti ile Gebze’ye gittik. Bu oyun Gebze’nin İstanbul’a olan yakınlığı itibariyle turneden ziyade şehir içi bir oyun gibi oldu bizim için. Oyunculardan Burcu’nun doğum gününü kutladığımız ve Duygu’nun Afife Ödülleri’nde yardımcı kadın oyuncu adayı olduğunu öğrendiğimiz keyifli bir gündü.

Oyun öncesi kulis hatırası

2 Mayıs 2024 Ankara, Cer Modern

Sevgi Soysal’ın uzun yıllar yaşadığı Ankara’ya aynı sezon ikinci kez gitmeye karar verdik. Bu sefer öncelikli ilgi alanı modern sanatı ziyaretçiler ile buluşturmak olan ve sergilere ev sahipliği yapan Cer Modern’in Konferans ve Çok Amaçlı Salonu’nda oyunumuzu sahneledik. Adı konferans salonu olsa da sezon içinde pek çok tiyatroya ev sahipliği yapan bu salon oyunlarını sahneleyecek yer bulmakta zorlanan bağımsız tiyatrolar için merkezi konumu ile önemli bir mekan.

Bu turnenin en akılda kalıcı anısı Sevgi Soysal’ın bir dönem yaşadığı apartmanda yer alan Tante Rosa Cafe’ye yaptığımız ziyaret oldu. Kavaklıdere’deki bu apartmanının katlarında dolaşıp bir zamanlar Sevgi’nin yaşadığı, yazdığı odalarda gezinmek duygusal yönü yüksek bir deneyim oldu.

Oyun kadrosu Tante Rosa Cafe’de

Yaklaşık 300 kişinin izlediği bu temsilin ardından Fuaye Ankara’nın moderatörlüğünde seyirciler ile söyleşi yaptık. Oyunumuza seyirci organizasyonu yapmak için çalıştığım dönemde keşfettiğim Fuaye Ankara, sahne sanatlarının görünürlüğünü artırmayı amaçlayan ve topluca oyunlara gidip oyun çıkışlarında söyleşiler organize eden  bir seyirci topluluğu. Bu oluşum ile tanışmış olmaktan ve sonrasında tüm oyunlarımız için işbirliği yaptığımız için çok mutluyum. Oyun çıkışı görüşlerini ve sorularını doğrudan üreticilere iletip, birlikte eleştirel bir tartışma ortamı yaratarak hem eleştiri kültürüne katkı sağlama hem de kolektif bir seyirci bilinci oluşturma hedeflerini çok kıymetli buluyorum.

Bu temsilde çok kıymetli tiyatro hocalarından Prof. Dr. Ayşegül Yüksel de izleyiciler arasındaydı ve sonrasında Cumhuriyet’teki köşesinde oyunumuza yer verdi.

10 Mayıs 2024 Almanya, Hamburg, Mut! Theater

İlk yurtdışı turnemizi Almanya’nın Hamburg şehrine yaptık. Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor 7. Theater-Brücken-Festival (7. Tiyatro Köprüsü Festivali) kapsamında Mut! Theater’da seyirci ile buluştu. 2018 yılından beri Mut! Theater ev sahipliğinde gerçekleşen bu festivalde farklı ülkelerden farklı dillerde oyunlara yer verilerek kültürlerarası bir tiyatro ortamı kurulması amaçlanıyor. Bu organizasyonun bir parçası olmak ve oyunumuzu Hamburg’da sahnelemek bizim için oldukça güzel oldu. Aynı zamanda bu temsilde oyunumuzu ilk kez Almanca üst yazı ile sergilemiş olduk.

Mut! Theater temsilinden

Hamburg’da oyunu izleyen Türkiyeliler arasında Sevgi Soysal’ın kuşakdaşı birçok insan vardı. Özellikle 1970’lerde Sevgi Soysal’ın iki kere girdiği hapishane ortamlarını anlattığımız sahnelerde yer alan karakterleri birebir tanıyanlar için oyun çok daha başka bir anlam ifade etti.  Türkiye’de 1970’lerin siyasi ortamında aktif olarak bulunmuş ve ardından Türkiye’den göç etmek zorunda kalmış ya da sürgün hayatı yaşamış kişilerin oyunun ikinci perdesi ile kurdukları duygudaşlık oyun sonrası sohbetlerimizin temel gündemi oldu.

Interkulturelle Denkfabrik’den Hasan Burgucuoğlu “Oyunu seyrettiğimiz zaman 1970’li yıllarda idolümüz ve en sevdiğimiz yazarlardan biri Hamburg’da karşımızdaymış gibi yaşadım. Sevgi Soysal’ın tekrar güncelleşmesine ve daha fazla tanınmasına katkınızdan dolayı sonsuz teşekkürler. Umarım eserleri yakında Almanca olarak da yayınlanır.”  dedi. Bir seyircimiz “Uzun zamandır böylesi bir yoğunluk ve hız için de sergilenmiş olan; Türkiye tarihini, görselleri, müziği ve sahneyi oyuncularla bütünleştirebilmek gibi müthiş şeyler başaran oyun izlemedim. İşte bu sebepten yaşamın her alanında vazgeçilmezi olan tiyatro, illa ki de tiyatro! Ben bir çok almanca oyun izleyebilme şansına da sahip olmuş bir kişi olarak sizlerin hepinize tek tek teşekkürler ediyorum.” diye mesajını ertesi gün iletirken  başka bir seyircimiz ise “Ben hatırladığım ilk çocukluk yıllarımdan beri tiyatro yaptım, yapmaya çalıştım.Sonunda yol beni Hamburg’a attı ve hayatımda ilk defa sahneden bu kadar uzakta kaldım. Son zamanlarda tiyatroya dair içimde kalan bazı şeyler beni dürtmeye başlamışken son dakika aldığım bir biletle, yer kalmadığı için merdivene oturarak böyle bir oyun izledim bugün, ve çok memnunum.Oyunu her açıdan çok beğendim, oyunculuklar, reji, metin.” diyerek görüşlerini iletti.

