Tunç Şahin: Cesaret Edip Açamadığımız Kapıların Ardından ‘Canavar’lar Beliriyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Okan Çil’in Gazete Duvar’da yayımlanan ve Tunç Şahin ile gerçekleştirdiği söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]

“Canavar” oyununun yönetmeni Tunç Şahin’le oyunu konuştuk. Şahin, “Tiyatronun izleyiciyle doğrudan temas eden ve her temsilde değişebilecek bir form olmasını çok heyecan verici buluyorum” dedi.

Tunç Şahin’in yazıp yönettiği “Canavar”, üç kişinin geçmişteki bir canavarla olan hesaplaşmalarını konu edinen bir oyun. Oyuncuları Tülin Özen, Gülçin Kültür Şahin ve Hakan Emre Ünal.

Sezonun yeni oyunlarından olan “Canavar” yoluna devam ederken biz de Tunç Şahin’le konuştuk.

“Canavar” nasıl ortaya çıktı?

Görünenin ötesinde bir gerçeğin olduğu hikâyeler oldum olası ilgimi çekmiştir. “Canavar”a ilişkin ilk notları 2018 yılında aldım. “7Yüz” sonrasında, merkezinde bir ailenin olduğu, birbirlerine çok yakın görünen ancak bu yakınlığın altında konuşmadıkları sırlar biriktiren kardeşlerle ilgili bir hikâye yazmaya niyetlendim. Gözümün önünde bir masanın etrafında oturmuş birbiriyle konuşan ama bir türlü anlatmak istediklerini söylemeyen üç kuzen belirdi. Müsebbipleri çoktan ölmüş bir suçun mağduru üç yetişkin, geçmişleriyle yüzleşirken hesaplaşacak kimseyi bulamayınca parmaklarını birbirine çevirip birbirlerini suçlamaya başladılar. Karakterlerin isimleriyle birlikte belirdiği ilk günden bu yana onları ekranda değil de sahnede konuşurken görüyordum. Bu yüzden öyküyü neredeyse gerçek zamanda, bir mutfakta geçecek şekilde tasarladım.

Oyunun kadrosu da deneyimli ve yetenekli isimlerden oluşuyor. Onlarla bir araya gelme süreciniz nasıldı?

Senaryolarımı yazarken doğrudan oyuncuları hayal ederek yazmıyorum. Öykü benim için tamamlandıktan sonra metni oyuncu arkadaşlara gönderip görüşmeler yapmaya başladım. Anlattığımız konu hassas bir mevzu olduğu için meseleye bana yakın bir yerden bakan ve birlikte çalışma heyecanı hissedebilecek oyuncularla yola çıkmaya karar vermiştim. Her üç oyuncu arkadaşımla da farklı derecelerde tanışıklığım vardı. Hakan Emre Ünal yeteneğine ve oyunculuk içgüdülerine çok güvendiğim bir arkadaşım. Metni bitirir bitirmez okuma provası yapmak istediğim zaman kendisine gittim. Daha ilk andan Kemal’in karmaşık yapısını çok iyi etüt ettiğini düşünüyorum. Uzun zamandır Gülçin Kültür Şahin’i yaptığı işlerde hayranlıkla takip ediyor, deyim yerindeyse birlikte çalışmak için fırsat kolluyordum. Gülçin üç karakter içinde belki duygu durumu en çok dalgalanan Derya’da harika bir iş çıkardı. Tülin Özen’le tanışıklığımız yirmi yılı geçiyor. Tülin benim ilk kısa film deneyimimde de yanımdaydı. O zamandan bu yana birkaç kez denememize rağmen profesyonel anlamda yollarımız kesişmemişti. Oyunun provalarına girmeden kısa bir süre önce sahnede, “Nora 2” oyununda Tülin’i izledim. Performansından çok etkilendim ve Aslı için biçilmiş kaftan olduğunu düşündüm.

Devamı için tıklayınız.

Gazete Duvar

Paylaş.

Yanıtla