Modern Meddah, Tek Kişilik Orkestra

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Ezgi Can Ceylan’ın BirGün’de yayımlanan ve Boğaçhan Sözmen ile gerçekleştirdiği söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]

Çocukken radyo tiyatrosunda başlayan sanatçılığını ‘Müzikli Türkiye Takvimi’ ile taçlandırmış Boğaçhan Sözmen. Hem anlatıyor hem çalıyor hem de söylüyor.

‘Müzikli Türkiye Takvimi (MTT)’, 1800’lerden bugüne yaşadığımız topraklara müzik perspektifinden bakan bir müzikli gösteri. Çocukken radyo tiyatrosunda başlayan oyunculuk, müzisyenlik ve seslendirme sanatçılığını ‘Müzikli Türkiye Takvimi’ ile taçlandırmış Boğaçhan Sözmen. Hem anlatıyor hem çalıyor hem de söylüyor. Metin yazarı Erol Onur, müzikler de Musa Göçmen’e ait.

Boğaçhan Sözmen, sahnede bağlama, ud, akordeon, flüt, saz ve piyano çaldı; söyledi, kukla oynattı. Canlandırma yaptı. On parmağında on marifet. Sözmen’in sahnede ellinci yaşını da kutladığı gösterisinden sonra ‘Müzikli Türkiye Takvimi’ni konuştuk.

‘Müzikli Türkiye Takvimi’ nasıl doğdu?
Uzun zamandır her iki mesleğimi, müzikle tiyatroyu birleştiren; bir derdi sözü olan gösteri yapmak aklımdaydı. Bundan üç yıl kadar önce eski dostum ve gülmecesine, kalemine güvendiğim Erol Onur’la ve müzikler için birlikte projeler ürettiğim Musa Göçmen’e fikirlerimi aktardım. Erol çok eğlenceli bir metinle geldi. Tam işe koyulacakken pandemiyle tanıştık. Etkinliklerin yavaş yavaş başlayabileceğini görünce, Musa’nın açtığı yeni salonda oynamak üzere çalışmaya başladık. 2021’in ekim ayında ilk kez seyirciyle buluştuk. Önce reji asistanı, sonra da aynı zamanda yardımcı oyuncu olan bir de ‘kız çocuğu’muz var. Tiyatro bölümünden geçen yıl mezun olmuş Tutku Ece Çoruk. Oyuncusu olduğum Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün de izniyle başladı ‘Müzikli Türkiye Takvimi’ yolculuğu.

‘Müzikli Türkiye Takvimi’ için nasıl bir tür diyebiliriz?
Meddahlık geleneğinden yararlanan, çağdaş ve müzikli bir anlatıcılık diyebilirim. Hüzün ve gülmece iç içe ama kahkahamız daha çok. Kendi yaşadıklarımızdan bir izlence…

Bir oyuncu için çok zor bir proje. Bir tür meydan okuma sanki…
Kolay sayılmaz. İki buçuk saate yakın anlatıyor, çalıyor, söylüyor ve oynuyorum. Otuza yakın müzikli kısım var. Etkileşimli bölümler de olduğundan seyirciden gelen tepkileri de izlemem ve yanıtlamam gerekiyor. Metnin; ülkeye, yaşadıklarımıza, bize dair net bir sözü ve duruşu var. Burada sözünü söylemekten çekinmeden ama anlamsız bir ajit-prop tuzağa düşmeden yapma gayretindeyim. Gülmecesiyle de, hüznüyle de, eleştirisi ya da övgüsüyle de nesnel ve insanca olmasına çok dikkat ettik, ediyoruz. Evet, zor. Ama bu o kadar da önemli değil. Becerim her ne ise bir sanatçı olarak olanak buldukça yapmak, bulamazsam onu yaratmak bu halka borcumdur.

Devamı için tıklayınız.

BirGün

Paylaş.

Yanıtla