Oyun öncesi Hamburg parklarında gezinti

11 Mayıs 2024 Almanya, Berlin, Ballhaus Prinzenallee

Hamburg turnesinin netleştiği dönemde Almanya’ya kadar gitmişken bir kere oynayıp dönmek içimize sinmemiş, ikinci bir oyun daha organize etmek istemiş ve Berlin’e bir oyun koymaya karar vermiştik. Herhangi bir yerel organizatör desteği almadan seyirci ve lojistik organizasyonlarını kendimiz halledebileceğimiz bir yerdi Berlin. Yıllar içinde o kadar çok insan Berlin’e göçmüştü ki sadece onları bile çağırsak oyun salonunu doldurabiliriz diye düşündük. Zira ben artık orada yaşayan arkadaşlarımı oyuna davet etmek için bir liste çıkardığımda 60 kişilik bir liste olduğunu görüp şoka girmiştim. Seyirci organizasyonu konusunda zorlanmamış olsak da lojistik konularda bizi maceralar beklediğini bilmiyorduk.

Hamburg oyunumuzun ertesi günü hem dekorlarımızı hem de ekibi taşıyacak olan önden kiralamasını yaptığımız transit tarzı aracı teslim almaya gittiğimizde aracın bizim internet üstünden kiraladığımızdan farklı çıkması krizi ile karşılaştık. Bizim planımız transit aracımıza hep beraber binmek,  Zeynep ve benim dönüşümlü olarak şöförlük yapmamız ve keyifli bir yolculukla Berlin’e ulaşmamızdı. Lakin işler hiç de öyle ilerlemedi. Yeni bir araç bulma ya da alternatif çözümler bulmaya çalışırken bir yandan saat ilerliyor ve akşama oyuna çıkacak olmanın stresi artıyordu. Tabi bir yandan da Almanya’da işler bizim İstanbul’da hızla çözdüğümüz gibi ilerlemiyordu. Birkaç saatlik kriz yönetiminin ardından iki adet binek araç kiralama çözümünü bulduk. Zeynep’in yanına bir kişi ve arkasında dekorlar, benim arabada ise arka koltuğa sıkışan yol sonunda bacaklarını hissetmeyecek olan 4 kişi olarak çıktık yola. Şu an gülerek kaleme aldığım bu güzel turne anısı içindeyken oldukça stresliydi, bu yüzden hiç fotoğraf çekmemişiz ama tasvirimden halimiz tahmin edilebilir diye düşünüyorum.

Yolculuk stresi yetmezmiş gibi benim bir de hayatımda ilk kez hastalıktan sesim yok denecek kadar kısılmıştı ve oyuna nasıl çıkacağımı düşünüyordum. Berlin’de yaşayan bir arkadaşımdan benim için eczaneden ilaç ve iğne almasını Berlin’e gelince de beni hemen iğne yaptırmaya götürmesini istedim. Fakat tabiki Almanya’da işler gene böyle yürümüyordu ve onlarca prosedür tamamlayıp doktora gitmeden o ilaçlara ulaşamazdım. Elimizdeki pastiller ve o sesin sahnede çıkacağına olan büyük inanç ile bu işi çözecektik.

Yaklaşık 4 saatlik araba yolculuğunun ardından oyun saatinden 3 saat evvel oyunumuzu sahneleyeceğimiz Berlin’in Wedding bölgesindeki Ballhaus Prinzenallee’ye ulaştık. İlk kez oynayacağımız bir salonda dekor kurulum, mizansen belirleme, üst yazı altyapısını kurma gibi işlerimiz varken oldukça sıkışık bir zamandı. Ama elbette elbirliği ile pek çoğunu hallettik ve oyuna çıktık. Yolunda gitmeyen tek şey üst yazı altyapısının kurulumu oldu. Neyse ki üst yazı ihtiyacı olan üç seyirci vardı ve onlardan da özür dileyerek durum açıklandı.

Ballhaus Prinzenalle kulis hatırası

Berlin’de Hamburg’a kıyasla yaş ortalaması daha genç bir kitle bizi izledi. Hamburg’da 40 yıldır yaşayan Türkiyeliler varken burada son 15 yılda Türkiye’den göçen kişiler ağırlıktaydı. Yaklaşık 120 kişinin geldiği oyundan sonra bir söyleşi yapılmasa da çıkışta bekleyen seyircilerle ve arkadaşlarımızla oyun üstüne fikir alışverişi yapma şansımız oldu. Kimi Türkiye’den Almanya’ya göçmek zorunda kalmış, kimi geleceği için göçmek zorunda hissetmiş kişilerden gelen görüşlerdeki en önemli ortak nokta oyundaki 1940’lardan 1970’lere kadar çizilen Türkiye tarihi panoraması ile günümüz koşulları arasındaki benzerlikler, faşizm koşullarının biçim değiştire değiştire tekrarlamasının etkileyiciliği oldu.

Berlin temsilinden

***

Sevgi Soysal Yaşamakta Israr Ediyor oyunumuzun 2023-2024 sezonunda İstanbul dışında yurtiçi ve yurtdışında yaptığı 7 temsile dair notları paylaştığım bu yazı burada sona eriyor. Bir sonraki yazıda ise ikinci sezonda gittiğimiz Artvin, Diyarbakır, Aydın, Manisa, Çanakkale, Burhaniye ve Ayvalık turneleri yer alacak.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Nihal Albayrak

Yanıtla